Şermin TERZİ
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 01, 2007 00:00
Batman birkaç yıl öncesine kadar arka arkaya meydana gelen kadın intiharlarıyla hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının dikkatini çekti. Bu intiharlar üzerine akademik çalışmalar yapıldı, sebepleri ve nasıl önlenebileceği tartışıldı. Varılan sonuç, kızların aile baskısına, dayak ve şiddete dayanamayarak çözümü intiharda bulmalarıydı. Batman hafızalarda böyle yer etti. Geçen 14 Haziran’da öğretmen Nuran Uca’nın intiharı da Batman’ın bu imajını koruduğunun kanıtı: Uca’nın intiharına sebep, aile baskısı, denildi. Oysa bu kez durum farklı.
14 Haziran günü henüz 24 yaşındaki resim öğretmeni Nuran Uca, annesiyle yaşadığı evin banyosunda kabloyla kendini astı. Olay gazetelere "Batman’daki kadın öğretmen girdiği bunalımdan çıkamayarak intihar etti" haberleriyle geçti.
Ancak intihardan sadece iki gün sonra, kimin yazdığı belli olmayan ama Nuran Uca’nın yakın bir arkadaşı olduğunu iddia eden biri gazetelere "Barbarlık" başlığıyla bir mail gönderdi. Mailde, Nuran Uca’nın intihar etmeyip intihara zorlandığı ya da ailesinin bizzat öldürdüğü iddia ediliyordu. İddialara gerekçe olarak da, Nuran’ın çocukluktan beri yediği dayaklar yüzünden kekeme olduğu, sırf ailesinin baskısından kurtulmak için üniversiteyi başka bir şehirde okuduğu, hatta kazandığı bursu elinden alırlar korkusuyla ailesinden gizlediğini ve sebepli sebepsiz her gün abilerinden ve özellikle annesinden dayak yediğini gösteriyordu. İddiaya göre bardağı taşıran son damla ise ailesinden gizli görüştüğü yine bir öğretmen olan S. ile yaşadığı aşktı. Ailesi bir telefon konuşmasına şahit olmuş ve bundan sonra aşiret toplanarak Nuran’ın ölümüne karar vermişti.
İddialar isimsiz de olsa araştırmaya değerdi. Batman’a giderken anlatılanlardan benimle görüşmeyi kesinlikle reddedecek bir aileyle karşılaşacağımı sanıyordum. Batman’ın merkezinde sekiz katlı bir apartmanın üçüncü katındaki evlerine geldiğimde içerisi taziye için bekleşen onlarca insanla doluydu. Gazeteci olduğumu öğrenince beni kapı dışarı edeceğini düşündüğüm anneyi o kalabalık arasında bulmaya çalıştım. 1.80 cm boyundaki kızı Nuran Uca’ya her gün dayak attığı iddia edilen anne, ayaklarını sürüyerek yüremekte bile zorlanan 67 yaşında biriydi. Gazeteci olduğumu ve kızının ölümüyle ilgili iddiaları araştırmak için geldiğimi söylediğimde, "O benim ay parçamdı ben kızımın acısını çekerken bir de bunları duymak beni kahrediyor" diyerek boynuma sarılıp, ağlamaya başladı.
YEDİĞİ DAYAKTAN DEĞİL KEKEMELİK AİLEDE GENETİKBeni alıp, suçlanan diğer abilerin olduğu odaya götürdüğünde hepsi ağlamaklıydı. Adı Kemal
Atatürk’ten esinlenerek koyulan 35 yaşındaki abi Kemal Uca isyan ediyordu: "Kız kardeşimizi her gün dövdüğümüzü söylüyorlar. Ben Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara destek için yürüdüğümden dolayı soruşturma geçirmiş biriyim. Kadınlara bu kadar destek verirken, kendi kardeşime bunu nasıl yaparım? Kardeşimin bursuna bile göz diktiğimizi söylemişler, hepimiz iş güç sahibiyiz, bin dönüm arazimiz, beş dairemiz var. Kardeşimin bursuna ihtiyacımız mı vardı? Tam aksine üç abi her ay 200’er lira gönderiyorduk. Kendi kazandığı paranın hepsini yine kendine harcıyordu, 100 liralık parfüm alan birinin elinden nasıl parası alınıyormuş anlamıyorum. Yediği dayaklar yüzünden kekeme olduğu söylenmiş, görüyorsunuz ben de kekemeyim bizim ailemizde kekemelik genetik."
