Kadın beyni makintoş, erkek beyni pisi

Şahsen, beyin (düşünce ve davranış) yapılarının bu kadar farklı olmasından hareketle, erkeklerle kadınların ‘aynı türün iki ayrı cinsi’ olmaktan çok öte, belki de ‘tamamen ayrı iki tür’ olduğunu düşünürüm ben. Bu kadar mı farklı olunur?

Brizendine (yanda), kitabını çok sattırmak için, Amerikalı salak okurların bile anlayabileceği metaforlar kullanmış.

Mesela “Kadın beyni Macintosh gibi çalışır. Erkeklerinkisi ise PC gibi... Macintoshlar, güvenilir bilgisayarlardır. Fazla problem çıkarmazlar. Sorun çıktığı zaman da düzeltilmesi kolay olur. Virüs girme ihtimali yüzde 10'nu geçmez. Kurulması da oldukça kolaydır, iki CD yüklemek yeterli. PC'ler ise sık sık çöker ve 'error' (hata) verir. Sorun çıktığı zaman, kaynağı bulmak oldukça zaman alır. Hatta bazen hiç anlaşılamaz. PC'lerin yüzde 90'ı virüs kapar. Kurması da zordur. Mouse'su, ekranı, klavyeyi, modemi, ekran kartını, ses kartını ve birçok ıvır zıvırı tanıtmak gerekir...” gibi ıvır zıvır, abuk sabuk, ipe sapa gelmez şeyler söylüyor.

Bu arada “Erkek 52 saniyede 1 seks düşünür, (günde 1.661 kere) kadın ise günde sadece bir kere seksi hatırlar” gibi, insana “Kadın, sen ya sayı saymasını bilmiyorsun ya da hayatında hiç dıııııt” dedirten saçmalıklara yer veriyor.

Aynı kitapta ortaya atılan “Kadın dakikada 250 kelime konuşur. Erkeğe 125 kelime yeter...” türünden iddialara bile - ki işime gelmesi gerekir - itibar etmiyorum. Çünkü, belki erkekler, kadınların 250 kelimesine karşı 125 kelimeyle cevap verir ama, bunun 100 kadarı düşünülmeden ‘Tamam karıcığım, peki karıcığım, olur karıcığım...’ şeklindeki savsaklamalardan, ‘Bana bir bira getir’ yahut ‘Akşama ne yemek var’ gibi kalıplardan ibarettir.

*

Orta okulda kompozisyon dersinden işte bu yüzden not alamazdım ben.

Giriş, gelişme, sonuç... isterlerdi ya bizden, ben ‘Giriş’ bölümünü bitirene kadar, zil çalar, hoca kağıtları toplardı!

Yine öyle oldu...

Bütün bunları niye söylediğimi bilseniz, bana da kendinize de acırsınız:

Kadınlar, üç dakika önce kapıdan çıkan kocalarını mutlaka telefonla arar ve hiç acelesi olmayan şeyler söylerler mesela. ‘Yahu niye evden çıkmadan söylemedin!’ yahut ‘İnsan bunun için telefon eder mi, akşam eve dönünce konuşuruz...’ demek, nafile gayrettir. Tecrübeli kocalar abesle iştigal etmezler, ‘Peki karıcığım, tamam şekerim’ diye bir an önce lafı keserler. Kesilirse tabii... Kesebilmek de yılların birikimini gerektirir.

... diyecektim. Laf uzadı.