Cahit Akyol - Zeynep Bilgehan
Oluşturulma Tarihi: Haziran 19, 2011 00:00
Dünyanın en büyük yatı The Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri Başbakanı Muhammed Al Maktum’a ait. Megayatın tasarımcısıysa bir İtalyan: Massimo Gregori 45 metreden küçük, 12 milyon Euro’dan ucuz tekne tasarlamıyor. Gregori, megayatlardaki son trendleri anlatırken, yatların altına jetski yerine artık denizaltı koyduklarını söylüyor
Massimo Gregori 11 yaşından beri denizde... 18 yaşında yat yarışlarına katılıyor, ardından kariyerini tümüyle yatlar üzerine kuruyor. Önce İtalya’da, ardından Amerika’da yat tasarımı eğitimi görüyor. İtalya’ya döndükten sonra Yankee Delta adlı kendi şirketini kuruyor. Şirketinde sadece kadınları çalıştırıyor. Bunun sebebini de “Kadınlar, dünyadaki en harika yaratıklar. Erkeklerden çok daha akıllı ve ciddiler” diye açıklıyor. Aynı zamanda Milano’da yat mimarisi konusunda dersler veriyor, kitaplar yazıyor. Tam 37 yıldır yat tasarımı işinde. Uzmanlık alanı, 35 metreden büyük megayatlar.
Müşterilerini, “Krallar, bakanlar ve para babaları” diye tanımlıyor: “Onlara en az 45 metre boyunda, fiyatları 12-25 milyon Euro’yu bulan süper lüks yatlar tasarlıyorum. Bu insanlar yatlarında mükemmelik arıyor. Çoğunlukla imkansızı istiyorlar; zarif, benzersiz, arkadaşlarını şaşırtacak tasarımlar.... Hiçbir sınır olmadan denizlerde dolaşmak arzusundalar. Tabii, tekneleri aldıktan sonra bunu pek yapmıyorlar ama yine de talepleri bu. Güvenlik, listelerinde en alt sıralarda...”
ZAMANSIZ TASARIMLAR MODAHerkes kendi hayalindeki, ‘
rüya teknesi’ni talep ediyor. Ancak bununla birlikte Gregori 2008’den beri taleplerdeki abartının azaldığını anlatıyor: “Eskiden etrafta daha çok zengin vardı. Son zamanlardaki finansal krizlerden beri para kazanmak zorlaştı. O yüzden insanlar paralarını daha dikkatli harcıyor. Artık daha kalıcı, zamanla değerini kaybetmeyecek şeyler istiyorlar. Kuvvetli motorlar, yarım saatte 60 kilometre yol gidebilecek, hızlı benzin tüketen tekneler değil. Bunun yerini daha kalıcı tasarımlı ve az yakıt tüketen, yavaş tekneler aldı. Dolayısıyla daha minimalist, post modern görünümlü tekneler yapıyoruz. Zamansız tekneler yaptırınca, 10 yıl sonra satmak istediklerinde değer kaybı olmuyor.”
Daha kültür ve tarz sahibi, deniz aşığı insanlar arasındaysa römorkların renövasyonu çok moda: “Örneğin 1962’de yapılmış 45 metrelik bir römorku rönove ettik. Sahibi, içini lüks ama klasik şekilde tasarlamamızı isterken, dışını neredeyse eski hali gibi bıraktık. Fakat bunu müthiş bir uyum içinde yaptık. Römork renovasyonuyla hem lüks tekne hem de değerli bir tarihi eser sahibi oluyorsunuz.”
TEKNE FİYATINA OYUNCAKLARLüks teknelerin yapımı yaklaşık üç yıl sürüyor. Fiyatlarsa 45 metrelik bir tekne için 14-20 milyon Euro arasında. Fiyat, tekneyi yaptırdığınız yere göre değişiyor. Örneğin Kore, Çin ve Hindistan gibi ülkelerden daha uygun fiyat alabiliyorsunuz. Ancak kaliteden ödün vermeyenler Avrupa’yı tercih ediyor. Türkiye de gözde tekne yapım merkezleri arasında. Fiyatı artıran bir diğer şey de içine koymak isteyeceğiniz oyuncaklar: “Tekne içindeki elektronikler fiyatı bir milyon Euro’ya kadar yükseltebiliyor. Örneğin tıpkı uçaklardaki gibi bir radar sistemiyle teknenin kendi kendini sürmesini sağlayabilirsiniz. Bunun dışındaki en son trendse tekneye denizaltı koymak. İnsanlar artık sörf ve jetski gibi oyuncaklardan sıkıldı. Hatta bazı teknelerin altına kapı konuyor; doğrudan teknenin içinden denizaltıyla çıkabiliyorsunuz. Tıpkı James Bond filmlerindeki gibi! Tabii bunun için bir başka tekne alacak kadar yüklü bir ücret ödüyorsunuz. 10 metrelik bir denizaltının fiyatı bir-bir buçuk milyon Euro arasında değişiyor.”
600 liraya cilt bakımı Alman kozmetik devi Babor, Pasifik Okyanusu’nun 2 bin metre derinliğinden çıkartılan mikroorganizmalarla yeni bir bakım geliştirdi. Adı Babor Sea Creation. Kaliforniya Körfezi Guaymas Koyu’ndaki deniz altındaki sıcak volkan kayalıklarından 70 derece üzerinde sıcaklıkta ve 200 bar basınç altında yaşayan organizmalardan elde edilen bakım ürünleri Türkiye’de uygulanmaya başladı. Şirketin Türkiye dağıtım direktörü Gülben Yavuz Uras, ürünlerin yeni hücre oluşumu için ideal olduğunu ve altı ay kullanılması halinde beş yaş genç bir cilt görünümü sağlandığını ileri sürüyor: “Babor Sea Creation, Madonna başta olmak üzere Victoria Beckham, Gwyneth Paltrow, Julia Roberts ve Cameron Diaz tarafından kullanılıyor. Merkezlerinde uygulanan 120 dakikalık cilt bakımının ücretiyse 600 lira.”
Saat, Eyjafjallajöküll lavına beş var Titanik kalıntıları kullanılarak yapılan saatlerle tarih meraklılarına hitap eden Romain Jerome, yine egzantrik bir model çıkardı: Eyjafjallajökull DNA. Saat, geçen yıl patlayan ve Avrupa hava trafiğini durdurarak uzun süre kaos yaratan İzlanda’daki Eyjafjallajöküll yanardağının DNA’sını taşıyor... Kadranın altı, gezegenin çekirdeğinden çıkan lavdan bir çerçeveyle çevrili. Kadranıysa Eyjafjallajökull yanardağından çıkarılan küllerle işlenmiş. Eşsiz model, volkanik kaya ve külün Eyjafjallajökull yanardağından geldiğini doğrulayan bir orijinallik sertifikasıyla birlikte geliyor. Sadece 99 adet üretilen model şu an yalnızca Antalya’daki Mardan Palace’ın içindeki L’estasi Boutique mağazasında satılıyor. Fiyatıysa 30 bin 250 İsviçre Frangı.