Yöneten İhsan Yılmaz
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2009 00:00
Elif Şafak, 15 yıllık yolculuğunu Kâğıt Helva’yla süsledi. “Kâğıt Helva daha evvel Türkiye’de yapılmamış, tadımlık bir kitap. Karın doyurmak değil amacımız, ağız tatlandırmak, zihin tatlandırmak, gönül tatlandırmak. ‘Kâğıt’ ile ‘tatlı’nın birlikteliğini sevdim. Çocukluğumuza kadar uzanan sıcacık bir çağrışımı var. Kâğıdın üzerine konmuş birkaç tatlı kelam olmasını arzu ettim” diyor.
Deniz İNCEOĞLU
Aşk, çok fazla ilgi gördü. Belki de daha önce kitaplarınızı okumayanlar sizi ilk kez Aşk’la tanıdı. Kâğıt Helva, bu tür okuyuculara kendinizi tanıtmak için yapılan bir çalışma mı oldu?
- İlk romanım Pinhan’dan bu yana beni takip eden kemik bir okur kesimi var. Ayrıca daha sonra Mahrem ya da Araf romanıyla ilk defa okumaya başladı kimileri. Ya da Bit Palas, Baba ve Piç veya Siyah Süt ile. Yani farklı okurlar bu edebiyat yolculuğuna farklı duraklarda katıldılar. Her romanla beraber biraz daha genişledi okur sayısı. Evet, kimileri de ilk defa Aşk ile beni okumaya başladı, şimdi geriye giderek diğer romanları okuyorlar. Kâğıt Helva bütün bu farklı duraklar arasında bir bütünlük kuruyor. Bu anlamda çok özel bir kitap. Bir yazarın geçtiği yolları gösteren bir yol haritası gibi.
‘Aşk imiş her ne var âlemde’
İlk kitabınız Pinhan olmasına rağmen Kâğıt Helva, Araf ve Aşk’tan alıntılarla başlıyor. Onlar sizi daha mı çok etkilemişti?
- Kâğıt Helva’da bugüne kadar yazdığım dokuz kitabımdan alıntı var. Bunları kronolojik bir sıraya sokmadık. Onun yerine, daha doğal, daha samimi bir akış oluşturduk kitapta. Şu çok dikkatimi çekiyor: Baktığım zaman her kitabımın bir öncekinden çok daha farklı olduğunu görüyorum. İçerik farklı, üslup farklı, enerjisi farklı. Kendini kolay kolay tekrar etmeyen bir yazarım.
Kitabı aşk, insan, yolculuk, varoluş, inanç... gibi dokuz bölüme ayırmışsınız. Bu başlıkları ve sıralamasını ne düşünerek hazırladınız? Örneğin sizce aşk, insanın hayatında daha ön sırada gelen bir kavram mı?
- Aşk benim için temel bir kavram. Sadece benim için değil ki... Bence kainatın özü aşk. Yaradılışımızın gayesi aşk. İnsanın aradığı derya aşk. Hani romanda derviş diyor da, “Hepimiz tamamlanmamış bir sanat eseriyiz. Ömrü hayatımız tamamlanmaya çalışmakla geçiyor. Ve bizi tamamlayacak olan yegâne öz aşk.” O yüzden Kâğıt Helva’da bu temayı başa aldık. Ama onun dışındaki temalar arasında bir hiyerarşi kurmadık. Her biri önemli. Yolculuk da kadınlık da inanç da varoluş da.
Alıntıları seçmek için tüm kitaplarınızı yeniden altını çizerek okudunuz mu? Bu ne kadar zamanınızı aldı?
- İlk kitabımın yayınlanışından bu yana 15 sene geçti. 15 senedir yazdığım hiçbir kitabı sonradan dönüp okumadım. Hep ileriye baktım, henüz yazmadığım kitaba. Fakat işte bu sene ilk defa öyle bir ruh hali geldi ki, durup “Neler yazmışım, kalemimden neler çıkmış” bakmak istedim. Kâğıt Helva’yı hazırlarken Doğan Kitap’taki editörümle beraber yüzlerce alıntı taradık. Satır satır yeniden okuduk. En zoru bunlar arasından seçmek oldu. Ama çok keyifli bir çalışma oldu bizim için. Okurların da seçilen alıntıları seveceklerini umut ediyorum. Hem derinliği hem içtenliği olan alıntılar bunlar.
