Kadına kalkan eli bu savcılar tutacak

Güncelleme Tarihi:

Kadına kalkan eli bu savcılar tutacak
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2013 00:00

Bu savcılara iyi bakın. Onlar Türkiye’nin ilk aile içi ve kadına karşı şiddet bürosunda çalışıyor, ayda 1000’den fazla dosyaya bakıyor.

Haberin Devamı

Kadına şiddet vakalarının son yıllarda sık sık gündeme gelmesi ve yasal önlemlere karşın vakaların azalmaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir önlem alma yoluna gitti: Geçen ekimde Türkiye’de bir ilk olarak ‘aile içi ve kadına karşı şiddet suçları bürosu’ kurdu.
Hem bu tür vakalarda uzmanlaşarak işi hızlandırmak hem de kadını korumaya yönelik pozitif ayrımcılığı desteklemek için kurulan büroda yedi savcı görev yapıyor. Koordinasyonu sağlayan Başsavcı Vekili Fehmi Tosun kadına karşı şiddetin önlenmesinin bir devlet politikası olduğunu söylüyor: “Kadına şiddet vakalarında geçmişe göre ciddi boyutta artış olduğu kanaatinde değilim. Ama geçmişe oranla basının, toplumun gündemine daha çok geliyor. Toplumun dikkatinin bu noktaya çekilmesi faydalı. Bu büro da mücadeledeki ısrarın göstergesi.”
Büronun kuruluşundan bu yana savcılığa toplam 3868 olay yansımış. Bu da ayda 1100 kadar dosyaya tekabül ediyor. Bunların yüzde 80’i dava açılmasıyla sonuçlanıyor. Bayrampaşa, Beşiktaş, Beyoğlu, Eyüp, Fatih, Kâğıthane, Sarıyer, Şişli ilçelerindeki tüm olaylar büroya geliyor.
Bu da yoğun bir iş yükü anlamına geliyor. Bürodaki her savcıya ayda 150-200 dosya düşüyor. İnfaz savcısı Aydın Apaydın, Aile Mahkemeleri’nin evden uzaklaştırma, çağrılı koruma gibi tedbir kararlarının infazına bakıyor, diğer savcılar soruşturmaları yürütüyor. Büro savcılarından Hasan Özberk “Bu görevden önce eşini döven bu kadar erkek olduğunu düşünmezdim. Bu konudaki farkındalık gelişmeli” diyor.

Haberin Devamı

SAVCILARIN TEDBİR YETKİSİ SINIRLI

Peki savcılar aile içi şiddet konusunda yeterli yetkiye sahip mi? Savcı Selim Altay yasada koruma tedbiri yetkisinin mülki amire ve kolluk amirine verildiğini söylüyor: “Şiddete uğrayan kadın karakola gidiyor. Kolluk kuvveti nöbetçi savcıyı arıyor ve talimat istiyor. Biz de ‘3. maddedeki tedbirleri uygulayın’ diyoruz. Yani ‘Eve yaklaşmasın, telefon etmesin’ gibi... Ama talimat veremiyoruz. Savcılara geçici de olsa bu yetki verilmeliydi.”
Fehmi Tosun’a göre işleyişte küçük sorunlar var: “Başka vakalarda kolluğa, ‘Şu binayı ara, bilişim sistemlerini kapat’ gibi çok daha ağır talimatlar verirken bu konuda ihbarla yetiniyoruz. Bu zaman zaman zafiyet de yaratıyor. Mesela akşam 9’da kadın nöbetçi savcıya geliyor, ‘Kocam öldürecek! Size sığındım’ diyor. Halbuki aile mahkemeleri 17.00’den sonra ve hafta sonu çalışmıyor.”
Ancak savcıya intikal eden durumlarda gelişme var. Fehmi Tosun’a göre savcılar her evrakta koruma tedbiri ihbarında bulunuyor. “Aile mahkemesi de herhangi bir riske meydan vermemek için tedbir kararını alıyor.” Selim Altay da caydırıcı etkisi bulunan hapis cezasından bahsediyor: “İlk etapta üç günden 10 güne kadar zorlama hapsi bu kanunun en büyük yeniliği. İndirim veya paraya çevirme söz konusu değil.”

Haberin Devamı

Anneler, oğullarını kadına şiddete teşvik etmesin

Başsavcı Vekili Fehmi Tosun

Dokuz ay önce çıkan kadına karşı şiddetin önlenmesi yasası içerik ve amaçlar açısından birçok Avrupa ülkesinin önünde. Ama sadece kadın sığınmaevi kurmayla yetinemeyiz. Kadının barınma, yeme içme ihtiyacını karşılamanın yanı sıra kadını sosyal açıdan geliştirmemiz lazım. Mümkünse iş sahibi yapılmalı. Bir önemli nokta da şu: Erkekleri sorumlu tutacağız elbette, şiddeti uygulayan onlar ama iş yine kadınlarda bitiyor. Analar oğullarını duyarlı yetiştirmeli, daha da ötesi başka kadına şiddete teşvik etmemeli. Ancak o zaman, kadına şiddetin önüne geçilebilir. Şu bir gerçek ki Türk toplumunda anneler çocuklarını yakın zamana kadar karısını dövdüğü oranda severdi. Bu arada gelen dosyaların yüzde biri erkeğe şiddet. Ama benim şahsi kanaatim bu oran yüzde 20’dir. Çünkü erkekler genelde şikâyette bulunmuyor.

Haberin Devamı

ŞİKÂYETTEN VAZGEÇME UYGULAMASI DÖNSÜN

Bir de şikâyetten vazgeçmeyle davanın düşmesi sisteminin tekrar tartışmaya açılması gerektiğini düşünüyoruz. Şiddet hiçbir zaman haklı gösterilemez ama her ailede basit tartışmalar olabiliyor. Ama iş resmiyete geçince aile düzeltmek istese de düzeltemiyor. Ancak şöyle bir sakınca var: Despotik yapılarda baskıyla şikâyetten vazgeçirme olayı gündeme gelebilir. Bunun için vazgeçmenin kişinin hür iradesiyle oluştuğunu ortaya çıkarabilecek bir sistem bulmak lazım.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı kadına karşı şiddet bürosu ekibi: (Ayakta soldan sağa) Selim Altay, Aydın Apaydın (infaz savcısı), Hüseyin Kayıkçı, Hasan Özberk; (oturanlar soldan sağa) Osman Çakır, Başsavcı Vekili Fehmi Tosun, Hasan Özdemir.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!