Ä°yi öpüÅŸen bir sevgili dünyanın yarısı demektir

Güncelleme Tarihi:

İyi öpüşen bir sevgili dünyanın yarısı demektir
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 10, 2005 00:00

Murathan Mungan’ın son şıklığı 50 Parça’daki ÅŸu cümle ayaklarımı yerden kesti: ‘İyi öpüşen bir sevgili, dünyanın yarısı demektir.’ Lafa bakar mısınız! Hay Allah, nasıl da unutmuÅŸum, nasıl da beni kendime getirdi. Uzun zamandır hayatımın her ÅŸeyi halindeki Alya, bir anlığına aklımdan silindi.Hatta itiraf ediyorum, içimden bir ses, ‘Ne böyle sürekli Alya, Alya, Alya. Bu evde bir de ‘dünyanın yarısı’ duruyor, onun yanına gitsene’ dedi, bana gaz verdi. Yerimden kalktım, Alya ÅŸaşırmış, ‘Anne nereye gidiyorsun?’ dermiÅŸ gibi baktı, hiiiç aldırmadım, sevgilim tam karşımdaydı, kararlı adımlarla ona doÄŸru ilerledim, ‘Hayrola’ dedi, sesimi çıkarmadım, birden onu dudaklarından öpmeye baÅŸladım, eski günlerdeki gibi. Öpüşmek, pardon iyi öpüşmek gibisi yoktur. Öpüşmek kutsaldır. AÅŸktır, sekstir, ÅŸefkattir. ‘İyi öpüşen bir sevgili Murathan Mungan’ın dediÄŸi gibi dünyanın yarısı demektir.’ Altına imzamı atarım...n ‘İyi öpüşen bir sevgili, dünyanın yarısı demektir!’ diyorsunuz. Neden?- Öyle de ondan!n Merakta bırakmayın bizi, diÄŸer yarısında ne var?- DiÄŸer yarısı, kiÅŸiye göre deÄŸiÅŸir. Bazı insanlarda ilk yarı bile boÅŸtur. Bir de öpüşene göre deÄŸiÅŸir. Ama o kadar iyi öpüşüyorsa, diÄŸer yarısını da pekálá ikinci bir öpüş doldurabilir! n Öpüşmenin insanda yarattığı duygu nedir? Neden bu kadar kıymetlidir?- Dudaklarımız gövdemizin kapısıdır aslında. Yalnızca ÅŸehveti deÄŸil, sevgiyi de söyler. Kendi gövdesini sevmeyen biri, bir baÅŸkasının gövdesini mutlu etmeyi bilmez bence. Hayran olabilir, tapınabilir, arzulayabilir ama mutlu etmeyi bilmek, kendi gövdesiyle kurduÄŸu iliÅŸkiden geçer. Cinsellik yalnızca etin çaÄŸrısıyla deÄŸil, bilincin katkısıyla da yaÅŸanan bir ÅŸey çünkü.n Öpüşmekten korkanlar var mıdır?- Vardır tabii. Bazıları teslimiyet diye görür. Bazılarının yutulmak korkusu depreÅŸir. Bazıları bir kere öpüşürlerse, artık her ÅŸeyi yapabileceklerinden korkarlar. BoÅŸuna dememiÅŸler: Cinsellik gayya kuyusu...n Öpüşme, seviÅŸme dersleri olsa fena mı olurdu?- Biz burada yıllardır vatan-millet aÅŸkına ne yapıyoruz sanıyorsun?n Yaz serseriliÄŸi babında, ÅŸu anda nerede olmak isterdiniz?- Okyanusta haritada yerini bile bilmediÄŸim bazı uzak adalarda, kelimenin tam anlamıyla pineklemek isterdim...n 50 Parça fikri nasıl doÄŸdu?