AİLEYİ TOPLADIM AMA BARBEKÜ YAPMAK İÇİNMakine mühendisi büyük abi Ahmet Uca da iddialara tepkili: "Bizi Batman’da tanıyorlar, böyle bir şey yapmayacağımızı buradakiler bilir ama bütün Türkiye’ye rezil olduk. Burayı bilmeyenler, Batman’ın zaten adı çıkmış, Kürt işte bunlar kesin yapmışlardır, barbarlardır diye düşünecektir. Güya aşiret toplanmış, ölüm kararı vermişiz. Bir kere biz aşiret değiliz. Evet ben bütün aileyi topladım ama Nuran’ın ölüm kararını vermek için değil, barbekü yapmak için. Bu iddiaları her kim ortaya atmışsa, roman yazmak istemiş herhalde. Bütün bu olaylarda en üzüldüğümüz şey, kız kardeşimizin bir derdi varmış ki bizle paylaşmamış, bizi demek ki kendine yakın görmemiş, biz en çok bu yüzden üzülüyoruz."
BANYO KAPISINI KİLİTLEDİ ANNESİ YALVARDI, AÇMADIİddiaların tam ortasındaki anne Şefika Uca ise herkesten çok daha doluydu: "Son birkaç aydır, anne ben kendimi iyi hissetmiyorum, beni yalnız bırakmayın diyordu. Şimdi depresyon diyorlar, kızım ben anlamıyorum ki o depresyon nedir, bilemedim ne olduğunu. O gün namaz kılıyordum, sağa selam verdim, sola selam verdiğimde banyonun kapısını kilitlediğini görünce namazı bırakıp kapıyı açmaya çalıştım, açsın diye yalvardım ama hiçbir şey söylemedi. Kapıyı açamayacağımı anlayınca komşudan yardım istedim, geldi mutfaktan aldığı küçük bir bıçakla kilidi açmayı başardı. Kapıyı açtığımızda, yüksekteki banyo askısına kendini astığını gördük. Komşum hemen indirdi, hemşire çağırdık nabzına baktı, ölmemiş. Şimdi doktor gelir dedi ama doktor gelene kadar kızım öldü. Niçin intihar etti bilmiyorum, sadece KPSS sınavlarına hazırlanıyordu ve çok stresliydi."
ERKEK ARKADAŞININ AİLESİ BAŞI AÇIK DİYE İSTEMEDİ
Nuran’ın birine aşık olup olmadığımı sorduğumda bu kez de adı Erdal İnönü’den esinlenerek koyulmuş Erdal Uca cevap verdi: "Evet iki aydır bir erkek arkadaşı vardı. Biz de biliyorduk. Birbirlerine çok aşık oldular. Fakat çocuğun ailesi çok tutucu olduğu için çalışan ve başı açık birini istemediler. Annem, ailesiyle gelsin istesinler verelim dedi ama S. ben tek başıma gelsem olmaz mı deyince annem kabul etmedi. Bir abi olarak elbette telkinde bulundum. Kızım sen üniversite okudun, çalışmazsan, kapanırsan mutsuz olursun ama her şeye rağmen yine de istiyorsan iyi düşün öyle karar ver dedim. Bu konuyu kendine çok sıkıntı ediyordu."
Nuran’ın çalıştığı 19 Mayıs İlköğretim Okulu’nda görevli müdür ve bazı öğretmenler, Nuran’ın sorunsuz güleryüzlü biri olduğunu anlatıyor. Okula herhangi bir darp iziyle geldiğini görmediklerini söylüyorlar. Aile iddialarla dolu mektubu yazanın Nuran’ın en iyi arkadaşı ve aynı zamanda yine öğretmen olan M.T. olabileceğini tahmin ettiklerini söylüyor. M.T’ye ulaşıp maili kendisinin yazıp yazmadığını sorduğumda, "İki aydır KPSS sınavına hazırlanıyorum. Doğru düzgün görüşmüyorduk bile. Ailesi ileri görüşlü kişilerdir, öyle şeyler yapmazlar. Maili kesinlikle ben yazmadım. Ben yazsam yazdıklarımın arkasında dururum" dedi.
İNTİHAR ETTİĞİ GÜN PSİKOLOĞA GİTMEK İSTEDİNuran Uca, intihar ettiği gün öğlen 12.00’de eniştesini arayarak kendisini psikiyatra götürmesini istemiş. Eniştesi ise, tam öğlen yemeği saati olduğu için hastanede doktor bulamayabileceklerini ve saat 13.00’te götüreceğini söylemiş. Aynı saatlerde Nuran, Ankara’da oturan ablasını arayarak akşam 17.00’de Batman’dan yola çıkıp Ankara’ya geleceğini belirtmiş. Fakat Nuran, bu konuşmaları yaptıktan kısa bir süre sonra saat 13.00 sularında intihar etmiş. Otopsi raporuna göre, iddia edildiği gibi herhangi bir darbe yok Nuran’ın vücudunda. Ölüm sebebi ise"Asıya bağlı mekanik asfiksi (solunum, kalp durması)."