OluÅŸturulma Tarihi: Mart 01, 2000 00:00
KADINLAR, ERKEKLER, KELEBEKLER, ÇİÇEKLERKadın-erkek meseleleri son zamanlarda hiç de gündemimde olmamasına rağmen, sonsuza kadar insanların ilgilerini çekecek, muazzam bir konu olduğu için bu tartışmada bir tuzum bulunmasını istedim. Cinsellik mükemmel bir malzemedir her zaman, ve kadın hakları da keza… Ayrıca çok gündemimde olan iletişim meselesi de konuyla ilgili bulununca yazmadan edemezdim. Kadınlar güzeldir, erotiktir, gizemlidir, Türk kültürünün uçsuz bucaksız derinliği de eklendiği için yüz çizgilerine, Türk kadınları daha da eşsizdir. Yine de ben bir melezi izlemekten daha çok hoşlanırım her zaman. Yıllarca kölelik yapan zencilerin müthiş kas yapıları ve anatomileri yansır çünkü bedenlerine. Kadın erotizmi pek de doğal olmayan süslü bir konudur. Bu süsler de bazı kadınları dayanılmaz kılar. Erkeklerin çoğu odundan farksızdır ama cinsel bir cazibeleri varsa eğer, bu onları kadınlardan daha dayanılmaz yapar. Bunun en büyük kanıtı da travestilerin, çoğu kadından daha oynak, kıvrak ve cilveli oluşlarıdır. Bununla birlikte cilveli ve oynak olmak çoğu zaman bir kadın için para etmez. Bunun yanında bilinmez ve keşfedilemezmiş gibi olmak, asil davranmak ve ambalajı mümkün olduğunca cilalamak gerekir. Ama bunların hiçbiri gerçek mutluluğu bulmaya yardım etmez. Taktikler ve sahte görüntüler en fazla kısa süreli çıkarcı birlikteliklerde işe yarar. Yine de kimse ne istediğine tam olarak karar veremediği için, en azından ego tatmini yapmayı sağladığına inanarak güzel ve bakımlı kadınlardan yana kullanırlar oylarını. Erkeklerin de güçlü kuvvetlisi, paralısı, şanlısı, şöhretlisi makbul sayılır. Uzun zaman feministlere bazı konularda hakvermiş olsam da; erkekleri tanıdıkça, bir ilişkiye nasıl da körükörüne bağlanıp, sürünmeyi göze aldıklarını gördükçe; bir çocuk gibi ağlayan erkekleri nasıl da istemeden üzmek zorunluluğuna düştükçe; kadınlardan çok erkeklerin tarafını tutar oldum. Uzun zaman önce 'Akıllı kadın, akıllılığını erkeklere hissettirmeyen kadındır' sözünü de kitabımdan sildim. Kadın erkek tartışmaları yerine; insan hakları veya hayvan hakları konularını tartışmak daha mantıklı gözükür oldu bana çünkü nihayetinde kadın da erkek de insan; insanlar da hayvan gibidir. Kadın da erkek de sevildikçe güzelleşir, ve sevilmediğine inandıkça; çılgınca şeyler yaparlar. Ve genellikle eşcinseller yaşadıkları baskılar dolayısıyla biraz kompleksli olmuşlardır ve korkacak pek birşeyleri olmadığı için onları kızdırmamak gerekir. Ama bir eşcinsel komplekslerini aşmayı başarırsa, çok keyifli biri haline gelir. Eğer her iki cinsin de kötü yanlarını almadıysa; her iki cinsin de iyi yanlarını almış sayılır. Bu noktada da; 'Eğer çocuğumuz olursa ve benim güzelliğimi ve senin zekanı alırsa ne hoş olur' diyen güzel kadına 'Peki ya tersi olursa?' diye cevap veren Bernard Shaw'ın lafı gediğine koymadaki başarısı tartışılmamalıdır. Evet kesinlikle erkekler daha zekidir. Çünkü zeka bir konuda odaklanmayı sürdürebilmekle doğru orantılı olarak gelişir. Ve bin bir türlü hınzırlık düşünen bir kadın da, bir noktada uzun süre beklemez. Ve kocaları kral, kaşif ve apartman yöneticisi olduğunda; onlara istediklerini uygulatabilme gücüne sahip olmak çoğu kadın için kafidir. Yine de günde üç öğün
yemek yapan kadınların bu baÅŸarısı kutlanmalıdır ama mikrodalga fırın çıktığına göre onlar da daha fazla ekonomi problemi ve matematik formülü ile uÄŸraÅŸabilir. Hepsi bir yana bir kadının haklarını savunan bir erkek çok garip bir mahluk olmalıdır. Ve genellikle ucu kadınlara batan ahlak yargılarına kadınların daha sıkı sarılması da akıl sınırlarını zorlamaktadır. Kadınları hiçe sayan düzenleri savunmak da bazı kadınların sevinçle yaptığı bir ÅŸeydir ve sanırım onlar bizim akıl ölçülerimizi çoktan aÅŸmış ve bambaÅŸka alemlerde yelken uçurmaktadır. Bu arada erkekler kadınlara yaklaÅŸmaktan korktukları için onları çok fazla yüceltmeyi, kendilerini kurtarmanın yolu olarak görürler ve korkularını yenip, bir kadına yaklaÅŸtıklarında onun da kendisinden farklı olmadığını anlayarak ondan nefret ederler. Onlar kendi akıllarında yücelttikleri kadını aramaktadırlar aslında. Bundan ötürü de çapkın diye nitelendirilirler. Aradığını bulamayana çapkın denir ve onlar teselli olsunlar diye yüceltilir. Çapkın kadınlar ise zevk düşkünüdür ve Sade'ın de dediÄŸi gibi zevk düşkünü olmak günahtır. Türk insanları bu zevk düşkünü kadınlar hakkında çok meraklı olup, dilimize onları tanımlayabilmek için türlü kelimeler kazandırmışlardır. Fettan, hafifmeÅŸrep, kancık, kaltak bunlardan sadece birkaçıdır ve hepsini söylemek çok zevkli ve yüz kızartıcıdır. Ne demek istediÄŸinden pek emin olmayan ama söyleyecek çok ÅŸeyi olan insanlar bilinçakışı denen ve Beat kuÅŸağının deyimiyle 'noktasız ve virgülsüz, kesintisiz ve kendiliÄŸinden' akan yazı türüne pek meraklıdırlar ve bir seviÅŸmenin de kesinlikle böyle olanı makbuldür. Hep uzun olması istendiÄŸi halde, aslında çok uzunu da insanı sıkar. Kısa ve güzel yapmayı beceremeyenler, benim gibi uzun uzun yazar ve hatta bununla da övünürler. Ä°. Sevgi ÇOPUR - 1 Mart 2000, ÇarÅŸamba Â
button