İtalyan cumhurbaşkanı İspanyol bakana el hareketleri yapıyordu

Avrupa Konseyi’nin 15 yıllık Protokol Müdürü Muammer TopaloÄŸlu’nun Bush hariç, ağırlamadığı devlet adamı kalmamış. Onları evinde gibi ağırlıyor. Sevdikleri yemekleri, hobilerini biliyor. Onlarla hatıraları var. Bir kısmını anlatamayacağını söylüyor. Ama ÅŸu soruların yanıtını veriyor:Chirac’la, Helmut Kohl’le neler yaÅŸadı? Hangi Türk bakan, Türklerin kızını dövmesinden söz etti? Hangi büyükelçi, eÅŸcinsel bir evlilik için Fransa’dan resmi oturma müsaadesi istedi? Ä°talyan cumhurbaÅŸkanı, Ä°spanyol bakanla el-kol hareketleri yaparak neyi tartışıyordu? AVRUPA Konseyi’nde tam 34 yıldan beri çalışan ve bunun 15 yılını ‘Protokol Müdürü’ olarak yürüten Muammer TopaloÄŸlu, Avrupa Konseyi’nde en uzun üst düzey görev yapan kiÅŸi konumunda bulunuyor. Görevinde Türkler’deki pratik zekanın faydasını gördüğünü belirtiyor, ancak bunun zaman zaman ‘tehlikeli’ olduÄŸunu da saklamıyor. ‘Çünkü sorunun pratik çözümü için risk alıyorsunuz ve ÅŸimdiye kadar başıma gelmemesine raÄŸmen bu aldığınız risk bazen tehlikeli sonuçlar yaratabilir’ diyor. ABD BaÅŸkanı George Bush hariç, TopaloÄŸlu’nun ‘ağırlamadığı’ devlet adamı kalmamış. Avrupa Konseyi’ne gelen devlet adamlarını havaalanında ilk karşılayan ve en son uÄŸurlayan kiÅŸi konumunda bulunan Muammer TopaloÄŸlu, devlet adamlarının Strasbourg’da oldukları süre içinde bir dakika bile yanından ayrılmıyor. TopaloÄŸlu’nun ünlü devlet adamlarıyla yaÅŸadığı hatıralar var. Bir kısmını ‘anlatamayacağını’, bir kısmının ise isimlerini veremeyeceÄŸini söylüyor ve sorularımızı yanıtlıyor:MAÇI TARTIÅžIYORLARMIÅžDevlet adamlarıyla yaÅŸadığınız çok ilginç anekdotlar olsa gerek.1991’de zamanın Ä°talya CumhurbaÅŸkanı (Francesco Cossiga) geldi. Burada Ä°spanya DışiÅŸleri Bakanı ile ikili bir görüşme yaptı. Görüşme baÅŸladı ve ben bir müddet dışarıya çıktım. Geri geldiÄŸimde bir de baktım ki ikisi de el ve kol iÅŸaretleri ile birbirlerine ‘Biz size nasıl ÅŸey yapmıştık...’ vari hareketler yapıyorlar. Dondum kaldım. Bir olay çıktı zannettim. MeÄŸerse Real Madrid-Milano maçını konuÅŸuyorlarmış. Biri diÄŸerine biz bu sene böyle yaptık diyor, diÄŸeri de biz de geçen yıl böyle yapmıştık diyor. Aynı Ä°talya CumhurbaÅŸkanı o gün 38.5 derece ateÅŸliydi. Sürekli terliyordu. Biz de tıbbi olarak her türlü yardımı yapıyorduk. Çok terlediÄŸi için banyoya girip gömleÄŸini deÄŸiÅŸtirmek istedi. Bekledik, bekledik. Bir türlü çıkmıyor. Merak ettik ve artık dayanamadık, kapıyı açtık içeri girdik. Pantolonunu dizlerine kadar indirmiÅŸ, öyle kalmıştı. Yardım ettik. Kendine geldi ve sonra programına devam etti. Yapılması imkansız istekler ya da talepler geldiÄŸi de oluyordur.Maalesef oluyor. Ä°smi lazım deÄŸil, 90’lı yıllarda bir ülkenin Strasbourg’daki büyükelçisi beni aradı. ‘Mr. TopaloÄŸlu beni iyi dinleyin ve lütfen