Ä°yi ki cezaevine girmiÅŸim

Güncelleme Tarihi:

Ä°yi ki cezaevine girmiÅŸim
OluÅŸturulma Tarihi: Temmuz 13, 2002 00:00

Sevan NiÅŸanyan. Bu ülkenin en gürültülü entelektüellerinden biri. Hepimiz onu Küçük Oteller Kitabı’ndan ve Åžirince Evleri'nden tanıyoruz. Önce Selçuk Müze Müdürü'yle düştüğü ihtilafı takip ettik. Sonra da mahkemede verilen hapis kararını öğrendik. Hep birlikte isyan ettik. Girsin mi, girmesin mi, olur mu, olmaz mı, kampanyalar, imzalar. Bir iÅŸe yaramadı. Netice Hatice hapiste kaldı! 10 ay. Ama bu adam Sevan NiÅŸanyan. Söz vermiÅŸ girerken, çıkarken iyi ki girmiÅŸim diyeceÄŸim diye. Ä°ÅŸte okuyorsunuz, diyor. Neden? Çünkü orada da boÅŸ durmamış. Zamanı kendi lehine yontmuÅŸ, bugüne kadar hazırlanmış en kapsamlı Türkçe Etimoloji Sözlüğü'nün ince ayarını yapıp, bitirmiÅŸ. Yılbaşından önce elimizde olacak.Cezaevine girdiniz, çıktınız. Ne oldu? Uslandınız mı delirdiniz mi?- Nasıl girdiysem, öyle çıktım. Yani deli!Bu ceza caydırdı mı tahrik mi etti sizi?- Tahrik etti. Hukuken ve ahlaken bir dayanağı yoktu ama bu başıma gelen ÅŸeyden en iyi ÅŸekilde yararlanmaya çalıştım... Becerdim de!Cezaevinde farkına vardığınız yeni bir gerçek var mı?- Hayır, yok.‘‘Düşünür’’ mertebesine ulaÅŸmadınız mı yani!- O mertebeye ben zaten daha önce ulaÅŸmıştım! ‘‘İçeride’’ olmak ‘‘dışarıda’’ olmaktan daha mı iyi?- Ä°nsanın, kendi zamanına ve aklına hakimse, içeride ya da dışarıda olması arasında çok bir fark yok. Sadece bir sınav. Herhangi bir Tapu Kadastro Ä°daresi'nde 10 ay geçirdiÄŸinizi düşünün. Öyle bir ÅŸey. Sivil hayatta dönüp yüzüne bakmayacağınız insanlar, orada kendilerine bir takım otoriteler vehmediyorlar. Sinirlerinizi kontrol edemiyorsanız, son derece sıkıcı ve tahrik edici bir hadise. Sonuçta iki dünya çok da farklı deÄŸil. Ama kötü bir yer deÄŸil cezaevi. Gardiyanları ve koÄŸuÅŸ arkadaÅŸlarımı ÅŸaşırttığımı söyleyebilirim. Beni hiç asık suratlı görmediler! Ä°nsanın kendisine hakim olabilmesi, duygularını kontrol altında tutabilmesi, rutinini bozmadan ve canını sıkmadan o ÅŸartlarda yaÅŸayabilmesi iyi bir ÅŸey. Esaslı bir mücadele. Bireysel kazançlarım büyük. Ayrıca muazzam bir çalışma ortamıydı...O ne demek öyle?- İçeri girdiÄŸim gün şöyle dedim kendime: ‘‘Bu 10 ayı iyi deÄŸerlendireceÄŸim ve iyi ki girmiÅŸim diyeceÄŸim.’’ Şükürler olsun, dedim. Yaklaşık 10 yıldır üzerinde çalıştığım Etimoloji Sözlüğü'nü bitirdim. Dışarıda, hayatın bin bir türlü detayı arasında, günde bir iki saatten fazla vakit ayıramadığım, yeterince konsantre olamadığım bir iÅŸti. Ä°nanılmaz bir çalışma ortamı buldum. Kesintisiz 14 saat, fileto yani! Telefon çalmaz, gelen giden olmaz, iÅŸ, güç, usta, müşteri, seyahat, yemek, çoluk, çocuk, ÅŸu, bu yok. Mutlak bir sorumsuzluk! Eski Ä°ran dilleri konusundaki bilgimi geliÅŸtirdim, Aramice, eski Ä°branice gibi konulara girdim. Uygurcamı mükemmelleÅŸtirdim. Eski Venedikçemi de ilerlettim. Ki Ä°talyancanın bir hayli uzağında bir dildir. Sonuçta Türkçe'de bugüne kadar teÅŸebbüs edilmemiÅŸ biçimde kapsamlı, ciddi, etimoloji sözlüğü hazırlamak bana nasip oldu. 12 bin kelimelik. Yıl sonundan önce piyasada olacak. Bugün Türkçe'de aktif olarak kullanılan tüm kelimeleri içeriyor. Arapça'dan- Farsça'ya MoÄŸolca'dan- Eski Venedikçe'ye, Eski Ä°ranca'dan- Hint Avrupa diline kadar Türkçe sözcüklerin kökenlerini araÅŸtırıyor.Ä°nsan böyle deli bir iÅŸe neden kalkışır? Bir tür meydan okuma mı?