Ayten SERİN
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2007 00:00
Sonu Shivdasani, Maldivler ve Tayland dahil dünyanın dört bir yanındaki Six Senses Resort Oteller ve Spalar zincirinin sahibi. İlk resort otelini 1995’te Maldivler’de açtı. Soneva Fushi’de jet sosyetenin ilgisini çekecek fikirler geliştirdi. Bakir doğa içinde, gözden uzak köşelere kurulan bu tesislerin müşterileri jet sosyete üyeleri. Çoğu helikopter veya sürat tekneleriyle karşılanıyor. Türkiye’de de Bodrum Kempinski’deki bir Six Senses Spa’sı var. Eşiyle dünyayı dolaşıp yatırım yapacağı alanları keşfeden Shivdasani, "Jet sosyete artık akıllı lüks arıyor" diyor.
İngiltere’de doğup büyüyen Sonu Shivdasani, yılın büyük bölümünde Maldivler’de Soneva Fushi’de, dört ay da Tayland’da yaşıyor. Yılda en az üç ayı, eski manken eşi Eva’yla birlikte, seyahatte geçiyor. Farklı ülkelerde 17 resort otel, farklı ülkelerin otellerinde 10 spa’ya sahip. 40 yaşındaki Hint kökenli Shivdasani, Hindu kökenli ailesinin etkisiyle spa alanına yöneldiğini söylüyor:
"Ritüellerini uygulamasam da, görünenin ardındakini arayan, spritüalizme dayalı yönüyle Hinduizm düşüncelerimin şekillenmesini sağladı. Şifacılık, sağlıklı yaşam, spa ve tüm doğal sağlık yöntemleriyle ilgileniyorum. Batı tıbbı insanı gerektiğince kavrayamıyor. Üşüttüğümde, akciğer enfeksiyonu geçirdiğimde doktor yerine akupunkturcuya gitmeyi, Çin bitki çayı içmeyi tercih ederim. Bir kaç gün içinde iyileşirim. Oysa doktora gitsem, antibiyotik verir."
Shivdasani’nin uzmanlığı spa merkezleri. Peki, çok farklı yorumlarına rastladığımız "spa" gerçekte nedir? "Sanitas Per Aquam (SPA) yani Sudan Gelen Sağlık kelimesi Romalıların su terapilerine verdiği isim. Geçmişte hastalar iyileşmek için şifalı sulara giderdi. Bugün anlamı farklı. Spa merkezleri artık çok gelişmiş terapi salonları: Fizik tedavi uzmanları, ayurvedik masaj, detoks programları ne ararsınız bulabilirsiniz. Yani bugün alternatif yollarla sağlıklı yaşam ve iyileşme anlamına geliyor. Hatta artık biz spa merkezlerimizde su kullanımını minimize etmeye çalışıyoruz. Su artık çok değerli, bu bizim için çevresel açıdan da çok önemli."
SPA İHTİYAÇTAN DOĞDUShivdasani’ye göre, spa merkezlerinin bu kadar popüler olmasının nedeni ihtiyaç: "Bireyler yoğun stres altında. Mesai saatleri uzadı, seyahatler, çevre ve gürültü kirliliği arttı. Gevşeme ihtiyacı arttı. İnternet ve küreselleşmeyle hayat çok hızlandı. Hayatın gittikçe hızlanan temposuna yetişmeye çalışmak bireyi geriyor. Spa, soluk alma fırsatı. Gerçek bir spa tüm duyularınıza hitap eder, hiçbir yerde bu kadar rahatlayamazsınız.
Stres, çevre kirliliği "minerallerden arındırılmış" gıdalarla beslenme sürdükçe spalara da ihtiyaç olacağını savunuyor Shivdasani. "Şehirler kalabalıklaşıyor, elektromanyetik radyasyonla yükleniyoruz, vücutların dengesi bozuluyor. Bence spa merkezleri gelecekte terapi, sağlıklı yaşam ve pozitif enerji alanlarına yönelecek. Konuyu gelgeç moda gibi değerlendirmemek gerekir. Çünkü gerçek ihtiyaçlardan kaynaklanıyor. Bireylerin vücutlarını dengelemesi gerekiyor."
Kalabalık kentlerde yaşayanların düzenli olarak spa merkezine gitmesini öneriyor Shivdasani. Bu yolla sağlıklarını koruyabileceklerine inanıyor: "Hastalanmadan ve doktora gitmeden önce spa’ya gitmeleri önemli. Bu yüzden alternatif iyileşme metotları olan akupunktur, reiki, şiatsu ve herbalistleri kullanıyoruz. Terapi merkezlerimizi doğada ıssız bölgelere kuruyoruz. Ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla helikopter, sürat motoru kullanıyoruz."
KENTLERDE DENEYEMEDİKLERİNİ DENİYORLARAkıllı lüks yaklaşımı jet sosyetede çok beğenildi. Bir yandan mahremiyetlerini korumak, diğer yandan sosyal gruplarının içinde yer almak istiyorlar. Diğerlerinin ne yaptığını merak ediyorlar. Yaşadıkları kentlerde deneyemediklerini deniyorlar. Bahçeden yeni toplanmış organik salata
yemek ya da iki hafta boyunca çıplak ayakla yürüyebilmek, çok az miktarda üretilen özgün bir şarap içmek, mehtapta açık hava sinemasında
film izlemek ve şefin pişirdiklerini tatmak, rasathanemizde astronomumuzun açıklamaları eşliğinde yıldızları seyretmek, deniz biyoloğumuzun eşliğinde su altında nadir türleri keşfetmek gibi. Bu gibi deneyimler gerçek tatil hissi yaratıyor. Artık herkes lezzetli ama sağlıklı yemekler istiyor. Daha az şarap içiyorlar, daha kalitelisini arıyorlar. Tasarım ve dekorasyonun yerel özellikleri yansıtmasını istiyorlar. Çevreyi bozmayan yapılarda konaklamayı tercih ediyorlar.