Ä°ngilizce yanlışlarımı da düzeltmeye kalkmayın’ dedi. Maiyetinde çalışan müsteÅŸar konumundaki bir bey, bir baÅŸka beyi ‘eÅŸi’ olarak Strasbourg’a getirecekmiÅŸ. ‘Gerekli oturma müsaadelerini istemenizi talep ediyoruz’ dedi. Ne yapacağımı ÅŸaşırdım. Avrupa Konseyi Hukuk Ä°ÅŸlerine danıştım. ‘Bu soruyu bize sormamış ol’ dediler. İçinde bulunduÄŸumuz ülke olan Fransa’nın ‘Protokol’ sorumlusunu aradım. ‘Aile tanımlamasına uymuyor. Bir baÅŸka ülke diplomatı dört karısı olduÄŸunu söyledi. Ona oturma müsaadesi vermedik’ dediler. Sonuçta, büyükelçinin talebini yerine getiremedim. Genel Sekreter’in her ÅŸeyine karışırım Muammer TopaloÄŸlu, arkadaşımız Zeynel Lüle’ye anlatıyor: ‘Konsey Genel Sekreteri Terry Davis, her gelene beni ÅŸikayet eder. Tabii nüktedan ÅŸekilde. ‘Sayın TopaloÄŸlu benim her ÅŸeyime karışır. Önümü iliklemem gerektiÄŸinden, arabanın neresine oturacağıma kadar her ÅŸeye karışır’ der.’ Kadınlar Chirac’tan çok hoÅŸlanıyorFRANSA CumhursbaÅŸkanı Jacques Chirac son derece karizmatik ve beyefendi biri. Kadınlar ondan çok hoÅŸlanıyor. Hafızası çok kuvvetli. Bir görüşümden üç ay sonra Paris’te bir törende karşılaÅŸtık. Hemen beni tanıdı. Hal hatır sordu. Sonuçta derin sohbetleriniz olmuyor ve burada bir kaç saatlik bir süre içinde kalıyor. Ama güçlü bir hafızaya sahip. Genel Sekreter fön çektirmeye gittiÄŸi için Kohl’ü oyaladım Eski Alman BaÅŸbakanı Helmut Kohl zor biriydi. Hiç konuÅŸmazdı. 1992’de geldi. Meclis BaÅŸkanı’nın odasına götürdüm. Kohl konuÅŸmadığı için yarım saatlik görüşme 12 dakikada bitti. Meclis BaÅŸkanı Martinez bana ‘görüşmeyi bitirelim’ iÅŸareti yaptı. Dışarı çıktım, Kohl’ün görüşeceÄŸi Genel Sekreter Catherine Lalumiere’in odasında olup olmadığını sordum. ‘Saçına fön yaptırmaya gitti’ dediler. Kanım çekildi. O zaman cep telefonu yok, ulaÅŸmamız imkansız. Kohl’ü oyalamam gerekiyordu. Ben de ‘asansör bloke olmuş’ dedim ve kızmış gibi yaptım. Çenem açıldı, aklıma ne gelirse söylüyordum. Yüzündeki ifade hiç de iç açıcı deÄŸildi. Asansör numarasıyla 16 dakika geçmiÅŸti. Sonunda genel sekreter katına geldik. Kapı açıldı ve saçı başı yapılmış Catherine Lalumiere gülücüklerle karşımıza çıktı. Dünyalar benim oldu. ‘Kızını dövmeyen dizini döver’ gafıBir dönemin Adalet Bakanı Åževket Kazan’ın ziyaretinde unutamadığım bir olay yaÅŸanmıştı. Avrupa Konseyi Türkiye’de insan hakları, kadın hakları vs. raporlar hazırlıyordu. Kazan’ı, dönemin Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Daniel Tarchys’in odasına götürdüm. Sohbette bir ara Kazan, ‘Bizde bir söz vardır. Kızını dövmeyen dizini döver derler’ dedi. Sözleri Ä°ngilizce’ye çevrildi. Genel Sekreter de baÅŸladı mı, ‘Kadınlar dövülmez. Ne demek kadın dövmek. Kadın hakları çok önemlidir’ vs demeye... Kazan düzeltmek istedi ama, testi artık kırılmıştı. Kadın dövmeyi savunan bir Adalet bakanı konumundaydı. Â