- GeçtiÄŸim yolları iÅŸaretlemeyi seviyorum. Dönemeçleri, kavÅŸakları. Daha önce de böyle özel kitaplar yaptım. Kitaplar birbirlerinin içinden doÄŸarlar. Bu kitabın ayak izlerini, kırk yaşım için gene ‘özel bir kitap’ olarak hazırlanmış Murathan 95’in içinde bulabiliriz örneÄŸin. n ‘Kitap yazmakla’, ‘kitap yapmak’ arasında ne fark var?- ‘Kitap yazmak’ kadar ‘kitap yapmak’ da hoÅŸuma gidiyor. Kitap yapmak benim için bir tür ‘enstalasyon’, yani ‘yerleÅŸtirme sanatı’. Yalnızca kitaba deÄŸil, zamana da yerleÅŸtiriyorsunuz sizi siz yapan parçaları. Aynı tabloya baÅŸka bir duvarda, baÅŸka bir ışıkta bakma olanağı saÄŸlıyorsunuz. 2005 için geçmiÅŸten deÄŸil, gelecekten bir derleme yapmak istedim. Sonunda bu kitap doÄŸdu. n Hile yaptığınız oluyor mu: Sonunu getiremediÄŸiniz bir iÅŸi, baÅŸka bir iÅŸle yan yana getirip durumu kotardığınız!- Hiçbir konuda hile yapmam. Bir, ahlaklı bir adam olduÄŸum için, ikincisi kendime zalim olduÄŸum için, üçüncüsü takıntılı biri olduÄŸum için. Ben iskambili bile çok ciddiye alırım. Çünkü oyun ciddi bir iÅŸtir. Sanat da ciddi bir oyundur, numara kaldırmaz. n 50 Parça’daki iÅŸlerin hangisine önce kavuÅŸacağız?- Bu kitap biraz da bunun için. Bu onbir kitabın hangisinin öne geçeceÄŸine okurla birlikte karar vermek istiyorum. Okur beni kışkırtsın istiyorum. n Ä°nsan kendini niye baÄŸlar?- Ä°nsan kendini özgürlükten başı döndüğü için baÄŸlar sanıyorum. Birine, bir davaya, bir söze, bir yemine. Asıl önemlisi baÄŸlarının hesabını verebilmesi galiba. Hepimiz varoluÅŸumuza bir anlam ararız. Kundak ile kefen arasındaki ÅŸeyin adı ömürdür, hayat deÄŸil. Hayatı biraz da kendimiz yaparız.n Tam da bu! Her kitabınızda, her röportajınızda mutlaka alıntılanabilecek, bir baÅŸkasının baÅŸka bir yazıda kullanabileceÄŸi, sevgililerin birbirine sarf edebileceÄŸi güzel laflar ediyorsunuz: ‘Kundak ile kefen arasındaki ÅŸeyin adı ömürdür, hayat deÄŸil. Hayatı biraz da kendimiz yaparız!’ Bunları yazabilmek, söyleyebilmek için ne kadar gayret sarf ediyorsunuz? En önemlisi de planlıyor musunuz?- Hayır planlamıyorum, daha çok bir içe doÄŸuÅŸ ÅŸeklinde geliyorlar. KonuÅŸmalarım da biraz öyle deÄŸil midir? Bu nedenle sözlü yapılmış söyleÅŸilerim bile bazen yazılıymış sanılır. Dil duygusuna sahip olmak, müzik kulağına sahip olmak gibi bir ÅŸey. Öte yandan yalnızca verilmiÅŸ bir yetenek deÄŸil, aynı zamanda geliÅŸtirilebilecek bir ÅŸey. Hem unutmamalı, iÅŸim kelimeler benim. Sahte alçakgönüllülüğe gerek yok: Türkçe’nin saçlarını tarayan, tarayabilen yaÅŸayan üç-beÅŸ yazardan biriyim. İçimizle dilimiz arasındaki mesafeyi kelimelerle kapatmaya çalışan adamdır yazar dediÄŸin. Zaten sahip olmamız gereken melekeler yüzünden niye aferin alıyoruz? n Hep ‘Çok üreten ÅŸair-yazar’ olarak anılıyorsunuz. ‘Çok üretken ÅŸair-yazar’ olmak bir iltifat mı, hakaret mi?