Jackson’ı podyuma çıkaracak

İlk olarak, fotoğraflarını çektiğimiz bu koleksiyonu hazırlarken nelerden esinlendiğinizi sormak istiyorum...
- Bu benim 2012 İlkbahar/Yaz koleksiyonum. Önümüzdeki aydan itbaren İstanbul’daki mağazamızda ve dünyadaki bazı mağazalarda satışa çıkacak. Şubat ayında düzenlenecek İstanbul Fashion Week’te (İstanbul Moda Haftası) ise 2012-2013 Sonbahar/Kış koleksiyonumu tanıtacağım. Fotoğraflarını çektiğiniz bu koleksiyon, Akdeniz kültürleri, Selçuklu, Marakeş esintileri taşıyor. Bizden modernize ettiğim Türk kültürü öğeleriyle modern ve genç bir jet-set kadının Akdeniz’de uğrayacağı limanlar esin kaynağım oldu.

Peki koleksiyonu hazırlanırken sizin seyahat etme fırsatınız oldu mu o limanlara?
- Maalesef... Ben maalesef yaşadığım yer olan Viyana ile New York, Paris, Milano’ya seyahat edebiliyorum. Yani mesleğimin beni götürdüğü yerlere. Onun dışında yazın birkaç gün tatil imkanım olursa, onu da Türkiye’nin güney sahillerinde değerlendiriyorum. Geçen yaz topu topu iki hafta sonu Çeşme’ye gidebildim. Koleksiyon hazırlığı süreci çok yoğun geçiyor. Onun dışında özel siparişler, fuarlar oluyor. Bu koleksiyon biraz hayal ederek, filmlerden esinlenerek oluştu.

Hangi filmler etkiledi sizi?
- Ben her zaman filmlerden etkilenirim. “Roma Tatili” ve “Kızgın Damdaki Kedi” gibi eski filmlerdeki şıklık beni çok etkiler. Bu koleksiyonda da Bridget Bardot’nun ruhu var...

TALEP VE BASKI ÜZERİNE ERKEK KOLEKSİYONU HAZIRLADIM

Bu koleksiyonda ilk kez erkekler için de parçalar hazırladınız. Buna nasıl karar verdiniz?
- Erkek koleksiyonunu yıllardır gelen talep ve baskı üzerine hazırladım. Bu koleksiyon ilk kez geçen eylül ayındaki İstanbul Fashion Week’te dünya basınına tanıtıldı.

Bugüne kadar erkek koleksiyonu hazırlamamanızın nedeni neydi?
- Hanımlardan başımı kurtaramadığım için hazırlamıyordum! Kadınlara hitap eden işler çok detay ve itina gerektiriyor. Erkek koleksiyonu o kadar olmasa da çok geniş bir ekip ve çalışma gerektiriyor. O yüzden kendimizi hazır hissettiğimiz bir dönemde buna girişmek istedik.

Peki, erkek koleksiyonu hazırlamayı sevdiniz mi?
- Sevdim. Erkek koleskiyonu daha az yorucu. Bir de ben zaten daha öneden de erkek kıyafetleri hazırlıyordum. Avusturya Prensi Hubertus Von Hohenlohe veya ressam Haluk Akakçe için özel olarak hazırladığım parçalar vardı.

Siz kendi tasarladığınız kıyafetleri mi giyiyorsunuz?
- Arada sırada... Bu yeni koleksiyonumdan giyineceğim ama.

Bir modacının kendisi için tasarım yapması zor mu?
- Zor. Daha önceden kendime deri ceket ve pantolon tasarladığım olmuştu ama kendimi önemsemiyorum. Daha rahat, dikkat çekmeyen ve yaptıklarımı ön planda tutacak kıyafetler tercih ediyorum.

Tasarımlarınızı ön planda tutma sorumluluğu taşımasaydınız, daha cesur giyinir miydiniz?
- Olabilir tabii... Modayla uğraşanlardan çok çılgın kıyafetler tercih edenler de çıkıyor ama kumaşlarla, renklerle uğraşmak günlük hayatınızın prçasıysa, hele hele yeni koleksiyon hazırlıklarında gece yarılarına kadar atölyede kalıyorsanız, kendiniz için en basit çözümlere gitmeyi tercih ediyorsunuz. Bıkkınlık demeyeyim ama bir doygunluk durumu oluyor.

SON DAKİKA DEĞİŞİKLİĞİNE EKİBİM ÇOK KIZIYOR

Bir koleksiyonu hazırlamak ne kadar zamanınızı alıyor?
- Birkaç ay içinde hazırlanıyor. İki ana koleksiyon hazırlıyoruz; ilkbahar-yaz ve sonbahar-kış. Arada Viyana, New York ve İstanbul’daki mağazamız için koleksiyonlar da yapıyoruz. O zaman göz açıp kapatıncaya kadar geçiyor. Ben çoğu kez uçakta bile koleksiyon hazırlayıp çizim yaparken buluyorum kendimi. Havaalanında son çizimlerimi yaptığım, aklıma gelen tasrımları kağıda döktüğüm çok olmuştur.

