Kaçağı yakaladık

Güncelleme Tarihi:

Kaçağı yakaladık
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2001 00:00

Haberin Devamı

En sıkı Türk filmlerine ve dizilerine imza atan adam Yavuz Turgul

Yavuz Turgul'la röportaj yapabilmek imkansız olduğu için, biz de arkasından iş çevirdik! Son numarasındaki (İkinci Bahar) oyuncu arkadaşlarıyla ve yakınlarıyla gizlice görüştük. Son numarası, tek numarası değil! Adamda numara çok. Say, say bitmiyor. Fahriye Abla, Muhsin Bey, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni, Züğürt Ağa, Eşkiya... Ne var ki adı ortalıkta pek dolaşmıyor. İnsanlar bayıla bayıla izledikleri o filmlerin, dizilerin arkasındaki adamı bilmiyor, tanımıyor. Daha doğrusu Yavuz Turgul bunu tercih ediyor. İşte adi gazeteciler de bu haksızlığa dayanamıyor! ‘‘O konuşmuyor mu? İnat mı inat! O zaman, biz de yakınlarını konuştururuz’’ diyor. Ve sonuçta ortaya şu gördüğünüz sayfa çıkıyor. Tabii ki, okul yıllığı gibi oldu. Ama başka çaresi yoktu! İkinci Bahar'ı hazırlayan, senaryo grubunun ensesinde boza pişiren, her sahne için oyuncularla cebelleşen, sette fırtınalar estiren, en ince ayrıntıları düşünen hep oydu! Türkçesi arkadaki beyin, Yavuz Turgul. O, her ne kadar kızacak da olsa, biz okurlarımıza hizmet yaptığımıza inanıyoruz...

JEFİ MEDİNA (Reklamcı, ortağı)

Gözleri periskop gibidir

Çok açık bir adamdır Yavuz. Ve çok duygusaldır. Bir dolu şeyi duygusal boyutta değerlendirdiği için ona ayak uydurmak zordur! Fazlasıyla duyarlıdır. İnanılmaz bir gözlemcidir, gözleri periskop gibi döner. Çok meraklıdır, ama belli etmez. Hafızası kuvvetlidir, kendisi kabul etmez ama hiçbirşeyi unutmaz. Ve en önemlisi, yaratıcılık bir disiplin işidir. Bir çok değerli fikre sahip yaratıcı dostumuz vardır elbette ama çok büyük bir kısmında disiplin eksikliği var. Yavuz öyle mi? İnsanı hasta eden bir disipline sahip. Yorucudur etrafı için. Böyle bir tempoya tahammül edebilecek insanların sayısı da fazla değildir. Biraz da olumsuz şey söyleyeyim: Son derece gıcıktır! Normal normal konuşurken, ‘‘Yok senin kaşın, yok senin gözün’’ diye başlar. Sonu kavgadır!

ŞENER ŞEN (Oyuncu)

Hollywood’da kapışılırdı

Tanrısal bir ayrıcalığı var. Yaratımın üst sınırlarında. Deha gibi bir şey Yavuz. Mahçuptur, utangaçdır. Tabii bunun altında iddialı bir kişiliğin olduğuna inanıyorum. Büyük bir hırsın da. Ben 60 yaşındayım, çok yere girip çıktım, gecekondudan geldim, bugüne kadar böyle biriyle pek fazla karşılaşmadım. Hollywood'da olsa, bu adam yüzünden firmalar arasında kavga çıkardı! 75'den beri beraberiz, çok elenen oluyor. Eleğin üzerinde kalanlar birbirlerine tutunuyor. Disiplin mi? Muhteşemdir! İşine en çok kendi sahiptir. Kendi kendi yetiştirmiş biridir. Adam, reklam sektörüne girdi metin yazarı adayı olarak. Çok kısa sürede kreatif başkan oldu. Ne reklam eğitimi vardı ne bir şey! Arzu Film'e geldi, tabii Ertem Abi bir çok oyuncuyu keşfettiği gibi, Yavuz'un sinemasal dehasını da hemen keşfetti, onu Arzu Film'e müdür yaptı. Neredeyse, kendini de onun emir komuta zincirine giren bir konuma bırakarak! Zamanın sınavından geçer herşey, biz Yavuz'la yeni yeni dostluğun keyfini çıkarıyoruz. Çatıştığımız anlar da oldu. Bir dönem çalışmama kararı aldık. Sette estiriyor bazen. Kendi dehasına yakın kıvraklık ve kavrama bekliyor insanlardan. Ben kendimi onu iyi tanıyanlardan biri sayarım, ama hızına ben bile yetişemiyorum bazen...

