Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2004 00:00
KLASIK Batı müziği dergisi Andante’nin tirajı, iki ayda ancak dört bine ulaşıyor. Fazıl Say dışında, dünyaca tanınmış Türk icracılarının CD’lerinin satışı 100’e bile ulaşmıyor.Hele sanatçılarımız Türk bestecilerini çalmışsa, bu sayı daha aşağı düzeylere iniyor.Orkestralar konusundaki tartışmaları okudum, demeçleri biriktirdim, elbette ben de düşüncemi yazacağım.Ancak savunmaların gerçeklerle örtüşme derecesine bakıp samimilik ölçütünü uyguladığımda, yazıların fire vermesinden korkuyorum.Pahalı gerekçesini inandırıcı bulmuyorum.Devlet ve özel orkestralarda çalışanların, konservatuvarda okuyanların sayısını düşündüğümde, sonuç bana daha da ürpertici geliyor.Kurumlar elimizden gitmeye görsün, lüzumu, vazgeçilmezliği konusunda şahin kesiliyoruz, kuramsal savunmalar ama uygulama başka türlü.Müzik sevenlere bir sözüm var.Bir devlet senfoni orkestrası müdürü Türk bestecilerini çalamadıklarını, çünkü dinleyici sayısının düştüğünü söyledi.Kendi müziğini dışlayan bir klasik müzik severi hayal edemiyorum.* * *KEYİF ekinde (Cumartesi, 10 Temmuz) BBC Misic’ten bir çeviri yayınlandı.Klasik müzik sevenlere soracaktım.Burada adı geçen müzikçilerin hangisinden evinizde kaç CD var?İlhan Usmanbaş’a İKSV ödül verdiğinde, bir araştırma yapmıştım, plak mağazalarında tek plağı yoktu.‘Türk müziğinde ‘Türk Lokumu’ndan ötesi var’ başlıklı yazıda, önemli, öğrenmemiz gereken bilgiler ve gerçekler var.Ama hiçbiri gündemimizde değil, olmadı da.Yazar, zengin kültürel mirası, doğu ve batıyı notalarda eriten Türk müziğinin neden yıllarca Batılılar tarafından önemsenmediğini sorguluyor.Biz bu merakı uyandırmadık ki...Bir müziğin, müzikçinin, hele çok sesli müziğin kendi ülkesinde de, yurtdışında da o ülkenin bestecilerinin tanıtıldığı, çalındığı oranda tanıtılacağını bilmiyoruz.Kendimiz tanımıyoruz ki, başkaları tanısın.BBC Music’te adı geçen İlhan Usmanbaş ile Gürer Aykal’ı elbette tanıyorsunuz.Peki Kamran İnce’yi -ki CD’leri var- hiç dinlediniz mi? Özkan Manav’ı, Hasan Uçarsu’yu, Mahir Çetiz’i duydunuz mu, biliyor musunuz?Gürer Aykal’ın söylediği çok önemli ve çok hayati.‘Norveç’e bir konser için davet edilmiştim. Orada Saygun’un senfonilerini seslendirmek istediğimi söyledim, ama onları ikna etmem aylarımı aldı.’* * *ORKESTRALARIMIZI savunurken, onların işlevini, repertuvarını, çalışma düzenini de tartışalım.
button