Modellik, gece kulübü işletmeciliği, DJ’lik, ilkyardım uzmanlığı, hatta itfaiyecilik gibi birbirinden alakasız işlerle uğraştıktan sonra, aradığı heyecanı ödül avcılığında buldu. Ödül kazanmak için kaçakların peşine düşüp 50’den fazla suçluyu yakaladı. Domino’nun tatminsizliklerle geçen 35 yıllık hayatı, uyuşturucu bulundurmaktan ev hapsinde tutulduğu, annesinin 1.3 milyon dolarlık villasının banyosunda son buldu. Domino Harvey, hayat hikayesini anlatan bir
film yapmak istiyordu. Yönetmen Tony Scott’ın çektiği filmin setini sık sık ziyaret etmiş, Domino’yu oynayan İngiliz oyuncu Keira Knightley’ye role hazırlanması için yardım etmişti. Ancak filmin sonuna eklenen öyküyü beğenmeyip, sonradan pişmanlık duyduğu da söylendi. Film ABD’de Harvey öldükten bir ay sonra vizyona girdi, bir yıl sonra da burada gösteriliyor.
Daha çocukluğunda oyuncak bebekleri giydirmek yerine tabancalarla oynamayı tercih etmişti. Hareketli bir kız olacağı belliydi ama hayat, direncini çok erken yaşta sınadı.
7 Ağustos 1969’da doğan Domino, babası Laurance mide kanserinden öldüğünde dört yaşındaydı. Annesi yatılı okula gönderdi. Uyumsuzluğu yüzünden okuldan atılıp geri dönmesi uzun sürmedi. Annesinin jet sosyeteye mensup arkadaşlarıyla birlikte, hayatı kokteyllerde geçiyordu. Pek şikayet edilecek bir yaşamı yok gibi görünüyordu.
Annesinin izinden gidip modellik yapmaya başladı. Ford Model Ajansı’na bağlı olarak, Londra’da defilelere çıkıyordu. Henüz 16’sında, incecik vücutlu sarışın Domino, durgun yüz ifadesiyle podyumlarda salınıyordu. Aynı yıl
eroine başladı.
17 yaşında uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele etmek zorunda kalmıştı bile. Modellikten de çabuk sıkıldı. Hollywood’un en popüler okulu Beverly Hills Lisesi’ne yazıldı. Bu liseyle birlikte üç okuldan daha, erkek arkadaşlarıyla kavga ettiği için atıldı.
1992’de, yeni bir yaşam kurmak üzere San Diego’ya gitti. Burada bir gece kulübü işletmeye başladı. Artık annesinden para almıyordu ve bu bağımsızlık çok hoşuna gitmişti. Silahlara ilgisi bu dönemde başladı. Bir çiftlikte yaşıyor, kulübünde part time DJ’lik yapıyor, arta kalan zamanlarda da San Diego İtfaiyesi’nde çalışıyordu.
İki yıl sonra, Los Angeles İtfaiyesi’nde çalışmak niyetiyle L.A’ye döndü. Reddedildi. İlkyardım elemanı olmak için dersler aldı ama bu alanda da iş bulamadı.
ÖYKÜSÜNÜ 360 BİN DOLARA SATTI
Bu ara, gönüllü kelle avcıları arayan bir ajansın verdiği seminere katıldı. Burada eski bir suçlu olan Martinez’le tanıştı. Martinez öğretmeniydi. Kelle avcılığının tam da aradığı heyecan olduğunu düşündü. Tehlikeye, en az eroin ve kokaine olduğu kadar bağımlı olduğunu fark etti.
Martinez’le, 10 yıl önce, bugünkü kadar çok sayıda ödül avcısının olmadığı ABD’de bir efsane haline geldiler. Birlikte 50 kaçağı yakaladılar. Bu arada iş üzerindeyken de eroin kullanmayı sürdürdü. Martinez’in de anlattığına göre, bir kapıyı kırıp içeri giriyor, birilerini tutukluyor ve uyuşturucularına el koyuyorlardı.
