İyimserlik balonunu fazla şişirmeyelim

Güncelleme Tarihi:

İyimserlik balonunu fazla şişirmeyelim
Oluşturulma Tarihi: Eylül 29, 2007 00:00

HSBC Bank CEO’su Piraye Antika, ABD’deki mortgage kriziyle dünya piyasalarında yaşanan dalgalanmadan Türkiye’nin fazla etkilenmediğine dikkat çekerek, "Yine de temkinli olmakta yarar var. İyimserlik balonunu fazla şişirmek doğru olmaz" dedi.

Antika, Türkiye’de de faizlerin inme trendine girdiğini vurgulayarak, "Belki de mevcut faiz düzeyi sigorta görevi gördü" yorumu yaptı.

HSBC Bank Türkiye CEO’su Piraye Antika, dünya piyasalarında ABD’deki sorunlu mortgage kredileriyle başlayan dalgalanma sürecinden Türkiye’nin fazla etkilenmediğini belirterek, "Ancak, yine de temkinli ve tedbirli olmakta yarar var. İyimserlik balonunu fazla şişirmek de doğru olmaz" dedi. Antika, Merkez Bankası’nın faizleri indirme konusunda seçim sürecinin bitmesini beklemekle doğru yaptığını kaydederek, "Belki de yüksek faiz son dalgalanmada Türkiye için bir sigorta görevi gördü" yorumu yaptı. Antika, Merkez Bankası’nın 0.25 puanlık indirimiyle faizlerin düşme trendine girdiğine dikkat çekti.

LİKİT OLMAK PAHALI

ABD’deki sorunlu mortgage krizi yüzünden dünya devi bazı bankalar, Türk bankalarından gecelik döviz borçlanması yaptı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türk bankacılık sektörü gerçekten bu döneme çok likit girdi. Aslında likit kalabilmenin de bir maliyeti var. Ama konjonktür Türk bankacılık sektörünün lehineydi. Bu yüzden o günlerde yurt dışından bazı bankalar Türkiye’deki bankalardan gecelik döviz borçlanması yaptı. Bunu fazla da büyütmemek gerekir. Çünkü, eninde sonunda gecelik borçlanma.

2001 krizinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in Türkiye’deki dört büyük bankanın patronunu çağırıp, ’250’şer milyon dolar koyun, piyasanın ateşini düşürün’ çağrısını hatırlarsak, sanki yurt dışındaki bankaların Türk bankalarından gecelik döviz borçlanması daha anlam kazanmıyor mu?

- Elbette anlam kazandırıyor. Benim üzerinde durmak istediğim, iyimserlik dozunu iyi ayarlamak, balonu fazla şişirmemek.

2009’DA İNİŞE GEÇİLİR

HSBC’nin dünyadaki uzmanları ve siz global dalgalanmanın seyrini nasıl görüyorsunuz?

- Dünya ekonomisinde yönün 2009’da aşağı doğru gitmesini bekliyoruz...

IMF Başkanı Rodrigo Rato, ABD’deki mortgage krizinin etkisinin 2008’de hissedileceğini söylüyor...

- 2008’de işaretler görünmeye başlasa bile, asıl etkiyi 2009’da göreceğimizi düşünüyoruz. ABD’de 2008’de yapılacak başkanlık seçimleri, mortgage krizinin olumsuz etkilerini 2009’a sarkıtmada etkili olur.

Türkiye’nin son dalgalanmada olduğu gibi önümüzdeki günlerdeki bir global sarsıntıdan fazla etkilenmeyeceği yorumları var...

- Türk ekonomisinin durumunun geçmişe göre daha sağlam temele oturduğu kesin. Dünya ekonomisinde gündeme gelebilecek bir olumsuz değişimin Türkiye’yi hiç etkilememesi mümkün değil. Ama geçmiştekiler kadar sorunu en derin hisseden biz olmayabiliriz.

Çocukları çalıştırmak yok

PİRAYE Antika, ’mikro kredi’ uygulamasıyla "yoksula yardım yerine, işini kurabileceği, çalışma fırsatı bulabileceği ortamlar yaratmanın doğruluğunun" bir kez daha kanıtlandığını ifade ederek, şunları dile getirdi: "Verilen yardımlar yoksulların ihtiyaçlarını belki kısa vadede çözüyor ama doğru bir yöntem değil. Oysa mikro kredi kullanan bir yoksul, işini kurup, kendini geçindirme mutluluğunu yaşayabiliyor. Mikro kredi uygulamamızı yürüten sivil toplum örgütlerinin koydukları kurallardan biri, ’Çocukları çalıştırmak yok’ şeklinde. İşin bu yanı da çok önemli."

5 kişiydik şimdi 5 bin 300 kişiyiz

HSBC Bank Türkiye CEO’su Piraye Antika, 17 yıl önce İngiliz Midland Bank olarak Türkiye’de faaliyete geçtiklerini hatırlatarak, şunları söyledi: "O günlerde ben dahil çalışan sayımız 5 kişiydi. Daha sonra HSBC, Midland Bank’ı aldı. Böylece HSBC, Türkiye’ye girmiş oldu. 2001 krizi sırasında Demirbank’ı aldığımızda çalışan sayımıza 3 bin kişi eklendi. Şimdi HSBC ailesinde 5 bin 300 kişi var."