-Bu hangi ağızdan çıktığına göre deÄŸiÅŸir. Asıl önemlisi, sizin hangi ağızların sözüne deÄŸer verdiÄŸinizdir. Ben çalışkan biriyim kabul ama, çoÄŸu da tembel. Bu yüzden göze batıyorum. Çok yazıyor olmak, kalite düşürüyor, düzey kaybına yol açıyorsa kötüdür, yoksa iÅŸim bu tabii çalışacağım. Ben kendi zamanımın mühendisiyim. Gereksiz kiÅŸiler, konular, durumlarla uÄŸraÅŸmazsanız okumaya, çalışmaya, gezip tozmaya zaman kalır. Hem zaman kime yetmiÅŸ ki, bana yetsin? Açık konuÅŸalım: Hepimiz ölümsüz olmak istemiyor muyuz?n Son soru: 50 Parça’nın içindeki bütün kitaplara kavuÅŸamazsak, 50 Parça, hesabını nasıl verecek? Allah gecinden versin ama ömrünüz yetmezse, ne olacak?- Aslında masamın üzerinde bekleyenlerin hepsi bu kadar deÄŸil, adımı daha fazla deliye çıkartmamak için onlardan hiç söz etmedim. Bunlar kendi içinde yol alıp biraz daha gövdelenmiÅŸ dosyalar. Okuru çok bekletmeyeceÄŸimi sanıyorum. Ãœst tarafı Azrail’le benim için yapacağınız pazarlığa bakar. Hadi sevenleri görelim!YaÅŸlılık heteroseksüellerin kaderidir tatlım alışmaya çalışn 50 olmak bir erkek için ne ifade eder, bir kadın için ne ifade eder, bir eÅŸcinsel için ne ifade eder? - Bir tv dizisinde, bir ‘gay’, orta yaÅŸ krizine girmiÅŸ hanım arkadaşına şöyle diyordu: ‘YaÅŸlılık heteroseksüellerin kaderidir tatlım, alışmaya çalış.’ Bir de Nazım Hikmet’in ünlü dizeleri geliyor aklıma: ‘Etin gevÅŸemesine bir baÅŸka tabir gerek / Zira ki ihtiyarlamak / Kendinden baÅŸka hiç kimseyi sevmemek demek.’ YaÅŸlılık bence yaÅŸamdan ve kendinden caymakla ilgili bir ÅŸey. Kadın ya da erkek, evlenip çoluk çocuÄŸa karışanların çoÄŸunun hayatından boy aynası kalkıyor ne yazık ki. Yerçekimi yasalarına gereÄŸinden önce boyun eÄŸiyorlar. Dünyanın neresinde olursa olsun, çirkin, yaÅŸlı, ÅŸiÅŸman, kel, alkolik, beÅŸ para etmez bir serseri de olsa heteroseksüel bir erkeÄŸi sevebilecek bir kadın her zaman bulunur. Kadınlar bu anlamda ÅŸahane yaratıklardır. Aynı ÅŸey bir ‘gay’ için neredeyse olanaksızdır. Özellikle batı merkezli ‘gay kültür’, gay olmayı bir tür gençlik faÅŸizmine hapsetmiÅŸ durumda. Sıradan insanların alınmadığı bir ‘body building yarışması’ gibi yaÅŸanıyor.YALNIZCA KÄ°TABIM DEĞİL, İÇİM DE PARÇA PARÇABerran’a (Tözer) yazılmış bir metnin olduÄŸu bu kitap, onun öldüğü gün baskıya girdi. Oysa, son gördüğümde, ‘Çıkar çıkmaz sana getireceÄŸim,’ demiÅŸtim. Ä°smet Ay hastaneye kaldırılıp vaktinin yetmeyeceÄŸini anladığımda, onun için yazdığım öyküyü gönderdim. Bilsin istedim. Okuyup okumadığını öğrenemedim. Yalnızca kitabım deÄŸil, içim de parça parça. Ben ölümden deÄŸil ama ölümün elimden alacağı zamandan korkuyorum... BU YIL 50 OLDUM... DAHA SORUNLU BÄ°R DELÄ°KANLIYKEN, DAHA HOÅž BÄ°R ADAM OLDUMn 50, sayı olarak ne ifade ediyor?