Güncelleme Tarihi:
İzmir’in müzik geçmişi neden ilginizi çekti, ailenizin bağı var mı?
Ailemde hiç mübadil ya da göçmen yok. 1975’ten beri rembetika şarkılarını dinliyorum. Bu müzikle ilgili eski plak, fotoğraf, belge topluyorum. Bu ilgi beni Anadolu Rumlarının kent halk müziği smerneika’ya ve 1922 öncesi İzmir müziğine yönlendirdi. Böylece 1900’lere, İstanbul’daki ilk gramofon kayıtlarına kadar uzanan süreci araştırmaya başladım. Yıllar geçtikçe o kadar çok doküman topladım ki, çekmecemde saklı bu bilgilerin meraklılarıyla paylaşılması gerekiyordu. Kitap yazmaya karar verdim. Şunu özellikle belirtmem gerekir ki, tüm çalışmayı mesleğimden arta kalan zamanda sevgiyle ve hobi olarak yürüttüm.
Siz bu kitabı internetin henüz yaygınlaşmadığı dönemde, 1990’ların başında hazırlamıştınız. İlgili kişilere, özel bilgilere nasıl ulaştınız?
Rembetika üzerine toplantılar ve dostlar kanalıyla kaynaklara ulaştım. Örneğin Hugo Strotbaum’la 1990’da Atina’da tanıştım. ‘Şarkta Dakikada 78 Devrim’ kitabını hazırlıyordu. Koleksiyonculardan ismimi duymuş. Bir gün Karditsa’daki evimin kapısı çalındı. Bana Yunanca “Ben Hollanda’dan Hugo, sizinle aynı tutkuyu paylaşıyoruz” dedi. O gün bu gündür dostuz. Bilgi, belgelerimizi paylaşırız. Yardımı olmadan kitabı hazırlayamazdım. Bugün, internet çağında bile 1900-1922 döneminden materyali bulmak çok zor, bu nedenle de çok pahalı.
Göçmen dernekleri size yardım etti mi?
Mübadiller e-posta grupları yardımıyla sürekli iletişim halinde. Buna rağmen kitap için malzeme ararken yardım alamadım. Ellerinde hiç doküman yok. Çünkü mübadiller evlerinden ayrılırken yanlarına gramofon, plak alamamış. Ayrıca araştırmaya başladığımda birinci kuşak ölmüştü. Bu nedenle değerli bilgiler de kaybolmuştu. Sadece İzmirliler Derneği’nin elinde veriler vardı, bunlar da dijital değildi.
Türkiye’den koleksiyoner ve müzik araştırmacılarıyla iletişiminiz var mı, yardım alabildiniz mi?
Cemal Ünlü’yle tanıştım, beni Üsküdar’daki antikacılara götürdü, taş plaklar aldık. Hatta öyle güzel plaklar bulduk ki, bunlar arasından önce benim seçim yapmama izin vererek beni çok şaşırttı. Tutkulu koleksiyoncular arasında böyle olaylara pek sık rastlanmaz. Ayrıca yakınlarda kitabımın çevirmeni Yılmaz Okyay, Karditsa’daki evime ziyarete geldi, tanıştık.
Araştırmanız sırasında sürpriz yaşadınız mı?
1982’de Volos’ta yaşlı bir plakçının raflarına bakarken çok nadide bir smerneika şarkısı ‘Bournovalia’yı gördüm. Sevinçten zıplayıp, satın almak istediğimi söyledim. “Plaklara bakarken bu kadar hevesli görünme. Tüccar olsam çok para isterdim. Bu kadar tutkulu olduğun için sana bedava veriyorum. Benim için pek önemli değil, sen gençsin ve ona değer kazandıracaksın” dedi. Bir başka etkileyici olayı 1985’te, Atina’da, Adrianau Caddesi’nde bir antikacıda yaşadım. Birkaç taş plak seçtim ama param yetmedi. Sahibi Kostas Sokaras’a kapora bırakıp, plakları ayırmasını istedim. Plakları almamı, sonraki gelişimde ödememi söyledi. Çok şaşırdım. “Nereden biliyorsunuz ödeyeceğimi” deyince kollarını sıvadı. Dahau Nazi Kampı’nın damgasını gösterdi. “Hayatta çok şey gördüm” dedi. Dondum, kaldım... Bununla birlikte aldatıldığım da oldu. Bir eskici, etiketini değiştirdiği plakları sattı örneğin...
Hacıdakis “Yunan müziği yaşadığı devrimi mübadillere ve rembetikoya borçludur” demişti. Görüşüne katılıyor musunuz?
Kesinlikle doğru. 1980’de iki Yunan müzik araştırmacısı, P. Kounadis ve S. Papaioannu, rembetika şarkıları dahil Anadolu Rumlarının kent halk müziği konusunda bir dizi makale yazmıştı. Beni araştırmaya teşvik eden de budur. Anadolu müziği rembetikayı, o da gününün Yunan müziğini etkiledi. Biz bu şarkılara ilk kuşak rembetika demeliyiz. Çoğu rembetika dans şarkısı, zeibekiko ya da hasapiko’dur. Günümüz Yunan Ulusal Marşı (zeibekiko) ve hasapiko doğrudan Anadolu kökenli danslar. Tüm bu bağlantılar 1922 sonrasında Anadolu’dan göçenlerin günümüz Yunan müziğini ne kadar derinden etkilediğini ortaya koyuyor.
Emilios Savvidis üzerine de bir kitap yazmışsınız. Tüm rebetler arasında neden onu seçtiniz?
Yetenekli Yunan bestecilerden biriydi. 1930’larda ‘Hashiklidika Rembetika’ adlı bir şarkı yazmıştı. 1937’de Diktatör Metaxas esrardan, içkiden bahseden tüm bu şarkıları yasakladı. Bunun üzerine Savvidis, diktatörlüğe karşı şarkılar yazdı. Muhtemelen tek kaygısı sesini duyurmaktı. Bu olayı basın taraması sırasında buldum. Yasaklandığı için kaydı yapılmayan bazı hashiklidika rembetika türünde şarkılar da ortaya çıktı. Bulgularımı kitaplaştırdım.
Samos’un (Sisam) müziği ve kültürü üzerine kitabınızı diğer Yunan adaları izleyecek mi?
İzmir, Mısır ve Atina’da çok meşhur olan şarkıcı Ioannis Moutsos ve Amerika’ya giden klarnetçi Kostas Sevastakis hakkında iki biyografi hazırlamıştım. Her ikisi de Sisamlıydı. Bu iki adalı hakkında konuşma yapmak için Sisam’a davet edildiğimde ses çıkaran, enstrüman gibi de kullanılabilen çocuk oyuncaklarıyla ilgili bir araştırma yaptım. Bu da adalılar tarafından yayımlandı. Geçen yıl emekli oldum, müzik araştırmalarına daha fazla zaman ayırabiliyorum. Anadolu kökenli şarkıların adalar müziğine etkisi üzerine bir kitap hazırlayacağım.
Yakında yayımlanacak çalışmanız var mı?
İki kitap yayımlanmayı bekliyor. İlkinde 1900’den günümüze 50 Rum Anadolu kent halk şarkısını inceledim. Bu şarkıların günümüz Yunan müziğini nasıl etkilediğini anlatıyorum. Diğeriyse Osmanlı Selanik’inde 1900-1912 arasında kaydedilen, yayımlanan plaklar üzerine. Ekonomik kriz nedeniyle yayınları gecikti, keşke ilk baskıları Türkiye’de yapılabilse.