Evrim SÜMER
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 10, 2004 01:24
Çevresinde ‘Cerrah Çelebi’ olarak tanınıyor. Profesör Doktor Tarık Minkari bir cerrah, yaşı kendi tabiriyle 80’e 1 var. 1992’deki emekliliğinden sonra yalnızlık yerine gezmeyi seçmiş. Bir gece rüyasında Evliya Çelebi’yi görmüş. Evliya Çelebi ona ‘Ya cerrah, bunca senedir gece gündüz ameliyat yapıyorsun, bıkmadın mı bu işten?’ diye sormuş...
Aslında bıkmamış ama bıkmadım derse Evliya’nın gideceğinden korktuğu için ‘Evet bıktım’ demiş. Çelebi ‘Öyleyse bir benzeri olmayan şu dünyayı tanımaya çalış. Ahrette seyahat acentesi yok’ diye devam etmiş... O da başlamış eşiyle ve arkadaşlarıyla dünyanın dört bir yanını gezmeye. Cerrah Paşa sadece gezdiğiyle kalmamış, bu 12 yıllık gezginlik hayatında 19 tane gezi kitabına da imza atmış. Nerelere gitmemiş, nereleri yazmamış ki... Fas, Japonya, Çin, Afrika... En son kitabı Avustralya-Yeni Zelanda bugünlerde piyasada olacak. ‘Kalabalıkları, yüksek binaları sevmiyorum, onlardan uzaklaşmak istiyorum’ diyen ama yine de Japonya’ya gitmeden edemeyen Minkari Hürriyet Seyahat için Japonya’yı anlattı.
n Birkaç cümlede Japonya’yı anlatmak gerekseydi, ne derdiniz?
- Çok dar, çok zengin, çok kalabalık! Ama görgülü ve iyi eğitilmiş insanlardan oluştuğu için sadece hayranlık duyuyorsunuz. Aslında Japonya anlatılması o kadar zor bir yer ki! Her şeyden önce aşırı modern bir yer. Sere serpe, rahat yaşamaya alışmış insanlar için uygun bir yer değil. Çok katı kuralları olan bir ülke.
n Tokyo, Osaka, Kobe, Nara ve Kyoto... Bu şehirlerin birbirlerinden farkı ne?
- Aslında hepsi birbirine benziyor. Geçmişleri aynı, hep aynı gelenekler doğrultusunda kurulmuşlar. Sokaklar çok kalabalık, şehirler çok modern ama insanlar inanılmaz sıcak ve kibar. Japonya’da toprak az ve o toprağa çok ev kurabilmek için sokakları dar tutmuşlar. Daha sonra şehirler kalabalıklaşınca da caddeleri genişletemedikleri için asma yollar yapmaya başlamışlar. Bu yoların yüksekliği bazen beşinci katı buluyor. Adam eskiden oh ne güzel manzara derken şimdi gürültü gelmesin diye ne yapacağını şaşırmış. Fakat yer bu kadar dar olmasına rağmen atalarına ve ölülerine çok saygılılar. Şehirlerdeki en güzel yerler mezarlıklar.
BURADA HER ŞEY AŞIRI DERECEDE KÜÇÜLTÜLMÜŞ
n Tokyo’da yeşil görmek için şehrin dışında çıkmak gerekir demişti bir arkadaşım, doğru mu bu?
- Şehir merkezinde gezerseniz doğru. Şehirlerdeki alanlar çok kıymetli olduğu için çok az park ve bahçe var. Aslında Japonya’da kırsal bölge diye bir şey de çok az. Şehirler birbirlerinin içine geçmiş gibi. Bir yerden bir yere trenle gidiyorsunuz, yolun iki tarafı hiç kesintisiz ev dolu. Gökdelen değiller ama dolu. Bir de Tokyo’da araba satın almak istiyorsanız önce park yeri satın almak zorundasınız. Bunu belgelemeden araba alamıyorsunuz. Kirası da fazla.
n Tokyo’da nereleri görülmeli?
- Tokyo Tower, Asakusa Kannon Sensoji Tapınağı ilginç yerler ama bunun dışında da çok ilginç yer var. Bir sürü tapınakları, pagodları var. Marketler ve metroya inen yoldaki çarşılar görülmeye değer. Yer üstü çok kıymetli olduğu için yeraltına inmişler. Yerin 3 kat, 4 kat altında marketler var. Metro duraklarının olduğu yerler çok yoğun. O yiyeceklerin arasında gezmekten büyük keyif aldık. Şundan istiyorum dediğinizde 100 gramlık bir külahta veriyorlar. Japonya’da her şey aşırı derecede küçültülmüş.
n Osaka’da ilginç ne var?
- Osaka’da sokaklarda yaşayan hane berduşları gördük. Japonya’da ‘tatami’ denen bir şey var. Bu, 1.80’e 90 cm boyunda bir hasır. Japon bunun yarısında oturur, çalışır, tamamında yatar, uyur, dinlenir. Bu evsizlerin tatamileri kartondan, sokak köşelerini kendilerine ev bellemişler. Ama orada kütüphanesi var mesela. Adam radyo dinliyor ama kimseyi rahatsız etmeden. El ayak çekildikten sonra da mukavvalarını seriyorlar, yatıyorlar.
n Fuji Dağı’na gittiniz mi?
