İyi bir çocuk bakıcısı ‘büyük ikramiye’dir

Güncelleme Tarihi:

İyi bir çocuk bakıcısı ‘büyük ikramiye’dir
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 23, 2004 00:54

Çalışan anneler en büyük sorunu, çocuğuna bakacak bir yakını olmayınca yaşıyor. Bu durumda çocuğu emanet edecek iyi bir bakıcı bulmak biraz şansa, biraz da anne-babanın takınacağı tavra bağlıdır. Doğru bakıcıya yanlış davranırsanız elinizden kaçırırsınız.

İtiraf etmeliyim ki, bakıcı sorununu tam isabet seçim yaparak hiç yaşamamış şanslı annelerden biriyim. Ancak arkadaşlarımın çoğunluğu benim kadar şanslı değiller. Bakıcı seçiminde yapılan hata çocukta travma yaratıyor.

Doğru bakıcıyı bulamayan anneler, çalıştıkları saatler içerisinde sürekli evde neler yaşandığı konusunda endişe duyuyorlar. Aklın yarısı evde olduğu için işte de verimli olamıyorlar.

İyi bir bakıcı bulmak biraz şans işi ama annelerin buldukları bakıcıları yanlış davranışlarla kaçırdıklarını da göz ardı etmemek gerekir.

Bazıları, çocuk bakıcısından ev işleriyle de ilgilenmesini istiyor. Hatta temizlik, ütünün yanı sıra akşam yemeğini hazır isteyenler bile var. Akşama kadar işte yoruluyor olabilirsiniz ama şunu unutmayın;

Çocuğunuz dört yaşına kadar yoğun ilgi isteyen bir dönemdedir. Bu dönemde başka bir iş yapmaya vakit kalmıyor. Ama siz bakıcınızdan evle ilgili istekte bulunduğunuzda, bakıcı ister istemez çocuğa ayıracağı vakitten çalıp, bu işleri yapıyor. Akşam eve geldiğinizde çocuğunuzun poposunda pişik, suratında çizik, kirli bir giysiyle karşılaştığınızda şikayet edip, yeni bakıcı arayışına giriyorsunuz.

FELAKET SENARYOLARI YAZDIM

Doğum yaptığım andan itibaren geçen 4 aylık izin dönemimde beni en çok meşgul eden soru, ben işe başladıktan sonra Nehir’e kimin bakacağıydı. Annem çalışıyordu.

Nehir’in babaannesi uzakta oturduğu için bakması olanaksızdı. Ya ben işten ayrılacaktım ya da kızımı bakıcıya emanet edecektim. Çevremin tavsiye ettiği hiç kimseyi gözüm ve gönlüm tutmadı. 4 aylık bir çocuğu yaklaşık 8-10 saat birine teslim etmem gerekiyordu.

Geceleri kabuslar gördüm, gündüzleri felaket senaryoları yazdım. Son günlere yaklaştığımızda kararımı vermiştim. Nehir’i kimseye emanet edemezdim, işten ayrılacaktım.

Tam bu kararı etrafımdakilere benimsetmeye çalıştığım bir gün, annemin emekli olmuş, bizim de çocukluğumuzu bilen Canan abla tebrik için geldi. Nehir’e bakışı, dokunuşu, ses tonu beni çok etkilemişti. Kapıdan çıkarken daha önce düşünmediğim, tasarlamadığım, belki de onun da aklının ucundan bile geçmeyecek teklifi yaptım. ‘Canan abla Nehir’e sen bakar mısın?’ Güldü ve gitti. Düşünsün diye üç-dört gün aramadım. Hem umutlu, hem umutsuzdum.

Doğal olarak bir çocuğun sorumluluğunu almanın kolay olmadığını, ama benim de işten ayrılmama üzüleceğini, bu nedenle Nehir biraz serpilinceye kadar (üç-beş ay) bakacağını söyledi. O üç beş aylık verdiği söz tam üç yıl sürdü.

Bu süre içinde ne o beni ne de ben onu incittim. İkimiz de birbirimizden keyif aldık. Nehir, Canan ablanın yanındayken aklım evde, gözüm arkada kalmadı. Ancak bu düzen için ikimiz de fedakarlık yaptık. Ondan Nehir’le ilgilenmesi dışında başka hiçbir şey istemedim.