Banka birleşmeleri gündeme gelebilir

PİRAYE Antika, Türk bankacılık sektörünün 2001 krizinden buyana oldukça güçlü konuma geldiğini vurgulayarak, şu değerlendirmeyi yaptı: "Ancak, önümüzdeki dönemde sektörümüzde konsolidasyonlar (birleşmeler) olabilir."

Yabancı bankaların tercihi Türk yöneticiler mi olmalı

Türkiye’ye yeni gelen bankalar arasında yabancı yöneticiyle çalışmayı tercih edenler var. Hangi yöntem daha doğru?

- HSBC’nin dünyadaki ağında ben ikinci yerel yöneticiyim. Benden önce Yunanistan’da yerel yönetici tercih edilmişti.

HSBC’nin ’Dünyanın yerel bankası’ gibi bir sloganı var değil mi?

- Evet... HSBC’de ’yerel yönetici’yle çalışma eğilimi biraz daha arttı. Burada önemli olan yöneticinin niteliği. Türkiye’de Arnold Hornfeld gibi bir örnek var. Arnold Bey, yıllardır Türkiye’de. Bir Alman şirketinin yöneticisi olarak geldi. Bir Türk’ten farkı kalmadı.

Sanırım yerel özellikleri bilmek çok önemli...

- Eğer bir yönetici yerel özellikleri kavrayıp, ona göre işini yürütebiliyorsa, yabancı, yerli farketmez...

Halkbank blok satılırsa HSBC süreç dışında kalmaz

Türkiye’de daha fazla büyümek için satışa çıkabilecek bankalarla ilgilenir misiniz? Örneğin, Halkbank’ın blok satışı yeniden gündeme gelirse siz de ilgilenir misiniz?

- Biz organik olarak büyümemize devam ediyoruz. Ancak, önümüze fırsatlar çıktığında bunu değerlendirmeyi düşünürüz. Eğer Halkbank’ın blok satışı gündeme gelirse, HSBC olarak bu sürecin dışında kalmayacağımızı düşünüyorum.

Sizin HSBC’nin merkezine böyle bir öneriyle gitmeniz söz konusu olur mu?

- Elbette... Ancak, yine de her şey o günün koşullarına bağlı.

Yeni gelen yabancı bankalar ’agresif’ rekabet yaratmadı

Sizden sonra Türkiye’ye yatırım yapan yabancı bankaların sayısı arttı. Yeni gelen yabancı bankalar sektörde rekabeti nasıl etkiledi?

- Henüz ’agresif’ bir rekabet ortamı yok... Herkes işini yapmaya çalışıyor. Yeni gelen yabancı bankaların bir bölümünün oturması da zaman alabilir. Belki pazara alıştıktan sonra rekabeti zorlayıcı adımlar atarlar.

Türkiye’ye yeni gelenler arasında dönenler olabilir

Bankacılık sektöründe yabancı payı nerelere kadar çıkabilir?

- Sanıyorum yüzde 40-50’yi aşmaz.

Türkiye’yle hálá ilgilenen yabancı bankalar var. Bu durum oranı daha da yükseltmez mi?

- Elbette olacak... Bu ilgi devam da edecek. Ancak, Türkiye’ye yatırım yapan yabancı bankaların bazıları da umduğunu bulamayıp dönebilir. Böyle bir durumu da doğal karşılamak gerekir.

Mikro kredi vermeye başladık, 250

YTL’yle hayatı değişenleri gördük


HSBC Bank Türkiye CEO’su Piraye Antika, Toplum Gönüllüleri Vakfı ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı gibi sivil toplum örgütleriyle yaptıkları işbirliği çerçevesinde 5 milyon dolarlık kaynak ayırdıkları "mikro kredi"yi devreye soktuklarını belirterek, şunları söyledi: "20 yıl önce İngiltere’de çalışırken, bir gün The Guardian Gazetesi’nde Muhammed Yunus’un (Nobel ödülü aldı) Grameen Bank’ıyla (Türkiye’de Yoksulbank olarak biliniyor) ilgili tam sayfa bir yazı okudum, çok etkilendim. Kendi kendime, ’Emekli olunca yoksullara destek amacıyla buna benzer bir iş yapsam’ diye düşündüm. Aradan zaman geçti, ’Bu iş için emekliliği beklemeye gerek yok, HCSB’de sosyal sorumluluk çerçevesinde yoksullara kredi uygulaması başlatabiliriz’ diye düşündüm. HSBC’nin yönetim kurulu Türkiye’de toplandığı sırada projemizi kendilerine sunduk. Kabul gördü, böylece 5 milyon dolarlık mikro kredi uygulamamızı gündeme aldık. Şimdi Toplum Gönüllüleri Vakfı ile Türkiye İsrafı Önleme Vakfı’nın gönüllüleri çok güzel çalışmalar yapıp, gerçekten ihtiyacı olan, çoğunluğu kadın, yoksul vatandaşlarımıza önderlik edip, mini kredileri kullandırıyorlar. Bu projeyle birlikte 250 YTL’lik bir krediyle hayatı değişen insanlar görmeye başladım, çok mutlu oldum."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!