- Fuji Dağı bir efsane, aynı zamanda Japonya’nın başbelası. Her mevsim neredeyse yarım milyon insan gidiyor. Sadece dört çıkış yolu var. Her insanın fiziksel ihtiyaçları vardır, tuvalete gitmek gibi. Bu kadar çok insana yetecek kadar tuvalet yapmak mümkün değil. Bir de çöp sorunu var.
MERMİ TRENLE SEYAHAT
n Japonya’da toplu taşımacılık nasıl?
- Tokyo’dan Kyoto’ya ünlü Shinkansen treniyle gittik. Shinkansen’e mermi tren de diyorlar. Yaklaşık 250 km. hızla gidiyor. Tren istasyona saniyesi saniyesine, tarifeye uygun olarak geldi. Koltuklar inanılmaz rahattı ve tren çok temizdi. Herkese servis yapan küçük arabalı bir hostes vardı. Kibar Japon hostes sırasıyla herkese çay-kahve ikram ederken bizim gruptan birileri sıraları gelmeden kalkıp, arabadan bir şeyler almak isteyince kızın aklı karıştı, düzeni bozuldu. Sonunda bir arkadaşımız uyardı da bizimkiler yerine oturdu ve servis düzeni devam etti. Toplu taşımacılık harika işliyor ama görgü ve nezaketin Japonya’da tek kaybolduğu yer toplu taşıma noktaları. Herkes bir an evvel binmek ve inmek istiyor. Bu esnada bayağı bir itiş kakış oluyor. Çünkü kısıtlı zamana karşı yarışıyorlar. Ama bindikten sonra resim değişiyor, herkes eski kibarlığına geri dönüyor.
SELAMLAMANIN ÖLÇÜSÜ
Japonlar birbirini selamlarken bir ölçüleri var. Selam verirken sadece başlarını değil, belden yukarı, üst gövdelerini kırıyorlar. Biri sizi selamlarken siz de karşınızdakinin eğildiği kadar eğilmelisiniz. Daha çok eğilirseniz o da sizinki kadar eğiliyor. Ölçüyü tutturamazsanız, selamlaşma uzayıp gidiyor.
BAK, GÖR, ÖĞREN, YAP OLMAZSA YENİDEN YAP
Japonların ‘Bak, gör, öğren, yap, olmazsa yeniden yap, en güzelini, en iyisini yarat’ diye bir felsefesi var. Bunu en iyi tuvaletlerde görüyorsunuz. Bir klozetleri var, dünyanınhiçbir yerinde yok. Klozetin sağ tarafında bir kumanda panosu var. Bir düğmeye basıyorsunuz, klozetin içinden bir plastik çubuk çıkıyor, su fışkırtıyor. Bir başka düğmeye basıyorsunuz, ılık su fışkırıyor. Bir düğme o çubuğu sağa-sola, ileri-geri hareket ettiriyor. Ensonunda da alet ılık hava üflüyor, nemli yerlerinizi kurutuyor.
TRAFİK İNGİLTERE’DEKİ GİBİ
n Japonya’da cesetler yakılıyor. Küllerin olduğu kutu bir törenle kabrin üzerine konuyor.
n
Japonlar hediye alıp vermekten çok hoşlanıyorlar ama pahalılık ve hediye seçme zorluğu yüzünden bu adet gittikçe kan kaybediyor.
n Japonlar topluca çalışmaktan hoşlanıyor, o yüzden ofisler çok kişilik.
n
Japon geçmişini bilir, geleceğini ümit eder, günü yaşar.
n Tokyo’da yazın sıcaklık 38 dereceyi buluyor. Bu yüzden öğle uykularını çok seviyorlar.
n
Japonya’da trafik İngiltere’de olduğu gibi soldan.
n Japonya’da alkollü olarak araba kullanmanın cezası yaklaşık 25 bin dolar.
EN ETKİLENDİĞİ 5 YER
n Güney Afrika’daki Skuza Köyü
n San Sebastian (Fransa)
n Bergen (Norveç)
n Madrid
n Paris
seyahatte ne okuyorGittiği yeri okuyor
ne dinliyorYanında müzik taşımıyor. Gittiği yerlerde yüksek sesli olmayan müzikleri dinliyor. Davul, zurna gibi enstrümanlardan hoşlanmıyor.
ne yiyor ne içiyorYerel spesiyaliteleri deniyor.
Yemek konusunda sorunlu değil.
ne giyiyorÇok sade ve çok rahat kıyafetleri tercih ediyor.
neyle seyahat ediyorUzak mesafeler için mecburen uçak ama en çok deniz gezisinden hoşlanıyor.
nerede kalıyorGittiği yerin koşullarına göre, grup arkadaşlarının da hoşlanacağı otellerde kalıyor.
kimle seyahat ediyorEşiyle ve 10-12 kişilik küçük gruplarla.
çantasının olmazsa olmazları‘Necessaire (neseser) diye bir söz vardır. İçinde gerekli şeyler vardır. Hanımlar onu nasıl görür bilmem ama benimki gerçek bir necessaire’ diyor. İçinde tıraş takımları, tırnak makası gibi günlük ihtiyaçları var.