‘İlm bir kıyl ü kaal imiş ancak...’
İncelemeyi yaparken “Ben bunu nasıl yazmışım” ya da “Şuraya şunu eklemeyi unutmuşum” dediğiniz bölümler var mı?
- Elbette. “Ben bunu nasıl yazmışım?” dedim, hem de pek çok kez. Çünkü ben kendi yazdıklarımın sahibi değilim, kelimelerimin efendisi değilim. Öyle okurlar var ki benden çok daha iyi biliyorlar kitaplarımın katmanlarını. Ben o kadar “bilinçli” ve “akılcı” yazmıyorum ki. Roman yazarken sanki sarhoşum, çoğu zaman öyle bir sezgisel akışa kendimi bırakarak yazıyorum. O yüzden seneler sonra dönüp bakınca beni de şaşırttı kimi alıntılar. Mesela Mahrem’de şişman kadının çözümlemelerini şaşırarak okudum. “Elim neler yazmış” dedim.
Alıntıları yapmadan önce favori kitabınız hangisiydi, şimdi hangisi?
- Her kitap yeni bir yolculuk, bir tazelenme demek benim için. Yazdıklarım arasında favori kitabım yok. Öyle bir ayırım yapamam. Ama illa da bir tercih sorarsanız tek bir şey söyleyebilirim: henüz yazmadığım roman favori romanım.
Herkesin okuması tek ve biriciktir
Neden resimli bir kitap?
- Kâğıt Helva sadece içeriğiyle değil, estetiğiyle de çok özel ve özenli bir çalışma. Bu kitabın tasarımını Uğurcan Ataoğlu yaptı. Aşk’ın kapağının tasarımı da ona ait. İçindeki resimler ise uluslararası sanatçımız M. K. Perker’e ait. Ve onlarla çalıştığım için kendimi şanslı sayıyorum. Bence bu kitap sunumuyla da değerlendirilmeli. Zaman içinde estetiği ihmal ettik. İçerik kadar estetiğe de kıymet veren kitaplar yazmak istiyorum.
Kitabın son alıntısında okuyucunuza mı mesaj gönderiyorsunuz?
- Hayır, bir mesaj vermiyorum. Bence bir kitabı binlerce, hatta milyonlarca insan okur ama herkesin okuması tek ve biriciktir. Okur kendisi bilir, kendisi karar verir.
“Ben” bölümündeki resimde kendisiyle yüzleşen bir kedi görüyoruz. “Sen”de ise başka bir kediyi izliyor aynı kedi. Buradan izleyiciyi izliyorsunuz diye algılayabilir miyiz?
- Ben okurlarımı “ruhdaşım” olarak görüyorum. Bu dışarıdan bakanların kolay kolay anlayamayacakları bir ruhsal, duygusal ve zihinsel paylaşım. Kalpten kalbe bağlar var ve bu bağlar kelimelerle kuruluyor. Okurlarla zaten sürekli ve dinmeyen bir sohbetim var.
TİYATRO
Bir 12 Eylül hikâyesi
Devlet Tiyatroları kuruluşunun 60. yılı nedeniyle 60 yeni yerli oyun sahneliyor. İzmir Devlet Tiyatrosu, “Yollarda” adlı oyununu 22-27 Aralık tarihleri arasında Ankara Altındağ Tiyatrosu’nda sahneleyecek. Haluk Işık’ın yazdığı, M. Doğan Yağcı’nın yönettiği oyunda, 12 Eylül dönemi koşullarında kaybolan ve nerede olduğunu bilmediği kocasının peşine düşen bir kadının hikâyesi anlatılıyor.
ALBÜM
Aznavour albümü
Albümlerİ dünya çapında 100 milyondan fazla satmış olan Fransız şarkıcı/söz yazarı/aktör Charles Aznavour, 50 yıl öncesinde Frank Sinatra’nın yaptığı gibi, Hollywood Capitol Tower Studios’da tarihi bir müzik projesinde yer aldı. Aznavour’un 12 klasikleşmiş eseri ve iki yeni parça, sanatçının kendi sesi ve dünyanın en ünlü caz orkest-rası olarak bilinen Clayton-Hamilton Jazz Orchestra’nın müziği ile bu albümde.