Oluşturulma Tarihi: Temmuz 04, 2007 00:00
Endonezya’da yayınlanan Jakarta Post gazetesinde Türk şaraplarına övgüler yağdırıldı. Gazete, Türk şaraplarının genellikle ’eski dünya’ şaraplarına benzediği vurgulandı.
ENDONEZYA’da yayınlanan Jakarta Post gazetesi, Türk şaraplarına övgüler yağdırdı. Jakarta Post gazetesinde Arif Suryobuwono imzasıyla yayınlanan haberde Türkiye adı denilince ilk olarak Mozart’ın Türk marşının akla geldiği ardından da Bremen’de yediği ilk Türk dönerini hatırladığı kaydedildi. Haberde, Türkiye denince akla gelen diğer şeyler "semazenler, dansözler, dondurma, baklava ve Türk kahvesi" olarak sıralandı. Haberde, artık bunlardan sonra Türkiye denince akla Türk şarabının da geldiği ifade edildi.
DAVETTE TANIŞTI: Daha önce Endonezya’da düzenlenen etkinlikler çerçevesinde Yakut ve Çankaya şaraplarını keşfettiğini belirten Suryobuwono, kısa bir süre öncesine kadar Türk şarapları konusundaki bilgisinin bu iki şarapla sınırlı olduğunu ancak Türkiye’nin Endonezya’daki Büyükelçisi Aydın Evirgen’in evindeki bir davet sayesinde başta Türk şaraplarıyla da tanışma fırsatı bulduğunu yazdı.
ESKİ DÜNYA ŞARABI GİBİ: Evirgen’in verdiği davette 10 farklı Türk şarabını tatma fırsatı elde ettiğini belirten Suryobuwono, Türk şaraplarının genellikle "Eski Dünya" şaraplarına benzediğini vurguladı. Haberde Türk şaraplarının, "Yeni Dünya" şarapları gibi "meyve bombası" gibi olmadığı kaydedildi. Haberde, Türk şaraplarındaki yerli üzümlerin de dünyaca ünlü üzümlerden çok daha güzel olduğu değerlendirmesi yapıldı.
ŞARAP ANILARIYLA UYANMAK: Haberde Altın Köpük, Kavaklıdere Selection White, Doluca Sarafin Chardonnay 2005, Kavaklıdere Selection Red 2003, Yakut 2005, Tatlı Sert 2000, Kavaklıdere Boğazkere 2001 ve Kavaklıdere Öküzgözü 1998 gibi şarapların tadına baktığını yazan Suryobuwono, söz konusu şaraplardan övgüyle söz etti. Haberde son olarak, "Eve dönüp yattığımda Türk hatıralarıyla dolu hafızama eklenen Türk şarapların anılarıyla uyanacağımı biliyordum" ifadeleri yer aldı.
BÜYÜKADA YARIŞMASI: 2006 yılının Eylül ayı sonlarında Büyükada’da düzenlenen 1’nci İstanbul Ulusal Şarap Yarışması için üç gün boyunca Türkiye’nin en iyi şaraplarını tadan Uluslararası Bağcılık ve Şarapçılık Ofisi (OIV) jürisi, Türkiye’de şarap kalitesinin arttığı görüşünde birleşmişti. Uluslararası Bağcılık ve Şarapçılık Ofisi (OIV) jürisi, 25 üretici firmaya ait yaklaşık 100 şarabı iki gün boyunca tattıktan sonra Pamukkale’nin "Trio 2005"ini birinci seçmişti.
SOKAĞA İNDİ: Jüri üyelerinden Fransa’dan katılan Avrupa Önologlar Birliği Başkanı Beatrice Da Ros, Türk şaraplarında toprağın etkisini ilginç bulduğunu belirtmişti. Türk şarap sektöründeki gelişmeden memnuniyet duyduklarını ifade eden Beatrice Da Ros, Türk şarap üreticilerini Fransa’da düzenlenecek uluslararası şarap yarışmasına davet etmişti. İspanyol jüri üyesi Fernando Gurucharri, şarapların etiketleri olmadan tad, koku ve görünüşüne göre değerlendirdiklerini belirterek tattığı Türk şarapları içinde çok kalitelilerin bulunduğunu vurgulamıştı. Sektöre daha fazla yatırım yapılarak gelişmesini sürdürmesi gerektiğini söyleyen Fernando Gurucharri, "Türkiye’de şarabın sokağa inmemiş olması göze çarpıyor. Şarabın her yerde içilebilir hale gelmesi gerekiyor. Halkın bu endüstriye yardımcı olup tüketmesi gerekiyor. İnsanları da güzel şarap içmeleri konusunda eğitmek lazım" demişti.
’Eski ve yeni dünya şarabı’ ne demek
ŞARAPLAR genel olarak Yeni Dünya şarapları ve Eski Dünya şarapları şeklinde ikiye ayrılıyor. Eski Dünya şaraplarından bazıları Fransa’nın Bordeaux, Burgonya ve Rhone gibi bazı bölgeleri, İtalya’nın Toscana, Piedmont gibi bazı bölgeleri, Almanya’nın, Portekiz ve İspanya’nın bazı bölgeleri. Eski Dünya şarapları önceden tanımlanmış alanlarla sınırlı ve köklü bölgelerde üretilirler. Bu şarapların etiketinde üzümün adı yer almaz. Üreticinin adı, üretildiği bağın ismi ve mahsulün toplandığı yıl ve belli sayıda üretildiğini gösteren bir ibare yer alır. Üzümün adı yer almaz. Yeni Dünya şarapları misyonerler, demir yolları şirketleri, kaşifler vasıtasıyla Yeni Dünya ülkelerine yani Güney Amerika, Kuzey Amerika, Güney Afrika, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkelere Eski Dünya ülkelerinden taşınmış ve dikilmiş fidelerden yapılan şaraplardır. Bu şaraplar üretici ve üzümün adı ile anılır. Üretimler çok büyük ölçekte ve eski dünyaya göre geleneksel üretim yöntemleri dışında teknoloji ve yeniliğe açıktır. Haliyle de fiyatlar makul, tüketimi kolay, yıllanmaya çok uygun olmasa da lezzetli ve ulaşılabilirdir. Bir anlamda yeni dünya şarabı popüler hale getirmiştir.
Anadolu şarabın anavatanı
ANADOLU toprakları bağcılık ve şarapçılığın anavatanı olarak kabul edilmektedir. Çeşitli kaynaklarda şarabın tarihinin Anadolu topraklarında M.Ö. 3500-4000 yıllarına kadar uzandığı belirtiliyor. Hititler’in şaraba "Vino" ismini vermeleri de şarabın bu topraklarda doğduğunun en büyük kanıtıdır. Şarabın İslamiyet öncesinde Türk boyları tarafindan da içildiği bilinmektedir. Ancak İslamiyet’ten sonra özellikle Osmanlı yönetiminin ağır yasaklamaları altında şarap üretim ve tüketimi oldukça gerilemistir.