İtilip kakılmış çocuk olmasaydım bir rock yıldızına dönüşemezdim

Güncelleme Tarihi:

İtilip kakılmış çocuk olmasaydım bir rock yıldızına dönüşemezdim
Oluşturulma Tarihi: Haziran 30, 2007 00:00

Rock’ın sevgi ve nefret simgesi Marilyn Manson (38) için hazırladığım soruları gören konser organizatörleri "Aman haa" dedi, "sorularınızı yumuşatın, kızıp telefonu suratınıza kapatmasın!" Ben saldırgan, şeytani bir rock yıldızı beklerken telefonda karşıma sevimli, sevecen, biraz mahcup biri çıktı.

Soruları sabırla cevapladı. Ohio’lu Bryan Warner’ın ve grubunun sahne ismi, seks sembolü Marilyn Monroe ile katil Charles Manson’ın karışımı. Seçtiği isimle, makyajıyla, şarkılarıyla her fırsatta Amerikan kültürünü iğneliyor Manson. Yeni albümü Eat Me Drink Me’nin (Ye Beni, İç Beni) klibinde 19 yaşındaki yeni sevgilisi Evan Rachel Wood’la, kan yağmuru altında cinsel ilişki kuruyor. Wood’un inlemeleri müziğe dönüşüyor. Yeni albümünün tanıtım turnesine çıkan Manson, İstanbul Kilyos Solar Beach’te düzenlenen Radar Live Müzik Festivali’nin kapanış konserini 2 Temmuz’da verecek. Türkiye denince aklına sadece Gece Yarısı Ekspresi geldiğini söyleyen Manson İstanbul için, "Avrupa’da Amerikanlaşmayan bir şehre yolculuk yapmak gerçekten heyecan verici" diyor.

Yeni albümünüze ne gibi tepkiler geldi?

- Hedefim açısından, sonuç mükemmel. İnsanlarla yeniden iletişim kurmak istiyordum ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Daha "insani" bir iş yapmak istiyordum, yani sadece kendimi, duygularımı anlatmak yerine dünyanın geri kalanını da ilgilendiren şeyler yazmalıydım. Klip ise birçok tartışmaya yol açtı, bu kadarını beklemiyordum.

Özellikle seks sahneleri tartışma yaratmış olmalı.

- Evet o sahneler çok gerçekçi!

Turneniz nasıl gidiyor?

- Çok iyi. Yeni şarkıların yanında eski şarkılarımızı da söylüyoruz. Yeni albümden şarkılar arasında da "Just a Car Crash Away" gibi çoğu insanın balad gibi değerlendireceği şarkımızı geniş kalabalıklar çok seviyor.

Sahnede, kliplerinizde, hatta günlük yaşamınızda olabilecek her türlü garip veya uç hareketleri yaptınız. Hatta bunlar "olmazsa olmaz" haline geldi. Artık bundan sıkılmadınız mı?

- Sadece şoke edici olmak çok kolay. Ben de daha şoke edici olabilirim ama zorlayıcı, eğlendirici, provoke edici, hoşlanılacak ya da nefret edilecek şeyler yapmak istiyorum. Sadece saldırgan olmak çok da zor değil. Şu anda sahnede kendim gibiyim. Her zaman olduğum kadar çılgın.

Sıradan bir insan olmayı istediniz mi hiç?

- Hakkında konuşulmayan, tanınmamış bir insan olabilirdim ama "sıradan" tanımını kabul etmiyorum. Sıradan olmayı isteyemem çünkü sıradışı bir insanım. Değiştirme şansım olsa da asla istemezdim.

Her sanatçının hayatında onu şekillendiren önemli olaylar vardır. "Anti" kişilik olmanızı sağlayan bir dönüm noktası var mı hayatınızda?

- Ben reddedilmiş, itilip kakılmış bir çocuk olmasaydım muhtemelen bir rock yıldızına dönüşüp, bu duyguyu topluma yöneltmek istemezdim. Hıristiyan okuluna gitmemiş olsaydım bu kadar tepki gösterip bugün inandığım şeyler konusunda bu kadar açık fikirli olmayabilirdim. Bunlar bugün benim sahnedeki performansımı çok kesin hatlarla etkiledi.

YÜZÜM BENİM TABLOM

Makyajınız mutsuz ya da depresif bir yüz çiziyor. Normalde depresif ve mutsuz musunuz?

