Kanat Atkaya
Oluşturulma Tarihi: Aralık 09, 2005 00:00
SANTANA
All That I Am
(Sony BMG)
CARLOS Santana’nın 1999’da yaptığı ‘Supernatural’ hem çok beğenilmiş hem de çok para kazandıran bir albüm olmuştu. Filmi hafif geri sarıp bakalım, neydi o albüm? Bütün fişeklerini yıllar önce tükettiği öne sürülen ve San Francisco’daki güzel evinde tatlı tatlı yaşaması salık verilen Santana, prodüktör Clive Davis’in süper formülünü uygulamıştı. Formül de basitti... Santana, parlak birtakım müzisyenlerle ‘düetler’ tarzında modern bir albüm yapacaktı. Formül tutunca, ilki kadar başarılı olmayan ikinci albüm geldi. Uyanık dinleyiciler ‘Pardon abi senin niyetin iyi müzik yapmak mııııııı, yoksa cebimdeki paradan bir albüm parası daha tırtıklamak mı?’ gibilerden huysuzlandılar. İkinci albüm gereksizdi diyorsak üçüncüye ne diyeceğiz peki? Yine aynı formül uygulanmış. Michelle Branch, Mary J. Blige, Steven Tyler, Kirk Hammett gibi isimler var bu kez Santana’nın yanında. Bu yazı için oturdum ve albümü dinledim. Bir daha dinleme ihtiyacı duyar mıyım? Hiç sanmam. Bütün bunları söyledikten sonra albümün kötü bir albüm olmadığını belirtmemin faydası olur mu Santana hayranlarına acaba?.. Vasat albüm sevmem, bu da vasat bir albüm. Bir de eski rock yıldızlarının ‘marketing’ zamazingosunun kuyruğuna takılmaları hazin oluyor. Beni üzen budur yani; yoksa coyur coyur çalsın Santana 2005 senesinde gitarını tabii. Tabii de ne fayda?
CAPITAL RADIO HIT PROJECT
(EMI)
YERİ geldikçe söylerim, radyodan müzik dinleyeceksem sırasıyla Raydo Eksen’i ve TRT 3’ü dinlerim. Capital iyi istasyonlardan biri kabul ediliyor. ‘Capital Radio Hit Project’ için derlenen albümün listesine baktığım vakit, hem çok sevdiğim için ‘Bayılırım’ diyeceğim, hem de ‘O parçayı çalarsan, şuracıkta zıbonk diye bayılırım’ diyeceğim parçalara rastladım. Karışık albümlerle derdim belli... Bir albüm Papa A.P’nin belki tropikal iklim insanlarında coşkularını -çok afedersiniz- popo sallamak suretiyle gösterebilecekleri için sevdikleri ‘Gasolina’ ile başlar ve hisler diyarından bildiren Coldplay’in ‘Speed of Sound’uyla devam edebiliyorsa, benim için çok makbul değildir. Aynı albümde Röyksopp, Faith Evans, Joss Stone, Erasure, Daft Punk ve UB40’ın buluşmasını anlayamıyorum işte. Yani, bunlar radyoda arka arkaya çalar ve bir mana içerebilir fakat bu albümü alıp evde koyup dinleyebilir mi bir insan? Ben dinlemem -‘Ama sen insan değilsin birader’ diyen arkadaşlar çıkarsa onlara da hürmetler- dinleyenle aynı ortamda bulunmam fakat dinleyene de ‘Niye dinliyorsun?’ demem, diyemem. Biri çıkıp bana ‘Hasta mısın birader, Bad Manners dinleyen mi kaldı?’ dese ben de ‘Sana ne?’ derim çünkü... Netice itibarıyla karışık albümler, özellikle de radyo istasyonlarının hazırladıkları karışık albümler halkımızın yoğun ilgisine mazhar oluyor. Aman neyse, müzik dinleyin de ne dinlerseniz dinleyin... İyi müzik dinleyenden kötü adam çıkmaz nasıl olsa, di mi?..