Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2005 00:00
Türk bayan basketbolunun yurt dışındaki temsilcilerinden Nevriye Yılmaz, İtalya’nın Pool Comense takımında başarılı bir sezon geçiriyor. Nevriye, kendisine ‘Neve’ (Kar) ismini takan arkadaşlarıyla İtalyanca anlaşıyor.İstanbul Üniversitesi, ardından Galatasaraylı günler... Yunanistan’ın Apollon Polomadia takımı ile başlayan yurt dışı macerası, İtalya’nın Termini İmereze, babaocağı Bulgaristan’ın Akademik Test, yine İtalya’nın La Spezia ve Pool Comense takımları ile sürdü. Avrupa’nın bayan basketbol piyasasındaki aranılan isimlerinden Nevriye Yılmaz, İtalya liginin gözbebeği artık. İtalyanlar ona ‘Neve’ (Kar) diyorlar, kendilerinden biri gibi görüyorlar ve çevirmensiz, İtalyanca anlaşıyorlar. İtalya’da ziyaret ettiğimiz Nevriye, maç salonunda asılı duran Türk bayrağını gururla gösteriyor ve ‘Aman gözünüzden kaçmasın, o bayrağı oraya ben astırdım. Ben burada yalnız değilim. Ay yıldızlı bayrağım maçlarda bana güç veriyor’ diyor. Nevriye ile sporunu, özel yaşamını biraz da siyaseti konuştuk...- İtalya’da oynamaktan mutlu musun?Her şey yolunda gidiyor. İtalya’ya çok alıştım. Artık İtalyanca da konuşuyor ve her şeyimi rahatlıkla anlatabiliyorum. Onların dilini öğrenmekle kalmadım, şimdi ben onlara Türkçe öğretmeye başladım. - Türk basketbolseverler Nevriye’yi özledi. Bizim ligimize ne zaman dönmeyi düşünüyorsun?Şartların bana uygun olduğu her yerde oynayabilirim. Türkiye’den iyi bir teklif gelirse neden hayır diyeyim ki, kendi ülkemde oynamayı elbette isterim ve mutlu olurum. Ayrıca hayatımın sonuna kadar yurt dışında oynayacağım diye bir iddiam da yok.Bizim kızlar korkuyor- WNBA tecrübelisi olarak söyler misin; Türk bayan basketbolcuların o ligde oynama şansları ne? Çok zorlukları var. Dışardan cazibesi çok güzel ama işin içine girince sorunlarla karşılaşıyorsunuz. Bir kere sonuçta yabancısınız. Gittiğiniz ülkede oranın sporcusu, yerini bir başka yabancıyla paylaşmayı ve kendi hakkını başkasının kullanmasını istemez. Sonuçta orada yalnızsınız. Bütün şartlar en ağır şekilde... Ben ilk yıllarımda çok zorluk çektim. Şu anda tecrübelendim, her geçen yılda da kendimi daha güçlü hissediyorum. Oradaki oyuncular profesyonel, daha hırslı ve fiziksel olarak daha güçlü. Bu yaz ikinci yılım olacağı için daha rahat ve inançlıyım. - İtalya liginde oynayan tek Türk bayan basketçisin. Bu nasıl bir duygu?Bir bakıma güzel, bir bakıma da kötü. Güzel tarafı yurt dışında Gülşah ile birlikte oynayan ilkleriz. Başka bir ülkede oynamak, insana düşünce olarak çok şeyler katıyor. Her şeyden önce başka ülkelerin kültürlerini görüyorsunuz. Yabancı oyuncu olarak oynadığınız için de, daha çok değer görüyorsunuz. Bunlar madalyonun bir yüzü... Bir de öbür yüzü var. Türkiye’de Avrupa’da oynayabilecek çok oyuncu var. Ben de takım arkadaşlarımın burada oynamasını isterim. Bizim kızlar yurt dışına açılmaya korkuyorlar. Cesaretleri yok. Halbuki alıştıktan sonra çok eğlenceli geçiyor. Her gittiğim takımda yeni arkadaşlar ediniyorum. - İtalya’dan Türkiye’yi nasıl görüyorsun? Birçok insan Türkiye’ye kötü bir pencereden bakıyor. Ben onların flu gördüklerini düzeltmeye çalışıyorum. Türkiye’nin çok güzel, farklı bir mozaiğe sahip olduğunu, Türk insanının sevecen, konuksever, sempatik olduğunu anlatıyorum.Ekspresso falına bakmaya başladım- Gurbette en çok neleri özlüyorsun?Özlediğim şeyler çok. Hangisini söyleyeyim. Ortaköy’ün kumpirini, ay çekirdeğini, midye tavayı, midye dolmayı, kokoreçi, ayranı, sahlepi, kebapları ve capuccino-ekspresso ülkesinde Türk kahvesini özlüyorum. Çünkü ekspresso içtikten sonra fala bakamıyorum. Ama falsız da olunmayacağı için, son günlerde ekspresso fincanından bile fal çıkarmaya başladım.- Kazandıklarını nasıl değerlendiriyorsun?Gelecekteki planlarıma yatırım olsun diye gayrimenkul aldım. Hayalimde spor salonu işletmeciliği yatıyor. Bu ya Türkiye’de ya da Bulgaristan’da olabilir. Bulgaristan’dan kaçarken bıraktığımız evimizi almak istedim. Ama şartlar uymadı. Sonuçta oraya çok yakın bir apartman dairesi aldım.Fiziğim güzel, her giydiğim yakışıyor- İstersen, biraz da spor dışı konuşalım... Uzun boyun ne gibi zorlukları var?Uzun boy elbette ki basketbol için bir avantaj... Özel yaşantımda da boyumun uzun olmasından ötürü bir takıntım yok. Avantajı bile var. Bir kere diğer kadınlardan farklısınız. Her giydiğim yakışıyor. Üstelik fiziğim de güzel. -
Yemek yapmayı biliyor musun?En son taze fasulye pişirdim. İşyerinde bizim gözlemeye benzer bir börek çeşidi var. Onu iyi yapıyorum. İtalyan yemeklerini yapmayı da öğrendim. Bir tek
balık yemeklerinde zorlanıyorum. Çünkü çok emek istiyor, o zaman da sıkılıyorum. - Türk erkekleri ile Ä°talyan erkekleri arasında ne gibi farklar var? Ben buna girmeyeyim. Erkek her yerde erkektir sonuçta.- Avrupa’nın moda merkezinde yaşıyorsun. Modayı takip ediyor musun?Büyük markaları ancak vitrinden takip edebiliyorum. Sonuçta Milano’da yaşıyorsunuz, burada ne giyilse modadır. Etiket önemli deÄŸil. Ancak Ä°talya’da herkes şık giyiniyor. Ben de giyimime elimden geldiÄŸince özen gösteriyorum. Burada gündüz kıyafetleri bile abiye olabiliyor.Â
button