ŞEVKET ALTUĞ (Oyuncu)

Mazoşist değilsen boşver

Yavuz Turgul'un en sevdiğim tarafı, zor insan olması. Kolay mı zor adam olmak? Yaptığı işten tatmin olmamak! Gecenin 2'sinde uyandırırdı beni. Fırça yiyeceğini anlıyor insan tabii: ‘‘Bu sahneyi nasıl böyle çekersin? Sen ne biçim bir oyuncusun?’’ Yavuz'dur yapar. Ama hakikaten doğrudur. söyledikleri. Biz de mazoşistiz tabii. Ama biliyoruz ki, sonunda ortaya iyi bir iş çıkacak. Kendi sınırlarını zorlar. Sınırsız bir özeleştiri yapar. Ona insan değil, canavar demek lazım. Yok, nesli tükenmiş adamlardan değil, onun gibi bir nesil hiç olmadı ki tükensin, Yavuz Turgul, olması gereken bir neslin ilk habercisi...

MUSTAFA OĞUZ (Yapımcı)

Haddinden fazla sorumlu

Çok özel bir insan Yavuz. Duyarlı, hassas, kırılgan, sevdiklerini kıskanan. Ve tabii sorumluluk duygusu haddinden fazla gelişmiş biri! Eziyet çekecek kadar sorumluluk duyuyor. Zaman zaman insanların onu huysuz olarak değerlendirmesi, gergin görmesi bu yüzden. Sevdiği herkesin hayatı, onun problemidir. Onu çok ilgilendirir. Çok az insanda olan, hem pozitif hem negatif bir şey sözünü ettiğim. Sonra, yaptığı işe çok saygı duyuyor. O işi paylaştığı bütün insanların kendisiyle beraber başarılı olmasını istiyor. İçe kapanık ama büyük fırtınalar kopuyor içinde, öyle düşünüyorum. Müthiş bir saflık ve inanılmaz bir zekayla herşeyi çakan bir adam. Basınla konuşmuyor, bence zamanı yok ondan konuşmuyor! Devamlı üretime şartlamış kafasını. Yavuz, fesatı olmayan biridir.

OZAN GÜVEN (Oyuncu)

O benim okul müdürüm

Ben İkinci Bahar'la bir okula başladım. Okul Müdürü Yavuz Turgul'du. Hayatım boyunca, yazılılar, sözlüler hep bitsin istedim. Ama bu okuldan hiç mezun olmak istemiyorum. Çok şanslıyım, çünkü İkinci Baharlı'yım...

TÜRKAN ŞORAY (Oyuncu)

O büyücü gibi

Yıllarca sinemda film yapmak istediğim ama bunu bir türlü beceremediğim tek insan. Onun hep kendi oyuncuları vardı. Allah bazı kullarını farklı yaratıyor, Yavuz Turgul, onlardan biri. Kanıtı da yaptığı filmler. İkinci Bahar'ın bu kadar tutulmasının esas sebebi ise senaryo. Yavuz Turgul, büyücü gibi. Sezgilerinin kuvetli olmasından mı, gece gündüz bu işi düşünmesinden mi bilmiyorum, bu dizi de onun eseri. Ön planda olmayı tercih etmiyor. Bu tavrı ben ona yakıştırıyorum. Çok uzun yıllardır süren bir dostluğumuz var. Ses dergisindeki gazetecilik döneminden beri. Beni en çok eleştiren odur. Gözümden yaş gelinceye kadar! O tavrı da hoşuma gidiyor. Görüşlerinden istifade etmek için, ona akıl danışmaya ihtiyaç duyarım. Çok dosttur, çok arkadaştır. Bazen ağlatır ama bütün düşüncelerini söyler.