Hatta yiyeceği yemekleri akşamdan hazırladım. Her telefon açışımda ben sormadan, hangi yemeği ne miktarda yediğini, hatta kaç kez kaka yaptığını bile rapor etti. Hastanede kaldığımızda yanımızda oldu. Nehir ona hiç ‘Canan teyze, ya da Canan abla’ demedi. Nehir’in hep ‘Canancığı’ oldu.

POZİTİF ETKİLENDİ

O üç yıllık dönemde eve geliş saatlerim hep farklı oldu. Annelik iç güdüsüyle içeride neler olduğunu merak ettiğim için birkaç dakika kapıyı dinledim.

Ama hiç Nehir’i mutsuz, ağlar bir durumda bulmadım. Hep sevgi dolu sözcüklerine şahit oldum.

Para problemi hiç yaşamadık. Hep şunu söyledim. Yaptığı işin maddi karşılığını hiçbir zaman ödeyemem, ödeyemedim de... Ben, maaşını verirken, o, alırken utandı. Bu nedenle parayı elden ele vermedim. Ben konsolun üzerine bıraktım, o konsolun üzerinden aldı.

Emekliliğinden sonra Nehir’e annem baktı, zaten altı ay sonra da anaokuluna başladı. Aradan geçen 2,5 yıl içinde hiçbir özel günde kızım Canancığını unutmadı.

Hala çok önemli bir işimiz olduğunda güvenle bırakacağım birinci adres Canan abladır.

Seçimi doğru yapmak

Çocuğunuzu bebekliğinden itibaren tek bakıcıyla büyütmek en iyisidir. Bakıcı değişikliği çocukta davranış değişikliğine yol açar. Doğru seçim, çocuğunuzun gelişimini de olumlu etkiler.


Doğru bakıcıyı bulmak ve kaybetmemek için neler yapmalıyız?

Öncelikle çocuğunuza evde mi baktıracaksınız, bakıcının evine mi götüreceksiniz, bunun kararını verin.

Beklentilerinizi açıkça ifade edin.

İşe başlamadan bir hafta önce eve gelmesini sağlayın.

İlk üç gün sizin yaptığınız bakımı izlesin, son üç gün ise siz onu izleyin.

Mümkünse bakıcınızdan çocuğunuzun bakımı dışında başka işler istemeyin.

Bakıcınızdan şüphe duyuyorsanız, izlemeye alın.

Farklı saatlerde eve gelin ve birbirlerine nasıl davrandıklarını gözlemleyin.

Çocuğunuzda garip davranışlar ortaya çıktıysa nedenlerini araştırın.

Çocuğunuzun gelişimine katkısı için onu yönlendirin.

Bakıcınızla diyaloğunuz iyi olsun. Bu çocuğunuza olumla yansır.

Çocuğunuzun bakım felsefesini ona iyi anlatın.

UNUTMAYIN

Taze meyve suyunu sınırlayın

Taze sıkılmış meyve suları dört aylıktan itibaren verilir. Ancak meyve sularının çok miktarda kullanılmaması gerekir. Çok miktarda elma ya da armut suyu ishale neden olabilir. Uzmanlara göre fazla meyve suyu yetersiz protein ve kompleks karbonhidrat alımına neden olarak beslenme bozukluğuna yol açıyor.

Bu nedenle çocuğunuzun elma ve diğer taze meyve sularının miktarını günde 120-150 cc ile sınırlandırın. Hatta eşit miktarda su ile sulandırarak içirin. Besleyici olanlar dahil meyve sularının sütün ya da katı besinlerin yerini tutamayacağını unutmayın.

Belirli aydan sonra çocuğunuz yemeğini kendi yemek isteyecektir. Üzerine döker diye buna engel olmayın. Hatta kaşığı kendine çevirmesi güç olmasın diye Chicco ve Nuk’un sap kısmı eğri olan çatal kaşığını tercih edebilirsiniz. Bu kaşık sayesinde çocuğunuzun tek başına yeme alışkanlığını daha kolay edineceğini göreceksiniz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!