- Hayır, aslında geçen yılın bir bölümünde hayatımın en depresif zamanlarını geçirdim ve hiç bir yere çıkmadığım için tabii makyajım da yoktu. Genellikle mutlu olduğumda makyaj yaparım. Sadece sahne makyajı yapmayı sevmiyorum, kadınların yaptığı gibi günlük makyaj da yapıyorum, çünkü bir şeyleri boyamayı da kendimi boyamayı da seviyorum. Evet mükemmel değilim ama kesinlikle depresif de değilim. Kendimi hem sanatçı hem insan olarak yeniden dirilttim.

Özür dilerim ama makyajınızla çirkin hatta rahatsız edici görünüyorsunuz, belki de normal halinizle çok yakışıklısınız! Makyajınızı kim yapıyor?

- Makyajımı kendim yapıyorum. Kendimi bir resim gibi sunmak istiyorum. Güzelliği ve çirkinliği bulduğumu ve bunlara bakışımızın ne kadar çarpıtıldığını göstermek istiyorum. Günlük hayatta sadece ruj kullanıyorum. Yani o benim normal yüzüm.

Evliliğinizi yorumlarken, benden normal biri gibi davranmam beklendi diyorsunuz. Toplumdaki normal tanımından ne kadar uzaksınız?

- Benim geleneksel olmam beklendi. Bu durum ilişkinin hali değil, evliliğin ilişkiyi dönüştürdüğü bir hal. O noktaya kadar ilişkimiz çok iyiydi. Ama eski eşim beni bir kalıba uydurmaya çalıştı ben de o kalıba girmek istemedim.

Eminem’in düet isteğini, şarkısı kadınlara karşı şiddet içeriyor diye reddetmişsiniz. Doğru mu?

- Onunla iyi arkadaşız ve sahnede iki düet yaptık ama bir şarkısı tam hatırlamıyorum ama galiba karısını öldürmekle ilgili sözler içeriyordu. O zaman bu teklifi reddettim, ama şimdi olsa belki kabul ederdim... Şaka, şaka!

Columbine Lisesi katliamından sonra hayatımın en zor döneminden geçtim

Şarkılarınız ve yazılarınızla şiddetin kökenlerini eleştiyorsunuz. Ama, iki gencin Columbine Lisesi’ni basarak yaptığı katliama ilham verdiğiniz öne sürüldü ve çok eleştirildiniz. Bu olay sizde nasıl bir değişim yarattı?

- Geriye dönüp bakınca görüyorum ki, hayatımın ve kariyerimin büyük bölümünde müziği düşüncelerimi savunma aracı gibi kullandım. Bireyselleşmeye engel olanlara saldırdım. Ama Columbine Lisesi katliamından sonra hayatımın en zor dönemlerinden birinden geçtim. Nasıl biri olmak istediğimi düşündüm. Bu hesaplaşma, bugün insanlarla daha güçlü iletişim kurmamı sağladı. Bu yüzden daha önce göstermediğim bir yönümü gösteren böyle bir albüm yaptım.

Katliamdan sonra yazdığınız makalede "Kötülüklerimizi atfettiğimiz şeytan, aslında her birimizin içinde" diyordunuz. Bu düşünce sizin müziğinizin de temeli mi?

- Kendimden nefret etmeye ve müzik yapmayı istememeye başlamıştım. Dini öğretide en basit haliyle Şeytan ve Tanrı vardır. Şeytan insanlar için her zaman daha çekici bir karakterdir. Ben büyürken her hikayede şeytan en çok hoşlandığım kişiydi, çünkü en kolay onun kimliğini saptayabiliyordunuz. Bu günlerde müzik dünyasında seks, uyuşturucu ve rock’n roll yaşam tarzını temsil eden kimseyi bulmak çok zor, çünkü herkes "etik" olmak istiyor. Bir rock yıldızı, olması beklendiği gibi olduğunda bunun için özür diliyor. Oysa insan hayattaki duruşunun sorumluluğunu da taşımak zorunda.

BOZULMAMIŞ BİR ŞEHRE GELECEĞİM İÇİN HEYECANLIYIM

Türkiye hakkında çocukken izlediğim Geceyarısı Ekspresi filmi dışında hiçbir şey aklıma gelmiyor. Bir adam Türkiye’de hapse giriyordu... Çocukluğumda Avrupa’ya seyahat bana çok korkutucu geliyordu, belki abartıyordum. Şimdi ise hálá "bozulmamış" olduğunu düşündüğüm bir yere gitmek beni heyecanlandırıyor. Avrupa’nın birçok ülkesi, şehri Amerikanlaştı. Farklı bir şehir görmek güzel. İstanbul’dan davet almak, orada konser vermek beni gerçekten sevindirdi. Türkiye hakkında daha çok şey öğrenmem gerektiğini biliyorum, geldiğimde eminim ki öğreneceğim.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!