Hayatını filme çeken, Top Gun’ı, Spy Game’iyle tanıdığımız yönetmen Tony Scott ile 16 yıl önce tanıştı. Scott’ın eline Laurance Harvey’nin, sosyete içinde yetişmiş ama mutluluğu kelle avcılığında bulmuş kızının öyküsünü anlatan bir makale geçti. Öyküsü, Scott’a yeni filmi için ilham oldu. Yönetmen, o zaman 20 yaşında olan Domino’yu aradı ve yaşamını film yapmak istediğini söyledi. Domino bu görüşmeden altı yıl sonra, hayat hikayesini Tony Scott’a 360 bin dolara sattı.
Martinez, o günlerde Los Angeles’tan ayrıldı, birlikte çalıştığı Domino’nun da kelle avcılığı serüveni son buldu. 1998’de annesi onu uzun bir rehabilitasyon programı için Hawaii’deki Habilitat Kliniği’ne yatırdı.
2000’de Los Angeles’a döndü. Annesi, bir önceki evliliğinden olan kızı Sophie ve Domino’ya birlikte yaşamaları için bir ev aldı. Domino, Santa Monica Koleji’nde bilgisayar ve grafik dersleri alıyor, bir yandan da kulüplerde DJ’lik yapıyordu.
2 MİLYON DOLARLIK UYUŞTURUCU ÇIKTI
2003’te, FBI tarafından 2 milyon dolarlık uyuşturucuyla yakalandı, 1 milyon dolar kefaletle serbest bırakıldı.
Bir yıl sonra, Domino’nun en büyük hayali olan film nihayet gerçekleşiyordu. Sık sık seti ziyaret ediyordu. Ancak film işi de, uyuşturucuyla bağını kopartmaya yetmedi. Mayıs 2005’te, evinde metamfetamin isimli uyuşturucu madde bulundurmaktan tutuklandı. 10 yıl hapis istemiyle yargılanmaya başladı. Mahkemenin sonucunu ev hapsinde bekliyor, ayağında elektronik bileklik taşıyordu.
Basınla ilişkisi ise hiçbir zaman iyi olmadı. Kendisini lezbiyen gibi gösteren gazetelere savaş açtı. Basınla kavgası sürerken, bu sefer uyuşturucudan tamamen kurtulmaya karar verdi. Alkol tedavi merkezinde tanıştığı bir kadın uzmanı, evde terapi yapmak üzere tuttu. Yaptıkları toplantılarda eroin bağımlılığından kurtulmaya çalışıyordu.
Ölmeden dört gün önce, Tony Scott’ın şirketinden yapımcı Scott Free ile görüşmüştü. 10 yıldır görmediği Martinez’in izini bulup, filmde rol alması için yardımcı olacağını söylemişti. Ayrıca bir belgesel çekmek istediğini anlatmıştı.
27 Haziran 2005 saat 23.00’te, banyoya girip kapıyı kilitleyen Domino’dan uzun süre ses çıkmayınca polise
haber verildi. Polisler bulduğunda Domino’nun bilinci kapalıydı. Ölüm saati 11.28 olarak açıklandı. Resmi kayıtlara göre kalp krizinden hayatını kaybetmişti. Otopside kanında hiçbir uyuşturucu maddeye rastlanmadığı açıklandı. Rehabilitasyon altındaki bir kadının, aşırı dozda uyuşturucu maddeden ölmesi büyük bir skandal yaratacağı için, ölümün kalp krizi olarak gösterildiği yönünde söylentiler çıktı.
KELLE AVCILIĞI NEDİR?Kelle veya Ödül Avcılığı (Bounty Hunting) denilen sistem, Amerika’da tamamen yasal olarak işliyor. Ödül avcıları, mahkeme tarafından aranan kaçakları buluyor, yakalıyor. Önceden belirlenmiş para ödülünü veya suçlunun mahkemeye ödeyeceği kefaletin üzerinden pay alıyorlar. Kovboy filmlerinde gördüğümüz "Wanted" ilanıyla aranan kaçakların yakalanma biçiminin modern hali bir bakıma. Ancak suçlular eskisi gibi ölü ya da diri olarak değil, yalnız diri olarak yakalanıp, mahkemeye çıkarılıyor.