Kadın, zeka konusunda erkeği geçer

Güncelleme Tarihi:

Kadın, zeka konusunda erkeği geçer
Oluşturulma Tarihi: Kasım 14, 2012 00:00

Nilgün Belgün, tek kişilik oyunu “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi” ile hayat hikayesini sahneye taşıyor.

Haberin Devamı

NİLGÜN BELGÜN FOTOĞRAFLARI

 Ünlü oyuncuyla 15 Kasım’da perde açacak olan oyunu konuşmak için buluştuk, sohbeti kadın olma halleri ve erkek-kadın ilişkilerine getirdik, ilginç açıklamalar dinledik.

* Güçlü kadın dendiğinde genellikle çok ciddi, erkekler dünyasında erkekler gibi savaşan kadınlar akla geliyor. Siz ise güçlü ama bir o kadar da neşeli ve duygusal bir kadınsınız. Farkında mısınız bu durumun?
- Erkek eğer zeka konusunda kadınla yarışırsa, kadın onu geçer! Çünkü kadın daha entrikacıdır. Hürrem Sultan’ı görmüyor musun; hangi erkekte böyle bir zeka var? Koca Kanuni bile saçmalıyor arada bir, ne yaptığını bilemiyor kadının karşısında. Kadının çok daha kıvrak, hareketli, iş bitirici bir zekası var erkeğe göre. Benim içimde de bir kadın, hatta bir kız çocuğu var.
* Güçlü olmaya çalışırken o kız çocuğunu kaybetmediniz mi?
- Yok... 21 yaşımdan beri tek başıma şu piyasada ayakta duruyorum, hem de o kız çocuğunu kaybetmeden. Bir patron gücüne, bir koca gücüne ya da sevgili gücüne ihtiyaç duymadan! Bunu yaparken kendi kendine güçleniyorsun mecburen. Yapayalnızsın ve kendini korumak zorundasın sonuçta...
* Hiç erkeksileşmeden nasıl başardınız bunu?
- Erkeğin yeri başkadır, kadının yeri başka... Ben hiçbir zaman erkeğin yerine heveslenmem. Ama üreten de bir kadın olmak isterim; evde oturup da sadece erkeğine pilav pişiren bir kadın olamam, olmam. Kadın kadınlığını bilmeli, erkek de erkekliğini... Mesela erkek olsam çalışmayan bir kadınla evlenmezdim. Çünkü ne olursa olsun, erkekler çalışan kadına daha saygıyla yaklaşır. Birine köle olmak iyi bir şey değil. İlişkilerde paylaşımcılığa varım. Biri iş yapıyorsa öteki kahvaltıyı hazırlayabilir.

ERKEKLERİN BİR ÇOK EŞLİLİK DURUMU VAR
* O gibi durumlarda yafta hazır, hemen kılıbık diyorlar erkeğe...
- Bu erkeğin kılıbıklığı demek değildir ki... Birbirine yardım etmeli insanlar. Ben erkek kimliğine saygı duyar, erkekleri severim. Hayatım boyunca kızdan çok erkek arkadaşım oldu. Erkekleri, kadınlara göre daha net görürüm. Arkadaşlıkta da aldatma falan olmadığı için erkeğe yüzde 100 güvenirim. Bir tek ilişkide güvenemem. Çünkü erkeklerin çok eşli durumu var.
* “Nilgün Belgün’le Aşk ve Komedi”ye gelelim... Orada nasıl bir kadın izleyeceğiz?
- Bu bir oyun değil gösteri. Stand up’a benzeyen ama stand up da değil. Ben bundan beş yıl önce “İçimdeki Kadın” diye bir kitap yazmıştım. Arkadaşım Serkan Budak, o kitabı gösteri haline getirdi. Benim hayatım bu...
* Hayatınıza dair ne gibi detaylar var mesela oyunda?
- Hayatımı, eşlerimi, evliliklerimi, tiyatro anılarımı, sanatçılarla olan ilişkilerimi, her şeyi anlatıyorum. Yedi tane de şarkı söylüyorum.
* Canlı canlı mı?
- İki tanesini canlı söylüyorum, beşi playback.

