Güncelleme Tarihi:
Nurgül Yeşilçay, D Smart dergisine verdiği röportajda bir erkeğin kendisini ancak zekayla etkileyebileceğini söyledi. Ünlü oyuncu, "Kadınlar güçlü erkek seviyor. Kimi kadına göre güç paradır, kimine göre mevkidir. Bana göre ise en büyük güç zeka... Cem'in de (Özer) zekasına aşık oldum zaten" dedi.
Kasım ayında vizyona girmesi beklenen filmin uygulayıcı yapımcılığını yapan Cem Özer’e göre, çekimler başarıyla tamamlandı. Artık geriye kurgu ve pazarlama aşamaları kaldı. Yapımcı firma büyük bir hata yapmazsa, bir milyon civarında seyircinin izlemesini bekliyor Cem Özer...
"Vicdan"da evli bir adamla aşk yaşayan Yeşilçay, filmin konusunu anlatırken zorlanıyor: "Biliyorum, anlatmakta güçlük çekiyorum, ama zor bir hikaye. Evli bir adam ve aşık olduğu kadın var. Aslında o kadının metres olması gerekir. Ama
KADERE İNANIYORUM
Yapmak istediklerimiz ve yapamadıklarımız... Bu ikisi arasındaki uçurum büyüdükçe, insan psikolojisi de etkileniyor. Nurgül Yeşilçay’ın oynadığı Aydanur karakteri de bulunduğu ortama ayak uyduramıyor. Oradan çıkmak istiyor. Kendini daha iyi yerlere layık görüyor. Ve de sonunun annesi gibi olmasını istemiyor. Ancak hayat, çoğu zaman olduğu gibi "Vicdan"da da Aydanur’un istediği gibi olmuyor. İzleyenleri kaderi sorgulama duygusuyla baş başa kalacakları bir film bekliyor.
Yeşilçay’ın kadere inanıp inanmadığını merak ediyoruz. Kesinlikle inandığını söylüyor. İnsanın gücünün kaderi ne kadar etkilediğini de sorguluyor, ama metafizikçiler dışında bunu kimsenin bilemeyeceğini düşünüyor. Ona göre en doğrusunu babaannelerimiz söylemiş: "Her işte bir hayır vardır..."
ROMANTİK DEĞİL REALİST
Peki, son yıllarda Türkiye’nin en iyi kadın oyuncularından biri olarak gösterilen Nurgül Yeşilçay, film tekliflerini nelere göre değerlendiriyor? Yanıtı şöyle: "Seçimlerimde entelektüel bir boyut yok. Canım o an ne istiyorsa onu oynuyorum. Uzun bir çalışma ve araştırma devresi yaşıyorum; çünkü şansın varlığına inansam da işimi şansa bırakmayı sevmiyorum. Romantik değil, realistim. Yeteneğin bir yerde tıkanacağını düşünüyorum ve her role mutlaka ciddi bir hazırlık yapıyorum."
"İkinci Bahar"la tanıdık, sevdik Nurgül Yeşilçay’ı. Şener Şen ve Türkan Şoray gibi Türk sinemasının efsane isimleriyle ekranlara merhaba dedi. Türkan Şoray hayran olduğu oyuncuların başında geliyor. O, orada öğrenciydi ve sete nasıl gelinir, nasıl davranılır gibi birçok kuralı onlardan öğrendi. Çok iyi bir ekiple ilk adımlarını attı ve kendini geliştirdi.
LADY MACBETH VE SAFİNAZ
Yeteneğini artık herkese kanıtladığı "Asmalı Konak" ise en rahat oynadığı dizi olmuş Yeşilçay’ın. "İkinci Bahar’da nasıl oynadığımı bile hatırlamayacak kadar şuursuzdum" diyor. Bahar’ı oynarken ise çok rahatmış. "Eğreti Gelin", "Anlat İstanbul" ve diğer filmlerinden ayrı bir haz almış. Hepsinin kendi içinde farklı renkleri var.
Komedi dizisi "Belalı Baldız" da onun hayatında önemli bir yere sahip. Komedi oynamayı seviyor. İleride komediye ağırlık vermeyi düşünüyor. Ama yine de hayalindeki rol, güçlü ve hırslı Lady Macbeth... Ardından da Sabiha Gökçen, Hürrem Sultan ve Safinaz’ı canlandırmayı istiyor. Temel Reis’in cılız sevgilisi Safinaz'ı canlandırmayı istemesinin nedeni, o karakteri gerçekçi bulması. Gerçek hayatta da güçlü erkeği seviyor.
"Peki Cem Özer’in hangi güçlü yönüne aşık oldunuz" diyoruz, hiç düşünmeden yanıt veriyor "Zekası!" Ve ekliyor: "Kimi kadına göre güç paradır, kimine göre mevkidir. Bana göre en büyük güç zeka..."
CEM’İN KOPYASI
Ünlülerin birliktelikleri uzun sürmez inancına inat mutlu bir birliktelikleri var Nurgül Yeşilçay ve Cem Özer’in. Üç yaşındaki Osman Nejat da bu birlikteliğe renk katmış. Ondan bahsederken ikisinin de gözleri parlıyor. Babasının kopyası olmuş Osman Nejat. Nurgül Yeşilçay bu durumdan biraz şikáyetçi. Ne de olsa dokuz ay karnında taşımış. "Maalesef tamamen Cem’e benzedi" diyor. Liseyi bitirene kadar hayali ressam olmak olan Yeşilçay, artık resimlerini oğlu için yapıyor. Ona araba, tren resimleri çiziyor.
Yeşilçay’a göre, Cem Özer'le bu kadar mutlu olmalarının bazı eksi yönleri de var. Evde huzurlular ve çok eğleniyorlar. Böyle olunca da başka yerlere gitmek istemiyorlar. Gece dışarı çıkamaz olmuşlar. Yurtdışına gittiklerinde ev özlemi daha da artmış. Yeşilçay’ın eşinde en sevdiği özellik, aynı zamanda en sevmediği özelliği. "Her şeyi önceden görebiliyor" diyor. Bu, Yeşilçay’ı sinir ediyor. Çünkü kocasının, öngörülerinde eninde sonunda mutlaka haklı çıktığını söylüyor.
CEM ÖZER:
HER SEFERİNDE BENİ YENİDEN KEŞFEDİYORLAR
Eşinin başarılarını içtenlikle alkışlayan ve ona destek olan Cem Özer ise artık oyunculuktan çok yapımcılığa ve ardından yönetmenliğe adım atma düşüncesinde. Bugüne kadar az ama öz filmde rol alan başarılı oyuncu, her filminden sonra, "Cem ne kadar iyi oyuncuymuş" denmesinden şikayetçi. "Her seferinde beni yeniden keşfediyorlar" diyor.
Yine de bir kere ona iyi oyuncu damgası vurulmuş. "Bundan sonra çok daha iyi oyuncu demeyeceklerine göre, yeni zirveler bulmalıyım" diyor ve ekliyor: "Hayatı yenilemek, sıfırlamak lazım. Bence zirveye çıkmak kolaydır, zirvede kalmaksa daha da kolay. Hiçbir şey yapmazsan orada kalırsın. Önemli olan, o zirve kalabalıklaşmaya başladığında -sonuçta adamı öyle dağ başında tek başında bırakmazlar- oradan inip başka bir zirveye tırmanmak. Bu yüzden ben ekstrem sporlar yapmıyorum. Yamaç paraşütüne ne gerek var? Benim hayatım adrenalin dolu zaten. Şimdi de sıra yapımcılık ve yönetmenlikte."