Güncelleme Tarihi:
Albümünüzün adı neden ‘IV’?
Kutlu Özmakinacı (Bas gitar): Rock dünyasında dört rakamına çok gönderme vardır. (Led Zeppelin’in sevdikleri bir albümünün ismi de 4) Biz de bundan ilham aldık. Dördüncü albümümüz de olunca bu isim de karar kıldık. Çünkü kısa ve net.
Selçuk Sami Cingi (Vokal): Şarkılardan birinin ismini albüme vermek istemedik çünkü hiçbir şarkı öne çıksın istemedik. Şarkıların hepsi ayrı güzel.
Albümün hazırlık süreci nasıl geçti?
K.Ö: Hazırlık sıkışık bir döneme denk geldi, konserlerimiz devam ediyordu. Şimdi de festivallerden kaynaklı bir yoğunluk bizleri bekliyor.
Nasıl bir program var önünüzde?
K.Ö: Ramazana kadar yoğun konserler olacak. Ufak bir ara sonra tekrar turneler. Bu albümü bol bol çalacağız gibi gözüküyor.
S.C: Urfa, Kocaeli, Adana, Antalya,
İzmir... Önümüzde bütün bu illerde konserler var. Gün aşırı konsere çıkacağız gibi
gözüküyor.
Hazır mısınız bu tempoya?
Serkan Özgen (Gitar): Olay biraz da kafada bitiyor. Turnede uykusuzluk biraz artıyor ama kendinizi mental olarak hazırladıysanız altından kalkıyorsunuz. Biz sahnede olmayı çok seven bir grubuz. Konser güzel geçtiyse kutlama yapıyoruz, bu da bizi ayakta tutuyor.
Nasıl kutlarsınız?
Uğur Onatkut(Tuşlu çalgılar): Beraber eğleniriz. Ertesi gün kebap yeriz.
S.Ö: Yöresel yemekleri kovalarız, midemize düşkünüz.
Kutlu Bey sizin hukuktan medya sektörüne uzanan bir geçmişiniz var. Nasıl kesişti yolunuz müzikle?
K.Ö: Hukuk okurken de müzikle haşir neşirdim. Üniversite çevresinde kafelerde çalardık. Bir süre sonra sadece şarkı yazmaya odaklandım. Bir yerden sonra hayatımın bu değişmez öğesi hayatımın asıl odak noktası oldu.
Nasıl işliyor sizin için şarkı yazma süreci?
K.Ö: Genelde bir oturuşta yazarım. Aklıma önce bestesi gelir. Melodinin bir hikâyesi vardır, ona kulak verir sözleri yazarım. Şarkıyı düzenlerken bir yere götürmek istiyorsunuz kimi zaman şarkının ruhu buna izin vermiyor.
S.C: Biz bu albümde ters bir şey yaptık. Prodüksiyonu tamamlanmış parçayı bozup tekrar yaptık. Çok çalgılı şarkıyı 4 enstrümana indirdik. Çünkü şarkının ruhu bizi daha akustik bir versiyona davet ediyordu.
Albümün yapımı esnasında size ilham veren kimleri dinlediniz, okudunuz?
K.Ö: Bilimsel yazıları takip ettim, insanlık tarihini öğrenmeye meraklıyım. Tarihin geniş resmine bakmak bana ilham verir.
S.C: Arctic Monkey-AM, Black Keys- El Camino, Muse- The 2nd Law, bütün şarkılarıyla Daft Punk
S.Ö: Lise ve ortaokul orkestrası çalıştırıyorum. Bu sayede güncel parçaları takip edebiliyorum. Beni çok besliyor. Artık merakla beklediğim eskilerden grup yok ama Cold Play’i hep takip ederim, ilham alırım. 14 aylık bir bebeğim var. O doğduğundan beri Kings of Convience’ı durmaksızın dinler oldum. Cliff Richard’ın biyografisini okumak beni etkiledi. Düşüşleri, yükselişleri, grupla kavgalar... “Bizle ne kadar da aynı” diye
düşündüm.
Grup içinde çok kavga eder misiniz?
S.Ö: Çok. 20li yaşlarda olsaydık, dağılmıştık.
S.C: Sadece grup değil vücut bütünlüğümüz de dağılmıştı. Kafa göz girerdik birbirimize. Olgunlukla ego ile mücadele etmeyi öğreniyorsun.
K.Ö: Bir de olgunlaşınca karşındakinin karakterini değil ortadaki işi tartışıyorsun. Albümdeki her bir şarkı için daha iyisini yapabilmek adına kavga etmişizdir.
Kendi albümünüzü dinlemekten sıkılır mısınız?
K.Ö: Albüm bittikten sonra ben bir sonrakini kafamın içinde dinlemeye başlarım. Bu yüzden kendi albümümü dinlemem. O zaten artık benden çıkmıştır, seyircinindir. Ama sahnede şarkılarımı çalmaktan asla sıkılmam.
Nedir sizin albümlerinizi farklı kılan? Bu albümün özelliği nedir?
K.Ö: Değişen grup elemanlarıyla dinamik bir kimyamız var. Müzikal tavrımızın yıllarla beraber olgunlaşabiliyor olması bizi ayırıyor.
S.C: Kutlu’nun sözleri. Her şeyi bağıra çağıra değil alternatif deyişlerle ortaya koyuyor. Çok alçakgönüllü bu yüzden de samimi. Bu albümümüz her şeyden öte iyi bir ifade.Çalma hayalini kurduğunuz bir sahne var mı, belki yeni albümle kısmet olur.
S.C: Efes’te çalmak isterdim. Bir de Harbiye Açık Hava Sahnesi’nde. Orada çalan arkadaşlarımıza hep gıpta etmişimdir.
Deniz Alemdar (Davulcu): Paris’te Sun Set diye bir yer var, orada çalmak hayalim.
Siz 2006 yılında grupla yollarınızı ayırmıştınız, tekrar dahil olma süreciniz nasıl oldu?
D.A: Uğur’la (Onatkut) bir konsere giderken gruba geri dönmemi istediklerini söyledi. Peki dedim. O sırada Japonya’ya gitme hazırlığındaydım onun yerine Yüksek Sadakat’le Kırşehir’e gittim. Sahneye çıktım.