İYİ Kİ ALDATTINIZ İYİ Kİ GİTTİNİZ!
* Seyirci başından sonuna gülümseyecek mi oyunu izlerken?
- Hayır... İkinci perdenin sonuna doğru bir hüzün var. Hayatımda her şey eğlence değil tabii. Hayatımda acı çektiğim bir bölüm var, onu da anlatıyorum. O bölümde ağlayabilir bile insanlar. Siz ağlıyor musunuz o bölümde?
- Ağlamasam da her provada gözlerim doluyor. O sahnede “Ah Kalbim” şarkısını okuyor, sonra finale geliyor ve hayatıma giren herkese teşekkür ediyorum. “İyi ki vardınız, iyi ki geldiniz, iyi ki sevdiniz, iyi ki acıttınız, iyi ki aldattınız, iyi ki gittiniz” diyorum.
* İlginç bir oyunmuş gerçekten...
- Teşekkürler... Çok eğlenceli, aynı zamanda izleyicinin kendini bulabileceği bir oyun işte... Ve ben bunu hiçbir masraftan çekinmeden yaptım. Her şeyimi, bütün prodüksiyonumu kendim karşıladım. Beş senedir tek kişilik gösteri yapmamı öneriyorlar, “Stand-up yap” diyorlardı. Sonunda böyle bir iş çıkardım ortaya...

KAZIK YEMEDEN NASIL DİMDİK DURACAKSIN?
* Farklı bir kulvar olduğu için rakibiniz de pek yok sanki...
- Evet, şu an için tek bir rakibim yok. Böyle bir olayı bugüne kadar hiçbir kadın, hiçbir erkek yapmadı ki... Çünkü ben tamamen hayatımı anlatıyorum. Kaç kişinin hayatını anlatabilecek cesareti var? Kaç kişinin hayatı bu kadar renkli, eğlenceli?
* İstediğiniz gibi yaşadınız mı? İçinizde ukde kalan bir şey var mı?
- Hayır. Zaten yeni kitabımın adı “Hayat Sen Benimsin”... Bu hayat benim, istediğimi yaşadım. Ama kurallara aykırı hareket ettim mi? Hayır, hiçbir kurala karşı da gelmedim. İllegal bir şey yaşamadım. Evli bir adamla birlikte olup, onu boşatıp karısından almadım. Dürüstçe, adam gibi her şeyimi yaşadım, herkesle de paylaştım. Gizlemedim. Önce yalan söyleyip, sonra doğrulamadım. Yaşadığım ilişkimi bile ben anlattım. Ben böyle yetiştim.
* Nasıl yetiştiniz?
- Annem hep “Bana her şeyin doğrusunu söyle” derdi. “Hatasız kul olmaz” diye şarkı var. Hatasız insan olur mu? Ayrıca hata yapmasan nasıl doğruyu bulacaksın? Kazık yemeden nasıl dimdik duracaksın? Çok savaşçıyım. Ne özel hayatımda pes ederim, ne de iş hayatımda... Yeter ki inanayım. Aşkıma da inanırsam dimdik arkasında dururum, işime de inanırsam dimdik arkasında dururum. İnanmadığım şeyi zaten yapmam.

BEKİR BENİM TAM ARADIĞIM ADAM
* Ne zaman izleyeceğiz gösterinizi?
- 15 Kasım’da Tiyatro İstanbul’da başlıyorum. Turneler de olacak. Küçük bir ekiple büyük işler başaracağız. Bu arada sevgilim Bekir (Ünlüataer) çalıştırdı beni şarkılara. Pek de sertmiş hocalığı. Sevgililiğe benzemedi.
* Nasıl bir adam Bekir Bey?
- Adam gibi adam... Aslan gibi yaşadığının arkasında duran adam...
* Neden öyle diyorsunuz?
- Çünkü bu ilişkide sancılı bir dönem yaşadık. Yaş farkıyla ilgili eleştiriler falan geldi, o bunlara hiç takılmadı... Ayrıca çok hoşgörülü, merhametli. Tam aradığım adam... Biraz o geç gelmiş bu dünyaya ya da ben erken gelmişim sadece. Olsun ama, kader diye bir şey var sonuçta... Yollarımız kesişti, şimdi el ele yürüyoruz. İyi günde, kötü günde denir ya, öyle bir ilişkimiz var bizim...

Haberin Devamı

BENİM HAYATIM NEDEN BEN ÖLDÜKTEN SONRA YAZILSIN
Biyografik kitaplar hep sanatçılar öldükten sonra yazılır ya... Ben öyle olsun istemedim. “Bu ülkenin sanatçısıyım. Twitter’da o kadar genç hayranım var. Onlar kim olduğumu, ne yaşadığımı öğrenme hakkına sahip değil mi? Bunu benden sonra neden Ahmet ya da Mehmet yazsın?” dedim ve işe koyuldum. Böyle bir kitap için de benimle sağlam bir söyleşi yapılsın istedim. Ahmet Hakan, Gülenay Börekçi’yle tanıştırdı beni. Gülenay’la 20 gün birbirimizden neredeyse hiç ayrılmadık, her şeyi konuştuk. Bugüne kadar kimseye anlatmadığım şeyleri bile anlattım ona... “İçimdeki Kadın” öyle çıktı ortaya... Kişisel gelişim kitabı tadında bir iş oldu.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!