Kadın poposu çizerken aldığım keyfi anlatamam

Siz bu imzayı biliyorsunuz, bu adamı tanıyorsunuz. Seneler öncesine gidelim, Gırgır'a, Türkiye'nin en çok satan mizah dergisine... ÇizdiÄŸi siyasi kapakları, portreleri hatırlarsınız. Kendinizi biraz daha zorlarsanız (!) o nefes kesen kadınları da. Altındaki imza hep aynı: Ergün Gündüz. Bir karikatüristten çok, çizgi romancı o. Türkiye'de çizgi romanın kabul görmesi için göbeÄŸini çatlatan kahramanlardan biri. RR, Joker, Akrebin Gölgesi hep onun ve arkadaÅŸlarının eseri. Ve bu macera bitmiÅŸ deÄŸil. AÄŸustos ayında Turgut Yüksel'le birlikte yeni bir çizgi roman albümü çıkaracak. Bu röportajın yapılma sebebi ise çizgilerinin Sprite kutularına taşınmış olması. Aynı zamanda Bilgi Ãœniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Ergün Gündüz'ün benim için mana ve ehemmiyeti daha derin tabii. GençliÄŸimin 6 yılı kadar derin! Bu ülkedeki ‘‘kadını en güzel çizen adam’’ siz misiniz?- En güzel çizenlerden biriyim desek daha iyi! Sadece ideal kadını deÄŸil, ‘‘zamanın kadını’’nı da güzel çizdiÄŸimi düşünüyorum. Modasıyla, fiziÄŸiyle, tavrıyla. Bugün hangi ayakkabı giyiliyorsa, benim kadınlarımın ayaklarında da onlar vardır. ‘‘Trendy’’ bir durum da söz konusu yani...Ä°yi de sizin çizdiÄŸiniz bütün kadınlar seksi! Nedir bunun sebebi? Siz bir seks manyağı mısınız!- Benim çizdiÄŸim kadınlar bir resim, bir sembol aslında. ‘‘Popo’’ her zaman ön plandadır. Öyle de olacak. Bu, benim fetiÅŸ bakışım. Dünyadaki en seksi ÅŸey bence kadın poposu. Çizerken duyduÄŸum keyfi anlatamam. Yani Tinto Brass'ı, Serpieri'yi çok iyi anlıyorum... Sapıklık meselesine gelince, bilmiyorum. ‘‘Sapık’’, zarar verenlere yakıştırılan bir sıfat mı, yoksa fantezilerle yaÅŸamını canlı ve diri tutan, onlarla beslenen birine verilen unvan mı? Tabii ki bu söylediklerim, zorlamayı, sömürüyü kapsamıyor. Toulouse Lautrec, fahiÅŸelerle yaÅŸamını canlı tumuÅŸ ve hepsini resimlerine yansıtmıştır. Gauguin de öyle. Ä°yi ki varlar!Kendinizi 5 cümleyle tanımlasanız... - DoÄŸumundan beri çizip boyayan... Bir deniz feneri kadar yalnız olduÄŸuna inanan... Hayatı, kadınlarla paylaÅŸmaya bayılan... Salaklık derecesinde duygusal olan... Ölse de yaÅŸayacağına inanacak kadar kendisine güvenen bir adamım...Başınıza gelen ilginç olaylardan birini anlatır mısınız?- E sayfanın yarısı dolar...Peki neden o bitmez tükenmez ilginç ÅŸeyler hep sizin başınıza geliyor?- Çünkü çağırıyorum onları! Benim olaylara karşı yarattığım enerji, beni o öykülerin önüne itiyor ya da onlar benim önüme geliyor. Zaten ne zaman biriyle tanışsam (kadınlar) ‘‘İşteeee! Yeni bir öykü daha baÅŸlıyor’’ diyorum. Her zaman mutlu sonla mu bitiyor? Hayır. Ama yaÅŸanması gerekiyor. YaÅŸarken de fark ediyorum ki, ben aynı zamanda bir izleyiciyim. Derslerim burada yani!Hayatta başınıza gelmesini en ummadığınız ÅŸey...- Bir bebeÄŸimin olması ve beni çok mutlu etmesi...Bir daha evlenmeyi düşünüyor musunuz?