Kabakulak
Güncelleme Tarihi:
Kanat Atkaya
Oluşturulma Tarihi: Haziran 16, 2006 00:00
DEUTSCHE COUNTRY HITS
(Toptainment Music)
LORDI
Hard Rock Hallelujah
YÜKSEK müsaadelerinizle bu yazıya dünya üzerindeki en tehlikeli albümlerden birini bulduğumu söyleyerek başlamak istiyorum: Deutsche Country Hits... İnsan ırkının nasıl tehlikeli fikirler üretebileceğinin bir kanıtı olan bu albümü nasıl bulduğumu anlatayım önce. Futbol topunun peşinden Berlin’e sürükleneceğim belli olduğunda "Yanıma birkaç albüm de alayım, Kabakulak’ı oradan yazarım" demiştim kendi kendime. Tabii unuttum! "Almanya neticede albüm bulunmayan bir memleket değil, oradan bir şeyler ayarlayıp yazarım" diyerek bir müzik market aramaya başladım. Bulduğum yer tam olarak bir müzik market değildi aslında. KaDeWe diye dev bir mağaza vardır belki duymuşsunuzdur. Almanya’ya gelenlerin abartmayı çok sevdikleri fakat hakikaten de büyük bir yerdir. Bu mağazaya insanlar dinleyecek müzik aramaya gitmiyor aslında ama bir de küçük CD/DVD vesaire bölümleri var. O bölümde şuurunu iptal ettirmiş insanlar gibi dolaşırken gördüm bu albümü. Tabii ki almak zorunda değildim, tabii ki pekálá dönüp yeni çıkan albümlerden birini alabilirdim. Ama o kadar kötüydü ki; sempati beslemeye başladım bir anda.
Kıymetli arkadaşlar; dünyada karıştırılmaması gereken şeyler vardır. Mesela lise yıllarında potasyumla suyun karıştırılmaması gerektiğini zobofffff diye küçük bir patlama yaratarak öğrenmiştik. Keza, dürüm sipariş ederken "İçine şekerpare de koy" demeyiz di mi? Almanca ve country müzik de tıpkı böyle bir karışım. Albüm "Bonanza"nın (Evet Pondorosa Çiftliği, Kartrayt Ailesi, evet Bonanza!..) Almanca versiyonuyla açılıyor. Bazı şarkı isimleri Almanca olduğundan başınıza ne geleceğini parça başlayana kadar anlayamıyorsunuz. Mesela Bonanza darbesini atlatamamışken kafaya "Texas Rose"u yiyebiliyorsunuz.
Albümü bütün riskleri göze alarak, Türkiye’ye dönüşte yanımda getireceğim. Gümrükte tutuklanmayı bile göze alıyorum. "Utanmayacak mısın?" diye soranlara göğsümü gere gere, "Ben elinde bu albümle kasaya yürüyüp satın almış adamım; hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok!" derim.
"Peki Lordi ne alaka, benim sinirleri harap olmuş kardeşim?" diyeceksiniz. Onların Eurovision’da birinci olan şarkılarının da CD-single’ını gördüm.
Alayım mı almayayım mı diye düşündüm biraz. Sonra dönüş yolunda hem Deutsche Country Hits’i hem de Lordi’yi taşımanın ağırlığını kaldıramayacağıma karar verdim. Ne kötü bir şeydir o öyle off!
Şimdi tekrar müsaadenizi istiyorum. "Ayn, zvay, dray Bonanza... İh müfte fünf köfte Bonanza..." diyerek Berlin sokaklarında kaybolmak niyetindeyim. Yalnız kovboy hesabı...
(Toptainment Music)
LORDI
Hard Rock Hallelujah
YÜKSEK müsaadelerinizle bu yazıya dünya üzerindeki en tehlikeli albümlerden birini bulduğumu söyleyerek başlamak istiyorum: Deutsche Country Hits... İnsan ırkının nasıl tehlikeli fikirler üretebileceğinin bir kanıtı olan bu albümü nasıl bulduğumu anlatayım önce. Futbol topunun peşinden Berlin’e sürükleneceğim belli olduğunda "Yanıma birkaç albüm de alayım, Kabakulak’ı oradan yazarım" demiştim kendi kendime. Tabii unuttum! "Almanya neticede albüm bulunmayan bir memleket değil, oradan bir şeyler ayarlayıp yazarım" diyerek bir müzik market aramaya başladım. Bulduğum yer tam olarak bir müzik market değildi aslında. KaDeWe diye dev bir mağaza vardır belki duymuşsunuzdur. Almanya’ya gelenlerin abartmayı çok sevdikleri fakat hakikaten de büyük bir yerdir. Bu mağazaya insanlar dinleyecek müzik aramaya gitmiyor aslında ama bir de küçük CD/DVD vesaire bölümleri var. O bölümde şuurunu iptal ettirmiş insanlar gibi dolaşırken gördüm bu albümü. Tabii ki almak zorunda değildim, tabii ki pekálá dönüp yeni çıkan albümlerden birini alabilirdim. Ama o kadar kötüydü ki; sempati beslemeye başladım bir anda.
Kıymetli arkadaşlar; dünyada karıştırılmaması gereken şeyler vardır. Mesela lise yıllarında potasyumla suyun karıştırılmaması gerektiğini zobofffff diye küçük bir patlama yaratarak öğrenmiştik. Keza, dürüm sipariş ederken "İçine şekerpare de koy" demeyiz di mi? Almanca ve country müzik de tıpkı böyle bir karışım. Albüm "Bonanza"nın (Evet Pondorosa Çiftliği, Kartrayt Ailesi, evet Bonanza!..) Almanca versiyonuyla açılıyor. Bazı şarkı isimleri Almanca olduğundan başınıza ne geleceğini parça başlayana kadar anlayamıyorsunuz. Mesela Bonanza darbesini atlatamamışken kafaya "Texas Rose"u yiyebiliyorsunuz.
Albümü bütün riskleri göze alarak, Türkiye’ye dönüşte yanımda getireceğim. Gümrükte tutuklanmayı bile göze alıyorum. "Utanmayacak mısın?" diye soranlara göğsümü gere gere, "Ben elinde bu albümle kasaya yürüyüp satın almış adamım; hesabını veremeyeceğim hiçbir şey yok!" derim.
"Peki Lordi ne alaka, benim sinirleri harap olmuş kardeşim?" diyeceksiniz. Onların Eurovision’da birinci olan şarkılarının da CD-single’ını gördüm.
Alayım mı almayayım mı diye düşündüm biraz. Sonra dönüş yolunda hem Deutsche Country Hits’i hem de Lordi’yi taşımanın ağırlığını kaldıramayacağıma karar verdim. Ne kötü bir şeydir o öyle off!
Şimdi tekrar müsaadenizi istiyorum. "Ayn, zvay, dray Bonanza... İh müfte fünf köfte Bonanza..." diyerek Berlin sokaklarında kaybolmak niyetindeyim. Yalnız kovboy hesabı...