- Katlaması, yuvarlaması kolay bir rakam...n 50, yaÅŸ olarak ne ifade ediyor?- Ä°kinci perde. n 50’de ağırlaşıyor mu insan, hafifliyor mu?- Bu biraz hayatının geri kalanına ne yapmak istediÄŸinle ilgili. Çok ÅŸey var sandığın dünyada aslında çok az ÅŸey olduÄŸunu anlıyorsun. Dünyanın fani ve tali dertlerinden kurtuluyorsun. Daha çok kıymet biliyorsun. Ama bu herkes için geçerli deÄŸil tabii. Söyledim ya, yıllar herkese öğretmen deÄŸil. Ben, hafiflediÄŸimi hissediyorum. Daha sorunlu bir delikanlıyken, daha hoÅŸ bir adam oldum. n YaÅŸ almanın insana en çok koyan ÅŸeyi ne?- Daha yeni baÅŸlamıştık ya, bu da nereden çıktı duygusu. Bizim gibi kapalı toplumlarda insanın kendini bulması ancak 30’unu buluyor. Ãœstelik o bulduÄŸuna da her zaman ‘Aa bu benim,’ demek pek mümkün deÄŸil. n Ä°nsan 50 olunca korkuyor mu? Ya da sizin girmekten ürktüğünüz, sıkıntı duyduÄŸunuz bir yaşınız oldu mu?- Ä°nsan otuzda da, kırkta da, ellide de korkar; çünkü kronolojik zamana tutsak olmuÅŸ bir kültürde yaşıyoruz. Bir sporcu, bir balerin için emeklilik yaşı, bir yazar için bahar baÅŸlangıcı olabilir. Yazarlıkta yaÅŸ bir kayıp deÄŸil hatta çoÄŸu kez kazançtır. n Herkes 50 olunca özel bir numara çekiyor. Åžahane partiler veriyor mesela. Neden? Nedir 50’nin önemi? 35, 50 mi oldu? ‘Yolun yarısı’, 100’ün yarısı mı oldu?- DoÄŸum günümde kimselere haber vermeden, yanıma telefonlarımı bile almadan Mardin’e kaçtım. Elli yaşıma çocukluÄŸumla girmek istedim. Büyüdüğüm evin karşısındaki çay bahçesine oturup saatlerce evimizi, odamın penceresini, balkonumuzu seyrettim. Ben 50 yıldır çocukluÄŸuma ‘çocuÄŸum’ gibi baktım. Kitaptaki ‘Kan Kalesi’ öykümde, ‘içimizden geçen zamanla etimizden geçen zaman aynı deÄŸildir’ diyorum. Elbette gövdemizin, organlarımızın bir yaşı var. Bütün mesele tabiatla iddialaÅŸmadan diri kalmanın yollarını bulmak. Boyum 1.80, kilom 70. Åžu anda 38 beden pantolon giyiyor ve gömleÄŸimi pantolonumun içine sokabiliyorum. Yoga yapıyorum, spora gidiyorum, haftanın iki günü mutlaka dans ediyorum, bu yıl Ä°spanyolca öğrenmeye baÅŸladım, kendimi asla hiçbir ÅŸeyden mezun etmiyorum. Ruhum zaten yüz elli yaşında, yaşım elli olsa ne çıkar? Hem kronolojik zaman dediÄŸin nedir ki?Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!