İyimser ol Yapıcı yaklaş ‘Neden olmasın?’ diye düşün

Güncelleme Tarihi:

İyimser ol Yapıcı yaklaş ‘Neden olmasın’ diye düşün
Oluşturulma Tarihi: Mart 17, 2013 00:00

Bir süredir New York’ta yaşayan Berrak Tüzünataç, son filmi Çanakkale: Yolun Sonu’nun gösterime girmesi sebebiyle bu aralar İstanbul’da. New York’tan daha hafif, daha rahat, daha sakin dönen Tüzünataç yeni düzeninin getirdiği güzellikleri bakın nasıl sıralıyor

Haberin Devamı

İki aydır ABD’desiniz. New York’a yerleşmek birden mi esti?
-Hayır, bu sene için böyle bir planım vardı. Zaten New York uzak bir yer. Önceden organize olmanız gerekiyor.
Amaç neydi?
-Tek bir sebep gösteremem. Dünyaya, Türkiye’ye ve kendime başka bir yerden bakmak istedim. İyi geldi.
Ruh halinizi nasıl etkiledi?
-Kendimle ve hayatla ilgili yorulduğum konularda daha hafifledim.
Türkiye’de yazılıp çizilenleri takip ediyor musunuz?
-İnterneti çok kullanan biri değilim. Siz bir konuyu burada konuşup bitiriyorsunuz, saat farkından dolayı en son benim haberim oluyor. Komik olan ben Türkiye’de olmadığım halde sanki buradaymışım gibi hayatımın devam etmesi.
Nasıl yani?
- Hakkımda İstanbul’daymışım gibi haberler çıkıyordu. Annem sürekli arayıp “İstanbul’a mı döndün?” diyordu.
SUSAN MILLER DA AYNI ŞEYİ SÖLEMİYOR MU?
 Uzakta olunca o haberler daha farklı bir gözle mi okunuyor?
- Uzaydan bakar gibi bakıyorum!
Orada neler yapıyorsunuz?
-Kimse hayatınla ilgilenmediği için özgürleşiyorsun, kendinle rahatça ilgilenebiliyorsun. New York Üniversitesi’ne bağlı bir oyunculuk kursuna gidiyorum. Resim yapıyorum, onunla ilgili de eğitim alabilirim.
Yenileniyor gibi bir haliniz var...
-Susan Miller da “Bu sene Akrep burçları yeniden doğuyor” diyor ya zaten!
Burçlara inanır mısınız?
-İstatistiki bir bilim olduğu aşikâr. Senelerdir insanlar bununla uğraşıyorsa vardır bir kerameti.
Hep cool görünüyorsunuz. Eğlenceli yanınız var mı?
-Kendimle ilgili cümle kurmayı sevmem ama oldukça matrak bir insanımdır.Yeter ki gülmek, eğlenmek, şakalaşmak olsun.
Genelde oyuncular kendini ifade etmek için yırtınırken siz bir iki cümleyle geçiştirme derdindesiniz...
-İnsanın kendini anlatması gerçekten zor. Hayat boyunca zaten kendimizi tanımak için ciddi bir mesai harcıyoruz. Bir de kendini tanımlaman değişebilir. Bu yüzden insanın kendini anlatması verimli bir sohbet değil.
Peki bir gün sabahtan akşama beraber takılsak neler yaparız?
-Herhalde güzel bir yerde kahvaltıyla başlarız. Son zamanlarda baya spor yapıyorum. Seni spora götürürüm.
Sonrasında bara gitsek içip dağıtır mısınız?
- Günüme, ruh halime ve çevreme göre değişir.

