Kanat Atkaya
Oluşturulma Tarihi: Eylül 01, 2006 00:00
Thom Yorke
The Eraser
(EMI/ XL)
Sıkıntılı yanlarımızın tımarcısı, 10 yıldan fazla bir süredir her yeni albümde ruhların şalterlerini şöyle bir indirip kaldırmış olan Radiohead’den Thom Yorke’un, topluluktan ayrı olarak yaptığı albüm "The Eraser" nihayet insanlığın eline ulaştı.
Thom Yorke ’solo albüm’ denmesini istemiyormuş, Bant’ta okudum; böyle şeylere o da takılmasın biz de takılmayalım, albüme bakalım.
Thom Yorke’un albümünün çıkacağını duyanlarda "Radyokafa Refleksi" dediğimiz refleks devreye giriyor hemen ve kafalar şöyle çalışmaya başlıyor: "Pablo Honey gibi bir şey yapmaz, OK Computer yapacak olsa toplulukla yapardı, Kid A gibi bir işlere mi girdi acaba?.."
Radyokafa olmayanların anlayamayacakları bir cümle kurduğumun farkındayım fakat yapacak bir şey yok.
Üç farklı Radiohead albümünden hangisine benziyor olabilir, onu düşünüyorum kendimce...
Olaya böyle yaklaşacaklara "The Eraser"ı kabaca şöyle tarif edeyim: "Kid A’e kadar ilerle, tabelayı gördün mü gir içeri doğru, az ileride Ambient sapağı göreceksin, oradan yolu biraz uzat, gitar molası vermeyeceksin çünkü pek ihtiyacın olmayacak..."
Thom Yorke yine içini rendelemiş ve dökmüş sözlerde.
Tuhaf bir hali var bu albümün de.
Sanki sizi çok huzursuz olacağını bildiğiniz bir uykuya çağırıyor.
Yine de gitmek istiyorsunuz arkasından.
Thom Yorke’un birkaç güvendiği insanla beraber yaptığı "The Eraser", kendine Radiohead albümlerinden çok da uzak olmayan ayrı bir yer hak ediyor arşivde.
Karanlık sesleri sevenlere.
(Bir de kapakla ilgili not düşeyim: Stanley Donwood’un imzası var kapakta. Bu konuyla ilgili detaylı bilgi sahibi olmak isteyenler Bant Dergisi’nin 23’üncü sayısında Ekin Sanaç’ın Donwood’la yaptığı röportajı okusunlar. Ben öyle yaptım ve çok memnun kaldım.)