Kanat Atkaya
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 10, 2007 00:00
TORI AMOS
American Doll Posse
(Sony BMG)
Tori Amos’un dokuzuncu albümü çıkarmış olması insanı -yaş bakımından- hafif tedirgin edici bir gelişme.
Öncelikle bu noktaya temas ettikten sonra tipik bir "hayran kudurtan albüm" olan "American Doll Possee"ye geçelim. Albüm neredeyse stüdyo aşamasındayken sızan "konsept albüm oluyormuş, farklı karakterler yaratacakmış... Çinlilerle zamana karşı yarış içinde, uzaya gidebilir her an..." türü efsaneler en azından bildiğim Tori hayranları arasında tansiyon oynamasına yol açtı.
Tori Amos, yekten George Bush’a "Ne savaş çıkarıyosun lan?" diyerek tokadı çakarak başlıyor albüme. Mitolojik efektli Pip, Isabel, Clyde ve Santa karakterleri, Tori’nin büyük hayranı olmayanlara "insafsızca" gelebilecek uzaklıktaki albüm boyunca dinleyiciye rehberlik ediyor.
Müzikal açıdan ufuk açıcı olmasa da Tori Amos beklentisini aşağı düşürmeyecek bir çalışma. 23 şarkı, hele bu devirde çok fazla.
Yine de Tori’nin eli tutulmaz tabii. Maraton formatında hazırlanmış olan ve yer yer eski Tori sound’undan izler de taşıyan "American Doll Posse"yi, sabır sahibi sevenlerine armağan ediyorum. Bana ne oluyorsa artık?..
CROWDED HOUSE
Time On Earth
(Parlophone)
1980’lerin son dönemeci ve 1990’ların başlarında ’yabancı müzik’ dinleyen normal bir dünya vatandaşının Crowded House’dan kaçabilmiş olması imkansızdır.
Bu tipleri (ben de dahil) "Don’t Dream It’s Over" başladığında istemdışı şekilde parçaya bir şekilde eşlik ederken görüp teşhis edebilirsiniz.
Bangles’ın "Eternal Flame" laneti veya Bon Jovi’ye kayıtsız kalamama hali gibi bir şey.
Neyse, Finn Kardeşler ve tayfası 13-14 sene önce "Bizden bu kadar" diyerek Crowded House defterini kapatmıştı.
İki sene önce Finn’ler annelerini kaybetti. Bir süre sonra topluluğun davulcusu Paul Hester intihar etti. Zor zamanlardan çıkış yolu ararken müzik faydalı olabilir. En azından Neil Finn için böyle olmuş.
Ekibin kalanını toplamış, takviye yapmış, Johnny Marr ve Dixie Chicks gibi ’serinkanlı’ isimlerle ortaklıklar yapmış.
Sonunda ortaya yine orta tempoda akıp giden, sade bir pop albümü çıkmış. Eksikliğini hissettiğim bir topluluk değildir, yalan konuşmuş olmayayım. Fakat Crowded House, kendinden bekleneni fazlasıyla yapmış. Bunu da takdir etmek lazım.