UĞUR YÜCEL (Oyuncu)

Seti devirecek kadar despottur

Yavuz Turgul, bir okuldur. Zor bir okul. Okurken kırılır, yaralanırsın. Ama sonuca değer. Bir buz dağıdır Yavuz. Biz onun sekizde birini görürüz. Suyun altında kalan bölümünde, karmaşık bir deha yatar. Kocaman bir yürek yatar. Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni'dir. Muhsin Bey'dir. Züğürt Ağa'dır. Gölge Oyunu'nun komiğidir. Sonra, Mahmut Hoca'dır Hababam'da. Ağır eleştirir. Yıkıcıdır kızgınlığı. Zor affeder. Bütün seti devirecek kadar despottur. Ama yatağında geceleri, uykuya geçmeden önce kaşlarını kaldırıp, üzüntüyle duvarlara bakacak kadar da çocuktur! En büyük kazancım, onu tanımak. Büyük alkışlar alırsam, locada gözüm hep onu arayacak. Biliyorum, sessiz bir gururla izleyecek beni...

MACİT AKMAN (Tiyatrocu)

İçe kapanıktır

Yaşayan en eski arkadaşıyım galiba. Kırk yıl olmuş! Olağanüstü iyi bir dosttur. Sosyal değildir, içe kapanıktır ama bunun bir sebebi var: Seçicilik en önemli özelliklerinden biri. Sapıklık düzeyinde mükemmelliyetçidir. Şirket içi bir parti vereceklerdi, hani her şirket yapar ya, benden rica etti: Sen de bir şarkı söyle. İkibuçuk dakika sürecek bir şey için, sekiz, on defa provaya gittim! Ben karşıdan geliyorum, mazallah bir on dakika geç kalsam, kıyameti koparır. Yani sıradan bir partiyi bu kadar ciddiye alan, iyi olması için elinden gelen herşeyi yapan bir adam, düşünün filmi için neler yapar! Bir şey içine sinmedi mi, sinmez...

MERAL OKAY (Oyuncu)

Bu suyun balığı o

Yaptığı işlerin sihiri mi ne? Yavuz Turgul, yerli. Bu suyun balığı o! Yüzünün bir tarafı batıya çok açık, diğer tarafı buralı. O yüzden sıkı filmler yapabiliyor, sıcak ve hoş ilişkiler anlatıyor. Bazen bir şey konuşmaya başlarsın sana öyle bir şey söyler, öyle bir kapı açar ki, bir anda herşeyin kafanda aydınlandığını, berraklaştığını görürsün. Müthiş bir dil ustasıdır. Çok fazla insanla ilişki kurmuyor ama kurduğu ilişkiler uzun ve köklü ilişkiler. Ciddi bir takip adamı. Onunla hayatının bir yerinde kesişmişsen, seni hep izleyeceğini bilirsin. Keşke herkes kendisiyle meselesini Yavuz kadar halledebilmiş olsa, kendini bir köşede saklamayı becerebilse.

1946, İstanbul doğumlu. Hayata gazeteci olarak atıldı. Arzu Film'de senaryo yazarı ve yardımcı yönetmen olarak devam etti. Manajans'ta metin yazarlığıyla başlayan reklamcılığı hala Medina-Turgul'un patronu olarak sürüyor. Ama sinemadan hiç vazgeçmedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!