Haberin Devamı

Savaş filmleri için geç bile kalındı

Haberin Devamı

Çanakkale: Yolun Sonu’nda canlandırdığınız Behice hemşireyi filmi merak edenlere nasıl tarif edersiniz?
-İstanbullu bir ailenin iyi eğitim almış kızı. Birçok lisan biliyor. İdealist. Hiçbir mecburiyeti yokken göreve gidiyor. Soğukkanlı. Duygusallığa kendini bırakmayan bir kadın.
O dönemde yaşasanız Behice gibi cepheye gider miydiniz?
-Yaptığı çok zor bir şey. Bilemiyorum.
Dönem işinde oynamanın en büyük zorluğu neydi?
-Aslında birçok dönem projesinde yer aldım. Bu filmdeki asıl zorluk Behice’nin Almanca konuşmasıydı. Almanca, benim gibi o dili bilmeyen biri için gerçekten zor bir lisan.
İşin altından nasıl kalktınız?
-Ses kaydı vardı. O kayıtları dinleyerek çalıştım. Sette de bir Almanca hocasıyla devam ettim. En çok o sahnelerde korktum.
Bu sene arka arkaya birçok savaş ve dönem filmi vizyonda. Sizce neden?
-Bizim kadar tarihinde epik savaşlar olan memlekette bu tarz filmlerin olmaması bana zaten garip geliyordu. Savaş hikâyeleri her zaman insanlara dokunur. Geç bile kalındı.
Beyazperdede genelde asi kadınları canlandırıyorsunuz...
-Evet, çünkü kendini çok anlatmayıp toplum tarafından yanlış anlaşılarak yargılanan karakteri anlatmak ve savunmak çok hoşuma gidiyor.
Neden?
-Tatmin ediyor!

Haberin Devamı

Hayata dair yeni bir şey keşfettim

Yanlış anlaşıldığınızı düşündüğünüz oluyor mu?
-Bazen sadece belli özelliklerinizden ibaretmişsiniz gibi sunabiliyorlar. O da tekrar tekrar sunulduğunda hakkımda farklı bir algı oluşuyor olabilir.
Özel hayatınızı ne kadar gizli tutmaya çalışsanız da kameralar yıllardır peşinizi bırakmıyor. Bu durnumla nasıl başa çıkıyorsunuz?
- İnsan hayatta farklı dönemlerden geçebilir, hoşuna giden şeyler zamanla değişebilir. Asıl derdim, hayatımı koruma altına almak. İşinle ilgisiz herhangi bir anının herkes tarafından görülmesi güzel değil. Görmek istediğim arkadaşlarımdan, yemek yiyeceğim yerlerden alıkoyacak kadar üzerimde baskı kurulması fikri de hoşuma gitmiyor. Kendi içimde onu dengelemem gerekiyor.
Bu dengeleri sağlarken aldığınız en büyük ders?
-İyimser ol ve her şeyin iyi yönünü bul! Hayatında bir süreç varsa zaten onu yaşayacaksın. İki yol var: Ya o süreci kendine bir işkenceye dönüştürüp yaşarsın ya da olaya daha yapıcı yaklaşır, kararlarını alır ve bir sonraki sınava geçersin. Şu sıralar ben yapıcı tarafımı eğittim. Olaylara karşı “Olabilir”, “Neden olmasın” diye düşünmeye başladım.
Aşka bakış yıllar içinde nasıl değişiyor?
-Kendinle barışık olup hayatta yapıcılığa geçtiğin zaman bu, ilişkilerine de yansıyor tabii...
Komik adam mı, zeki adam mı size daha çekici gelir?
-Neden? Tanıdığın biri mi var?
Sanırım yok…
-Herhalde önemli olan insanın kendini güvende hissetmesi.

Haberin Devamı

ANZAK KOYU İNŞA EDİLDİ

Genel yönetmenliğini Serdar Akar’ın, yönetmenliğini Kemal Uzun’un üstlendiği ‘Çanakkale: Yolun Sonu’, Genelkurmay Başkanlığının askeri danışmanlığında çekildi. Çanakkale Savaşında kullanılmış orijinal silahlar, 98 yıl sonra gün yüzüne çıkarıldı. Tarih danışmanları eşliğinde Çanakkale Ezine ilçesinde 4 bin metrekarelik bir alana Anzak Koyu birebir haliyle yeniden inşa edildi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!