- Belki de. Hasbelkader, 12 dil biliyorum. E insan bu durumda olunca, diller arasındaki iliÅŸkileri merak ediyor. Uzun yıllar önce Ali Nesin'le birlikte kısa bir dönemi yine kapalı bir mekanda geçirme imkanımız olmuÅŸtu. Birlikte Türkçe'deki Arapça kelimelerin kökleri ve türevleri üzerine bir çalışma yapmıştık. Yani merakım eskiden beri vardı. O zaman demiÅŸtim ki, bir daha hapse girecek olursam, bu iÅŸi mutlaka bitireceÄŸim. Zaten 10 senedir ara sıra kurcaladığım, belirli bir noktaya gelmiÅŸ bir sözlük vardı ortada. Zor olan ince işçiliÄŸi yani cilalanmasıydı. Bu seferki cezaevi maceramda da, iÅŸte onu yaptım...SEVAN NÄ°ÅžANYAN'IN ADAM OLMAK İÇİN 5 ALTIN KURALI1 Askere gitmek 2 Sevmek-terkedilmek 3 Birinin yanında çalışmak 4 Ä°ÅŸ kurup batırmak 5 Cezaevine girmek Diyor ki, ‘‘Gerçi beÅŸini de yaptım. Ama hálá adam olmuÅŸ gibi hissetmiyorum kendimi!’’SEYYAHLAR İÇİN YAZIYORUMTurizm Bakanı olsanız ekstra bir katkınız olur mu?- Hayır. Turizm büyük bir endüstri. Yılda 10 milyon insanın girip çıktığı bir makinadan söz ediyoruz. Bunu idare etmek benim hoÅŸuma gitmez. Beni ilgilendiren farklı bir seyahat ediÅŸ biçimini yakalamak. Farkettim ki, bu ülkede yaÅŸayan 50 bin kiÅŸi de benim gibi düşünüyor. Bu acayip hoÅŸuma gidiyor. Ama takdir edersiniz ki, biz çok küçük bir azınlığız. Bizim kafadakilerle turizm yürümez! Zaten ben turizm, turist demekten de hoÅŸlanmıyorum, ben seyahat ediyorum. Seyyahla, turist farklı iki yaratık. Benim turistlerle iÅŸim yok. Seyyahları seviyorum ve onlar için kitaplar yazıyorum...HUZUR Ä°NSANI ÖLDÃœRÃœRO kitapları yazmak, o araÅŸtırmaları yapmak, o olaÄŸanüstü evleri inÅŸa etmek... Bütün bu çaba huzuru bulmak için mi?- Hayatın anlamı nedir diye soruyorsanız cevabını bilmiyorum! Hani sizin gibi herÅŸeyi bilen biri, biz normal insanlara bir tiyo verir mi acaba diye düşündüm!- Yok aksine, ne kadar öğrenirsen o kadar eksik olduÄŸunun farkına varıyorsun! Ne kadar çok öğrenirsen o kadar çok paniÄŸe kapılıyorsun, ne kadar cahilmiÅŸim diyorsun. ÇoÄŸu insan için huzur bir hedeftir ama ben sıkıcı buluyorum. Huzur deÄŸil aradığım. Ne yapacağım huzuru? Ölür insan! Ben problemlerle karşılaşıp, çözmek istiyorum, bana tatmin duygusu veren bu.TEK BÄ°R Ä°NSAN OLMAK BANA YETMÄ°YORBaşınızın sürekli belaya girmesi karakter özelliÄŸiniz olabilir mi?- Bilmem, ben bilemem.Peki gıcık bir adam olduÄŸunuz söylenebilir mi?- Gıcık deÄŸilim ama bazen insanlardan sıkılıyorum ve bunu belli ediyorum...Dünyanın tuhaf yerlerinde tatil yaparken karınızla hapse düşmeniz, sadece bir rastlantı mı?- DeÄŸil herhalde! Müjde, dört aylık hamileydi, kendimizi Gürcistan İç Savaşı'nın ortasında bulduk. Az buz sapık macera bir deÄŸildi! Gürcü Ordusu'yla birlikte, Sukumi ÅŸehrine girdik. Sağımızda solumuzda top atışları ve yanan tanklarla birlikte. Bir gün içinde üç kez silahlı soyguna uÄŸradık. Müjde ikinci çocuÄŸumuza hamileyken, beÅŸ aylıktı galiba, Sri Lanka'da yasak bölgelere girdiÄŸimiz için hapse düştük. MeÅŸhur Velikade hapishanesinde beÅŸ gün geçirme fırsatı yakaladık! Ama bu süre, beÅŸ yıl da olabilirdi! Komik bir hadise. Üçüncü çocuÄŸumuza hamileyken, uslandığımız için olsa gerek, sadece Van-Hakkari bölgesinde yürüyüşler yaptık...Ne peki bu? Åžuursuzluk mu? Cesaret mı? Merak mı?- Merak. Tabii yalnız Müjde hamileyken dolaÅŸmıyoruz biz, baÅŸka zamanlar da seyahat ediyoruz...YaÅŸadığınız hayat kesmiyor mu sizi? Yetmiyor mu?