OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 04, 2004 00:00
Japonlar toplum içinde uyuma konusunda bütün dünyaya büyük bir fark atıyor: Trende, metroda, toplantılarda hatta ders anlatırken bile şekerleme yapıyorlar. Uyuklama sanatı ilkokul sıralarında öğreniliyor. Avusturyalı Japonolog, İnemuri’yi araştırdı ve ‘Uyumak için zaman yok’ doktora tezi, en çok satan bilim kitabı oldu.Üç uyku şekerleme türü:Birincisi Batı kültürü için tipik olan tek evreli uyku tipi (sekiz saatlik gece uykusu), İkincisi özellikle de Akdeniz bölgesinde yaygın olan Siesta kültürü (öğle uykusuyla tamamlanan daha kısa gece uykusu) Üçüncüsü ise şekerleme kültürü yani gün içinde birkaç şekerlemeyle tamamlanan kısa gece uykusu (Afrika, Hindistan, Çin ama özellikle de Japonya’da çok yaygın)Viyana Üniversitesi’nin kampus bahçesinde öğle saatlerinde mutlak bir sessizlik hakim. Öğrenciler ağaçların gölgesinde uyuklarken Japonoloji Enstitüsü’nde de zaman durmuş. Binanın üzerindeki görkemli duvar saati sekiz buçuğu gösteriyor. Yorgun olmayan bir tek Brigitte Steger var. Oysa 39 yaşındaki japonolog yıllardan beri uyku alışkanlıklarını ama özellikle de Japonya’da çok yaygın olan ‘inemuri’ biçimini araştırıyor. Araştırmacı, Japonların uyku alışkanlığını kültür tarihi ve sosyo-antropolojik yaklaşımla inceleyen 500 sayfalık bir doktora tezi hazırladı. ‘Uyumak için zaman yok’ adı ile kitaplaşan doktora tezi, en çok okunan bilim eserlerden biri oldu.Metroda uyuklama sanatıAraştırmacının ‘inemuri’ olarak adlandırdığı, toplum içinde uyuma alışkanlığı, Batıdaki endüstri ülkelerinde pek bilinmez. Steger bu uyku biçimini ilk kez öğrencilik dönemlerinde çalıştığı Tokyo Ticaret Odası’nda 1989 yılında fark etmiş.Japonya’daki ekonomik gelişmelerde yaşanan radikal değişim o tarihlerde çalışma sürelerinin uzamasına ve boş zaman değerlendirilmesinde de yeni bir stres türünün doğmasına yol açmıştı. Çünkü boş zaman tüketimi varsıllığın bir göstergesiydi. Golf,
sinema, disko ve gece eÄŸlenceleri gibi uÄŸraÅŸların tümü 24 saatin içinde yapılması gerekiyordu. ‘Herkes birbirine gururla uyumaya hiç zamanı olmadığını anlatıyordu’ diyor Steger. ‘Ama daha sonra gerçekte her yerde uyuduklarını gördüm’ DiÄŸerlerinin nasıl uyuduklarını, gündelik yaÅŸamda özel bir davranış biçimi keÅŸfetmek onu büyülemiÅŸti. Ve ÅŸanslıydı da. Konu, doktora danışmanının ilgisini çekmiÅŸ ve Kyoto’da Japon geleneklerini yakından izleyebilecek bir semtte güzel bir ev bulmuÅŸtu. Çocuklukta baÅŸlıyorSteger böylece toplum içinde uyuma alışkanlığının kısmen yetiÅŸme tarzıyla ilgili olduÄŸunu öğrendi. Japon çocukları Avrupa toplumlarında olduÄŸu gibi belli bir saatte yatırılmıyor, bunun yerine oturma odasının yatak odasına dönüştürülmesine dek ayakta kalabiliyorlardı. Böylece çocuklar ne zaman yorulduklarına ya da neyin kaçırılmaması gerektiÄŸine kendileri karar veriyordu. Fakat araÅŸtırmacı, inemuri’nin esas uygulandığı yeri, Tokyo’da bisiklet yerine metroyla yolculuk etmeye baÅŸlayınca buldu. Japonlar toplu taşıma araçlarında ‘Pavlov’un Köpekleri’ gibi davranıyorlar. Yani oturur oturmaz uykuya dalıyorlar. Ama toplum içinde uyumanın belli kuralları da var. Horlamak, bakımsız giysiler, dağınık saçlar veya salya akıtmak ayıp. Ve uyurken başın yandaki kiÅŸinin omzuna dayanması, kiÅŸiyi tacizci durumuna düşürebiliyor. Ayrıca kadınların bacaklarını açarak uyumaları da pek şık bir davranış deÄŸil. Uyanmayı bileceksinFakat metroda uyuma sanatının baÅŸlıca koÅŸulu, vaktinde uyanmayı bilmek. Genelde herkes durakta uyanmasını biliyor. Bunda tabii her ÅŸeyden önce, iÅŸe gecikmelerin izin günlerini kısaltması etkili olmakta. Steger’in gözlemleri bir yerde batıda yaygın olan ‘acımasız rekabetin kronik yorgunları’ kliÅŸesini kanıtlamakta. Kısa bir süre sonra kendisi de iklimi, kalabalığı ve iÅŸ yeri veya okulun uzaklığı nedeniyle Tokyo’daki yaÅŸamın ne kadar zor olduÄŸunu öğrendi. Peki ama New York, Paris, Moskova veya Pekin’de yaÅŸam daha mı kolay? Bu sorunun yanıtını bulabilmek için bilimsel uyku yayınlarını araÅŸtırarak ana tezini geliÅŸtirdi: Ana tezUyku alışkanlıkları dünya genelinde üç farklı ana motife göre karakteristikleÅŸmekte. Birincisi Batı kültürü için tipik olan tek evreli uyku tipi (sekiz saatlik gece uykusu), ikincisi özellikle de Akdeniz bölgesinde yaygın olan Siesta kültürü (öğle uykusuyla tamamlanan daha kısa gece uykusu) ve üçüncüsü ise ÅŸekerleme kültürü yani gün içinde birkaç ÅŸekerlemeyle tamamlanan kısa gece uykusu ki bu Afrika, Hindistan, Çin ama özellikle de Japonya’da çok yaygın. Ä°nemuri’nin baÅŸlıca nedeni, Japonya’da kiÅŸilerin her yerde her zaman hazır bulunmasına gösterilen önem. Ä°ÅŸ yerine en erken gelen ve burada en uzun süre kalanın saygınlığı artıyor. Bunun arkasında ne olduÄŸu hiç önemli deÄŸil, önemli olan her yerde var olmak. Ve bu meÅŸguliyet ise herkesin görebileceÄŸi yerde uyuyarak gösterilmeye çalışılmakta: Ä°ÅŸte bakın, firma ve ailem için tamamen bitkin düşene dek çalışıyorum. BaÅŸbakan da uyuyorJaponya’da sadece otobüs, tren ve uçaklarda deÄŸilÅŸ, parlamentoda (özellikle de baÅŸbakanlar için geçerli) bile uyumak adetten. Bildiri sunanlar, toplantıdaki yöneticiler herkes uyuyor. Ancak genç çalışanların, inemuri konusunda abartmadan önce kariyerlerinin buna izin verecek hale gelmesini beklemek zorundalar. Ä°nemuri alışkanlığı ilkokulda edinilmekte. Çocuklar evlerinden getirdikleri küçük havluları sıranın üzerine seriyor ve derste heyecan yoksa kafalarını sıraya koyup uyuyorlar. Steger’in arkadaÅŸ olduÄŸu bir profesör ders anlatırken dahi düzenli olarak inemuri’ye benzer bir duruma düştüğünü itiraf etmiÅŸ. Yani yarı uyanık bir vaziyette yarı anlamsız sözlerle anlatmaya devam ediyor. Peki öğrenciler bu duruma nasıl karşılıyor? Öğretmenin yanıtı gayet açık: Onlar da uyuyor! Die Zeit’da (34/2004) yayımlanan habere göre, Steger, Ä°nemuri alışkanlığının tüm dünyada yaygınlaÅŸacağından emin. Hareketlilik ve küreselleÅŸme tek evreli uyku tekelini bozacak. Vinç operatörü, kamyon ÅŸoförü ve vardiyalı çalışanlarda ÅŸekerleme alışkanlığı zaten ÅŸimdiden gündelik yaÅŸamın bir parçası. Â
button