Jön olmak gibi bir hedefim yok

* “Boynu Bükükler” dizisiyle karşımızdasınız. Nasıl gidiyor çekimler?

- Daha önce çalıştığım dizilerde birçok farklı mekanda çekim yapıyorduk, bu dizide ağırlıklı olarak tek mekanda çalışıyoruz. O da okul binası... Tek fark o gibi geliyor bana... Zaten Ömer Uğur daha önce çalıştığım dizilerin de yönetmenliğini yapıyordu. Bu birlikte çalıştığımız üçüncü proje. O yüzden çalışırken kendimi aile arasında hissediyorum.

* Tek mekanda çekim yapmanın avantajları var mı?

- İstanbul çok kalabalık bir şehir, bir yerden bir yere gitmeyi bırakın, sadece su faturasını yatırmak bile bir gününüze mal olabiliyor. Bu yüzden İstanbul gibi bir şehirde oyunculuk yapıp da tek mekanda çalışmak kadar güzel şey yoktur herhalde. Sırf İstanbul’un trafiğinden kurtulmak için motor kullanmaya başladım.

* Tehlikeli değil mi?

- Agresif şekilde motor kullanmıyorum. Zaten ufak bir motorum var.

* “Boynu Bükükler”deki rolünüzden bahseder misiniz?

- Dizide Müdür Fuat’ın oğlu Mithat’ı canlandırıyorum. Aynı zamanda Miray karakterinin de abisiyim. Ailevi sorunlardan dolayı içine kapanık ve sosyalleşmeyle ilgili problemleri olan bir çocuk Mithat... Annesinin ile babasının ayrı olmasının ve tam bir aile olamamanın etkileri bunlar... Üstelik saplantılı...

* Nasıl bir tik bu?

- Üstü başı her zaman çok temiz ve düzgün olmalı... Kardeşi Miray, ondan daha girişken ve anaç bir karakter. Mithat’ı da her zaman koruyup kolluyor. Bu yüzden de Mithat, Miray’ın yanından hiç ayrılmıyor.

* Role nasıl hazırlandınız?

- Senaristimiz Cüneyt İnay ile görüşüp rolü ilk önce ondan dinledim. Oyuncusuna çok güvenen bir yazar kendisi... Senaryoyu okuduktan sonra kafamda birkaç şey canlanmaya başladı. Okuma provasında birkaç farklı alternatif olarak rolümü sundum, hep birlikte orta yolu bulduk.

GEÇEN YAZ HER ŞEYİ BIRAKMAYI DÜŞÜNDÜM

* 23 yaşındasınız ve bugüne kadar 12 dizide ve birçok filmde rol aldınız. Hiç “Yol yakınken döneyim, bu ne yoğunluk böyle” dediğiniz oldu mu?

- Geçtiğimiz yaz böyle bir şey dedim açıkçası... Bir yanlış anlamadan dolayı birçok iş aynı tarihlere denk geldi. Bu yüzden bir durup “Ne yapıyorum ya?” demiştim. Ama bu biraz da insanın çalıştığı ortamla, şartlarla alakalı bir durum. Mesela bu dizideyken öyle bir şey aklımın ucundan bile geçmiyor. Buradaki çalışma ortamı, aramızdaki uyum, yönetmen ve yapımcının desteği çok güzel.

* İleride kendinizi Türkiye’nin jönleri arasında görüyor musunuz?

- Bugüne kadar hiç böyle bir şey düşünmedim. Aslında bakarsanız jön olmak çok da önemli bir şey değil bence. Yani yardımcı rolde olmak, oyunculuk açısından oldukça tatmin edici. Dışarıdan bakıldığında daha az sorumluluğunuz varmış gibi gözükse de aslında bu rollere daha fazla sorumluluk düşüyor. Jön olayım gibi bir hedefim yok ama böyle bir teklif gelirse neden olmasın? Her şeyin ötesinde iyi bir insan ve iyi bir oyuncu olmak istiyorum.

OKUL VE İŞ BİR ARADA YÜRÜYOR

* Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

- Hem okul hem de iş olduğu için pek bir şey yapamıyorum. Bir tek akşamları köpeğimi sahile dolaştırmaya götürüyorum. Kız arkadaşım Seda Türkmen ile birlikte bakıyoruz köpeğimize, onu çok seviyoruz. Onun dışında pek bir şey yaptığımı söyleyemem. Daha çok okuldaki ödevlerime, projelerime vakit ayırıyorum.

* Oyunculuk ile okulu bir arada götürmek zor olmuyor mu?

- Çok zor değil bence. İnsanlar hayatlarına birçok şeyi sığdırıyor. Ben de hem okulu hem de işi aynı anda gayet güzel idare edebiliyorum.