- Problemlerle karşılaşıp, problemleri çözmek çok hoÅŸuma gidiyor. Bulmaca çözmek gibi bir ÅŸey. Sri Lanka'da hapse girdin nasıl çıkarsın? Zamanla her türlü problemin çözümü olduÄŸunu idrak ediyorsun ve soÄŸukkanlılığını muhafaza ediyorsun, e o zaman da, git gide çıtayı yükseltmek zorunda kalıyorsun! Bir de, tek bir insan olmak bana yetmiyor. bana. Beni sıkıyor...Nasıl yani?- Aynı anda turizm yazarı, MoÄŸolca ve Eski Yunancayla ilgilenen bir araÅŸtırmacı, bir otel iÅŸletmecisi, müteahhit, baba, köylü, sadık bir eÅŸ ve zampara... hepsini birden olmak hoÅŸuma gidiyor.Ve kendinizi ziyan olmuÅŸ bir adam gibi hissetmiyorsunuz...- Ne münasebet. Katiyen!Hayatınız ayrıntılarla geçiyor. Åžirince'deki küçük otelinizdeki o muazzam detaylar, yazdığınız kitaplar... Bu kadar üst üste biriken ayrıntı gün gelir, delirtmez mi insanı?- Vallaha bu saate kadar delirdiÄŸim hissine kapılmadım, gerçi öyle olduÄŸumu söyleyenler var! Yaptığını eÄŸlenerek, keyifle, koluna, bacağına, boÄŸazına kadar dalarak yaptığın zaman detaylarla uÄŸraşıyorsun. Ve herhangi bir ayrıntıyı atlarsan, sanki birisi seni yakalayacakmış duygusunu yaşıyorsun. Bir tür sapkınlık olabilir, ama bende var!Ä°ddia üzerine Latince öğrendiÄŸiniz doÄŸru mu?- DoÄŸru. Lise sondayken, bir arkadaşımla sohbet ediyorduk, konu bir ÅŸekilde Latince'ye geldi, ‘‘Ya’’ dedim ‘‘Bu kolay bir dile benziyor, ben bunu öğrenirim’’. Öğrenirsin, öğrenemezsin... 12 Kasım 73'de ‘‘4 yıllık Latince Kursu’’ diye bir kitap buldum, 17 Aralık'ta, yani bir ay kadar sonra, Amerikan Ãœniversiteleri için sınava girdim, sınavlardan birini Latince olarak aldım ve üç yıllık Latince kursunu tamamlamış düzeyde not aldım. 800 üzerinden 700. Sonradan üniversitede bir hayli geliÅŸtirdim. Ä°yidir Latincem. Arapça'yı da üniversitede öğrendim. Ä°ki sömestr de Eski Yunanca aldım. Fransızcam zaten çocukluktan beri vardı. Lisedeyken de, ikinci seçmeli ders Almanca'ydı. O tarihlerde aşık olduÄŸum kız Almanca'nın 2. sınıfındaydı. Mecburen 1. sınıfı bir ayda tamamlayıp, ikinci sınıfa atlamam gerekti!HerÅŸeyi size bıraksak düzelir mi bu ülke?- Katiyen daha fena bozulur!Bu kadar ‘‘çıkıntı’’ olmasaydınız, daha rahat etmez miydiniz?- Muhakkak. Fiziksel anlamda çok da rahat ederdim ama içim içimi yemeye devam ederdi!Başınızın bundan sonra gireceÄŸi ilk bela için bize randevu verebilir misiniz?- Hayır, önceden bilince zevki kalmıyor!Kızılay hayrına kitap yayımlamıyoruz!Küçük Oteller Kitabı’nı görmeyen, duymayan, okumayan kalmadı. Şöhretinizi o kitaba borçlusunuz! Peki otel sahiplerinden para aldığınızı söyleyenler kimler? Çekemeyenler mi?- Kitaba göz atan herhangi birinin farkedeceÄŸi bir hususa parmak basmak istiyorum: Bu kitap dürüst bir kitap, içinde sadece Müjde'nin ve benim sevdiÄŸimiz oteller var. Yani kitaba sevmediÄŸimiz bir oteli herhangi bir sebeple almamız söz konusu bile deÄŸil. Ä°kincisi, biz artık çocuk deÄŸiliz, geçindirecek bir ailemiz var, tabii ki Kızılay hayrına kitap yayımlamıyoruz! Ciddi bir ÅŸey yapacaksan, karşılığında tabii ki para kazanacaksın. Dünyanın her yerinde bu böyle. Bu kitap kendiliÄŸinden olmuyor, dört ay boyunca eÅŸekler gibi çalışarak oluyor. Her baskısında, tüm o oteller, istisnasız tekrar geziliyor ve ne var ne yok diye bütün Türkiye yeniden didik dikik taranıyor. Evet, kitaba girebilmek için bir ücret ödüyorlar ama Batı'daki emsallerinin 50'de biri bile deÄŸil....Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!