Oluşturulma Tarihi: Mart 09, 2002 22:47
Ninja adlı Japon lokantasına gittik. Hesap ne geldi biliyor musunuz, 67 milyon lira! Bu Japon lokantaları müşteriyi resmen söğüşlüyorlar bence. Bir masal anlatıyorlar bize, güya yemeklerde kullandıkları her malzeme dışardan geliyormuş bu nedenle pahalı olmak zorundalarmış falan filan. YALAN. Resmen yalan söylüyorlar.
Son zamanlarda kiminle karşılaşsam öğle yemeğinde Kırıntı'ya gittiğini söylüyordu.
Hakkında bu kadar söz edilen bir mekanın Teşvikiye'de büyük kalabalıklar çekmemesi düşünülemezdi gayet tabii ki. Tam da düşündüğüm gibi erken saatlerde başlayıp sürekli dolup taşıyor Kırıntı.
Mekanın dıştan görüntüsü Meksika lokantalarının havasını andırıyordu, gerçekten de mönüde Meksika yemekleri de yer alıyor.
Çok kalın bir mönüleri var, böyle listeleri görünce ben hep Amerika'nın Diner diye adlandırılan 24 saat açık lokantalarını hatırlıyorum. Diner'larda neredeyse ne ararsanız bulursunuz, fiyatlar son derece ucuzdur ve gelen yemeklerin porsiyonları da müthiştir.
Bizim lokantalarımızda bu tür özellikler yok ne yazık ki. Mönüsü çok zengin olan lokantanın mutfağı da hayli iddialı olmalı, farklı yemekleri aynı anda aynı kalitede müşteriye sunacak potansiyel bulunmalı. Bu son derece zor bir iş ve İstanbul'da bu konuda standardın üstüne çıkabilen lokanta sayısı da son derece az.
Ben o gün hem etli hem de tavuklu Fajitas'ı deneyeyim diye Combo Fajitas (8,5 milyon lira) ısmarladım. Hem tavuk hem de et lezzetli gelmedi bana.
Bidiburger adında bir de hamburger getirtmiştik, hamburgerde de aradığım lezzeti bulamadım açıkçası.
Bunun nedeni acaba dondurulmuş etlerin açılma süreciyle mi ilgili yoksa soslarda biraz takviye mi gerekiyor buna karar verebilmiş değilim.
Baktım da etrafıma o gün hemen herkes halinden çok memnundu, bu nedenle belki o gün bana çatan bir talihsizlik olmuştur mutfakta. Bu da ihtimal dahilinde yani.
Sonuçta burası şimdi bölgenin gözde mekanlarından, dolayısıyla da detaylara takılmadan orada bulunmanız şart.
Bir öğle yemeğinde ise yine son zamanlarda adını sık sık duyduğum NİNJA adlı Japon lokantasına gittik.
Size bir şey söyleyeyim mi bu Japon lokantaları artık iyice şımardılar. Müşteriyi resmen söğüşlüyorlar bence. Hepsi yapıyor bunu ve hepsi de bizleri enayi yerine koyuyorlar bunu bilin. Bir masal anlatıyorlar bizlere, güya yemeklerde kullandıkları her malzeme dışardan geliyormuş bu nedenle pahalı olmak zorundalarmış falan filan.
YALAN. Resmen yalan söylüyorlar.
O gün altı adet roll yedik, bir tanesinde sadece salatalık, diğerinde sadece sebze vardı.
Ana
yemek olarak iki adet makarna çorbası geldi (UDON), içinde sadece kalın makarna, ıspanak, yeşil soğan vardı, sadece bir tanesinde iki adet tempura karides bulunuyordu.
Bir adet bira, iki adet
diyet kola içtik.
Hesap ne geldi biliyor musunuz. 67 milyon lira.
Sevgili okurlar. Yukarda saydığım yemeklerin hiçbir tanesinde ithal edilmiş malzeme yok, hepsi yerli malı.
Japon restoranları biz müşterileri aptal yerine koyuyor.
Hem neden hesap dolardan? Kola ve Efes birası da neden dolar üzerinden isteniyor benden? O yemek taş çatlasa 20 milyon liraya yenir ve bundan bile restoran kar eder.
Aptal yerine konmayın lütfen ve bu fiyat politikasını sürdürmekte ısrar edenleri de sorgulayın, umursamazlarsa da gitmeyin o lokantalara olup bitsin.
NİNJA Şehit Muhtar Caddesi 22/1 Taksim
KIRINTI Abdi İpekçi Caddesi No.32 Nişantaşı