Diyelim koleksiyonunuz hazır ve az sonra defileniz var ama o an aklınıza yeni bir şey geldi, tasarımı bozup değiştirir misiniz?
- Yaptığım olur. Styling ekibim de bana bu yüzden çok kızar. Defile öncesi sahne arkasında ufak tartışmalar yaşadığımız olur. Son dakikada aklıma yeni bir fikir gelir ya da oradaki bir kombinasyonu beğenmem, gidip değiştirmeye kalkarım, onlar da bana kızarlar. Bir orta yol buluruz, benim dediğim olur sonunda! (Gülüyor) Sonra da bana hak verirler.

Bu koleksiyonun bir ismi var mı?
- Hayır, koleksiyonlara isim vermeyi çok demode buluyorum. Modern insanların giyebildiği, yeniliklerle dolu, seksi ve heyecan verici parçalardan oluşan bir koleksiyon bu. Koleksiyonlara anlam yüklemek, 90’lı yıllarda kaldı bence.

Peki, kaç parça var koleksiyonda?
- Kadında 60, erkekte 25.

ELIZABETH JAGGER BU KEZ GELECEK

Geçtiğimiz eylül ayında İstanbul Fashion Week kapsamında düzenlenen defilenizde Mick Jagger’ın kızı Elizabeth Jagger podyuma çıkacaktı, fakat gelemedi. Bu yılki defilede özel konuklarınız olacak mı?
- Elizabeth Jagger hastalanmıştı, o yüzden gelememişti ama bu kez geliyor. Defilede üç kıyafet giyecek. Açılış günü düzenleyeceğimiz defile için yakın dostum Avusturya Kültür ve Eğitim Bakanı Claudia Schmied de bir günlüğüne İstanbul’a gelecek. Bu çok gurur verici. Bir de Michael Jackson’ın ağabeyi Jermaine Jackson geliyor, eşi Halima Jackson ve ailesiyle birlikte. Hatta podyuma çıkacak ve erkek koleksiyonundan bir kreasyon tanıtacak. 100’e yakın yabancı basın mensubu gelecek.

Jermaine Jackson daha önce de İstanbul’a gelmişti sanırım, yine sizin davetliniz miydi?
- Evet, bir sene önce de geldi. Hatta koleksiyonuma hayran oldu ve erkek koleksiyonu çıkarmam için biraz da beni o kamçıladı. Bana yolladığı ilk e-mail’de de defilemde mankenlik yapmak istediğini yazdı. “Türkiye’ye davetine teşekkür için podyumda yürüyeyim” dedi.

Son olarak şubattaki defilenizde yer alacak koleksiyonunuzu anlatır mısınız?
- Onun hakkında konuşmayalım, sürpriz olsun. Sadece Atıl Kutoğlu imzasını taşıyan çarpıcı parçalar olacak diyeyim... Deri kıyafetler olacak...

BİR ARA TÜRKİYE’DEN DE ÖDÜL ALAYIM

Yurtdışında aldığınız birçok ödül var değil mi?
- Avusturya’da defalarca “Avusturya’nın En İyi Modacısı” ödülünü aldım. 90’lı yıllarda ilk koleksiyonlarımdan biriyle Münih’te “En İyi Genç Modacı” ödülünü almıştım. Ayrıca Salzburg Özel Ödülü’nü aldım.

Türkiye’den herhangi bir ödülünüz var mı?
- Yok. Türkiye’den de bir ödül alayım bir ara...

NEW YORK TIMES’TAN ÖVGÜLER

Yıllardır New York Fashion Week’e katılıyorsunuz...
- Evet, 10 senedir New York Fashion Week’te koleksiyonlarını sergileyen tek Türk modacıydım. New York Times başta olmak üzere dünyadaki birçok saygın gazete ve moda dergisi koleksiyonlarımı hep övgüyle sayfalarına taşıdı.

O kadar zaman tek olmak size neler hissettirdi?
- Keşke daha çok olsaydı Türk firmaları ve modacıları. Türk modasını uluslararası platformda temsil etmek çok keyifli, şahsım adına da gurur verici bir olay. Yıllar önce CNN International’da Q&A (Question and Answer) programına çıktığımda, İstanbul ve Türk moda sektörüyle ilgili soruları cevaplamıştım. Bu çok güzel bir duygu. Alman Lisesi’nde öğrenciyken de, Viyana’da işletme okurken de hep Türkiye’nin az ve yanlış tanınması beni rahatsız etmişti.

                                                                                                                                  