Kadınlar da aldatır!

Güncelleme Tarihi:

Kadınlar da aldatır
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 26, 2011 13:40

Başrollerini Nurgül Yeşilçay ve Murat Yıldırım’ın paylaştığı “Aşk ve Ceza” dizisinde Pelin karakterini canlandıran Ahu Yağtu, Hafta Sonu dergisinin sorularını yanıtladı. 18 yıldır devam ettirdiği mankenlik mesleğinden kadın-erkek ilişkilerine kadar her konuya değinen Yağtu, aşık olduğunda gözünün önüne perde indiğini söyledi.

Haberin Devamı

“Aşk ve Ceza” bu sene final yapıyor. ıçinizde bir burukluk var mı?   

- “Aşk ve Ceza” büyük başarı yakalamış bir dizi. Kadroya sonradan dahil olmama rağmen ekiple çok hızlı kaynaştım. Zaten dizinin başarısında, senaryonun yanı sıra oyuncu ve teknik ekibin birbiriyle uyumlu çalışması da etkili. Aslında Pelin’in hikayesi belli bir noktada bitecekti. Fakat çok sevildiği için son bölüme kadar devam kararı alındı. Bu da beni mutlu etti.

Berrak Tüzünataç ve Engin Altan Düzyatan’la oynadığınız “Bir Avuç Deniz” çok eleştirildi ve çok az kişi tarafından izlendi. Neden böyle oldu sizce? 
 
- Kimi çok beğendi, kimi hiç beğenmedi. Herkesin kişisel algısı. Bunda bizim yapabileceğimiz pek bir şey yok.

O filmde çok iyi anlaşan iki arkadaş var. Gerçekte de dostluklarınız o kadar sıkı mıdır? 

- Benim de çok yakın arkadaşlarım var. Ama bir elin beş parmağını geçmez. Sıkı ve azdır.

O arkadaşlarınızdan birinin aldatıldığını görseniz ona söyler misiniz, yoksa görmezden mi gelirsiniz?

- Görmezden nasıl gelebilirim? Bana yapılmış bir şey gibi. Söylemeden duramam. Empati kurarım ve söylerim.

AŞK ÇOK SIK YAKALANMAZ

“Aldatmayan erkek yok” deniyor. Katılıyor musunuz?

- Herkes bir kalıbın içinde mi hareket etmek zorunda? Kadınlar da aldatır. Aldatmak isteyen herkes aldatabilir.

Siz hiç aldatıldınız mı?

- Aldatılmış olabilirim ve farkında olamayabilirim, bilmiyorum. Ama hep derler ya, “O onun gerçeği”... Bir ilişki yaşıyorsunuz, biri gidip sizi aldatıyor. O sizi aldatmıyor aslında. Niye biz bunu üstümüze alınıyoruz? Ben kimin sahibiyim ki, o beni aldatıyor olsun?

Aşka bakış açınız nasıl?

- Geniş (gülüyor). Aşk çok sık yakalanacak ve kelimelerle çok tarif edilecek bir şey değil. Yaşanılarak anlaşılır.

Aşık olunca çok değişir misiniz?

- Değişirim. Aşık olunca, garip bir şey salgılanıyor. Onun da kimyasal bir açıklaması var. Gözünüzün önüne tatlı bir perde inerek yaşamaya başlıyorsunuz
.
ESKİ EŞİMLE DOST KALABİLDİM

22 yaşında bir evlilik yapmıştınız. “Keşke bu kadar erken evlenmeseydim” dediğiniz oluyor mu?

- Demiyorum. Çünkü her şey bir tecrübe. Belki o evliliği yapmasam, burada olmazdım. Bilemem ki...

Eski eşinizle dost kalabildiniz mi?

- Kaldık. En son doğum gününde gittim.

“Evliliğimden bir çocuğum olsaydı” diyor musunuz?

- Bazen diyorum. Bazen de “ıyi ki yok, yoksa nasıl çalışacaktım?” diyorum. Muallakta bir durum. Olsa, aslında iyi olurdu. Ne kadar erken, o kadar rahat gibi bir durum var. Ama bu farkındalığımda bir çocuk sahibi olmak, benim için daha avantajlı.

Evliyken, mankenliği sürdürmek zor muydu?

- Tam aksine. Eşim beni o zamanlar çok destekliyordu. Paris Fashion Week’te bile çıktım.

Evliliğinizin sona ermesinde yoğun iş temposunun etkisi oldu mu?

- Hayır. ış temposunun yoğunluğu, benim boşanma dönemime denk geldi. Boşandıktan sonra moda editörlüğü ve stil danışmanlığına başladım.

Şimdi evliliğe bakış açınız nasıl?

- Çok fazla insan evleniyor ve boşanıyor. Bir aile kurmak için evlenmek gerekir diye düşünüyorum. Çocuk yapmak istediğim insanı yakalarsam, evlilik olabilir. Ama illa ki olsun diye bir şeyim yok.

HAYATIMDA HİÇ DİYET YAPMADIM

18 yıldır mankenlik yapıyorsunuz. Bu kadar uzun süre bu mesleği yapan kimse yok sanırım.

- Bu kadar aktif yok şu an, evet. Çok güzel bir şey.

Formda kalmayı nasıl başarıyorsunuz?

- Vücudum doğuştan böyle, ayrıca bir çaba sarfetmiyorum. Hayatımda hiç diyet yapmadım. Ama spor yapıyorum. 34 bedenim.

Sıfır bedenin zararlı olduğu söyleniyor.

- Ben sıfır beden sayılmam. Sıfır beden 32’dir. ılk başladığım dönemlerde 32’ydim ama, bir ara 43 kiloydum. Modelliğe 1993 yılında başladım. O zamanlar Türkiye’de mankenlerin bedenleri 38’den başlıyordu. Benim defileye çıkmama imkan yoktu. Ne giysem üstümden dökülüyordu. Ama bence bu çok sağlıklı bir durum değil. Dümdüz, sopa gibi, kibrit çöpü gibi bir tip düşün. Dengeyi iyi kurmalı. Yuvarlak hatların olması güzel ama ince olmakta da fayda var. Çünkü o zaman kıyafeti güzel taşıyorsun.

Haberin Devamı

BULİMİK MANKENE HİÇ RASTLAMADIM

Bir ara çok zayıf olduğunuz için size “Bulimia hastası” denilmişti.

- Evet. Mankenler yiyor ve kusuyor diye bir yanılsama var. Ben hiçbir mankende ne böyle bir şey gördüm ne de duydum.

Okul yıllarında da mı böyle zayıftınız?

- Zaten modelliğe başladığımda orta sondaydım ve 14 yaşımdaydım. Herkes eteğini kısaltırdı, ben uzatmaya çalışırdım. Bacaklarım kalınlaşsın diye tayt üzerine çorap giyerdim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!