- Evlilikten uzak durdum, çünkü yaÅŸamıma uymuyordu, kimseyi üzmek istemedim. Dominant bir adamım ben. Olmasam nasıl üretebilirim ki? Ama bakarsın, zaman isteklerimin karşılığı olan kadını getirir ve evlenirim. Artık evlilikten korkmuyorum.BENÄ°M İÇİN HAYATIN TEK ANLAMI HEYECAN DUYMAKAÅŸkta da, zevkte de, iÅŸte de...Bir atölye kurdum. Adı: Hayal-et. Burada uzun süre ara verdiÄŸim çizgi film çalışmalarıma yoÄŸunluk verdim. Genel olarak reklam sektörüne üretimde bulunmamıza raÄŸmen, kendimiz için de animasyonlar yapıyoruz. Üç boyutlu ve iki boyutlu çizimleri bir arada kullanıp, oldukça ÅŸaşırtıcı çizgi filmler ortaya çıkarıyoruz. Benim ideallerimin arasında uzun metrajlı bir animasyon film var. Yine Hayal-et'te illüstrasyonlar, çizgi kitaplar, dergiler ve tasarım yapıyoruz. Sektöre dışarıdan hizmet veren küçük, yaratıcı, eÄŸlenceli bir dükkan bizimki...AH KEÅžKEKeÅŸke Ä°stanbul Belediyesi her yıl ‘‘billboard’’lara genç ressamların resimlerini baskı halinde yerleÅŸtirse. Åžahane olmaz mı? Renkli ve yaratıcı görüntülerden oluÅŸmuÅŸ bir yerleÅŸim yeri olur burası. Halk bir gün anlamazsa, ikinci gün yırtarsa, üçüncü gün bıyık yaparsa... Dördüncü gün fark edecek ki, evine yürürken, arabayla geçerken... Aslında hoÅŸ da görünen resimler bunlar... Sonunda bu resimlerle yaÅŸamaya alışacak ve tekrarından hoÅŸlanacak. Sanatçısından daha iyisini isteyecek. Ve çok daha iyi sanatçılar ortaya çıkacak!YILDA 12 FARKLI ALBÃœMÇizerleri bekliyoruzAÄŸustosta, kalemine çok güvendiÄŸim Turgut Yüksel'le birlikte Epsilon Yayınevi'nden bir çizgi roman albümü çıkaracağız. Bu çizgi roman daha önce çizilmiÅŸ, basılmış bir ÅŸey deÄŸil. Sadece bu albüm için çizildi. Okuyucusuyla ilk defa buluÅŸacak. Ä°stanbul mistisizmi içinde günümüzde geçen seri cinayetlerin öyküsü bu. Bir çizgi-edebiyat kitabı. Yılda 12 albüm planlayan yayınevi, bu sorumluluÄŸu da bana verdi. Ä°lgilenen çizerleri bekliyorum.DUYGUSAL BÄ°R PROFESYONELÄ°MSprite kutularında çizgileriniz yer alıyor. Bir çizer için yaygın mecrada olmak nasıl bir duygu?- OluÅŸturduÄŸum ÅŸey, her ne olursa olsun, yayıldıkça ve kitleleri etkiledikçe ben mutlu oluyorum. Bu bir ego. Egomu karşımdakini ezmeden, onu bastırmadan dibine kadar yaÅŸayabiliyorsam ne álá. Ben çizdiklerimin beÄŸenilmesiyle yaşıyorum. Duygusal bir profesyonelim yani. Popüler sanatın ilk dönemlerinde kutular resimde kullanılmıştı, bugün kutular tuval oldu. Tabii ki hoÅŸuma gidiyor...Bu bir yenilik mi?- Evet. Artık Gültepe'deki gençlik de, New York'taki de, Madrid'deki de, Roma'daki de aynı anlayışı yaşıyor. Taklit olmasının bir önemi yok. Estetik, dünya içinde gittikçe geliÅŸiyor ve geniÅŸliyor. Hele yeni nesiller için! İçtiÄŸi içecekte resimler var, sokaklarında geçmiÅŸe göre çok daha güzel billboard’lar, outdoor’lar var. Televizyonunda en son tekniklerle yapılmış yerli yabancı klipler var...Peki entelektüel faaliyet olarak algılanan bir ÅŸeyin, bu kadar yaygın bir biçimde kullanılmasının insanlara getireceÄŸi bir fayda var mı?- Olmaz mı? Sanatın, ‘özel bir kitle içindir’ anlayışından çıkması gerekiyor. Daha fazla insana ulaÅŸabilmeli. O zaman, ‘‘Benim sanatımı anlamıyorlar’’ muhabbetinden de kurtulacağız. BeceriksizliÄŸin savunması bu olamayacak!Sprite neden sizi seçti?- Bilmiyorum. Rusya'daki Sprite kutularını bir Rus, Yunanistan'dakiler bir Yunanlı çizer tasarlamış. Sanırım bu grubun dünya konsepti bu. Her ülkeden bir çizer... Türkiye için de bana geldiler. Sebebini onlara soracaksınız.Bir meÅŸrubat kutusunda insanın çizgilerinin yer almasından daha öteye ne olabilir?- O oooo! Her ÅŸey. Bir orijinal alıp evinde sergilemiyorsun ki, zaten bu koleksiyoncunun iÅŸi. Pop-art yani popüler sanat tüketmek üzerine kurulmuÅŸ. Ama ben ancak bu yolla sanatla insanın iç içe olabileceÄŸini düşünüyorum. Artık çizgi cep telefonlarında... Telefon kartlarında... Ne güzel! Ä°nÅŸallah daha da yaygınlaşır.Â