İtalya ile aynı yoldaki Türkiye’nin Benetton gibi öncülere ihtiyacı var

Güncelleme Tarihi:

İtalya ile aynı yoldaki Türkiye’nin Benetton gibi öncülere ihtiyacı var
Oluşturulma Tarihi: Haziran 28, 2008 00:00

Lüks alanda faaliyet gösteren İtalyan şirketleri desteklemek için kurulan dernek Altagamma’nın Genel Koordinatörü ve Bocconi Üniversitesi’nde Moda ve Tasarım Yönetimi Profesörü olan Armando Branchini, Türkiye’nin İtalya’nın 1970’lerde yürüdüğü yollarda ilerlediğini belirterek, "Global markalar için bir kuantum sıçraması yapmalısınız. Benetton gibi öncülere ihtiyacınız var" dedi.

İTALYAN lüks markalara destek olması için 1992 yılında, Maurizio Gucci, Gianfranco Ferre, Franco Mattioli, Angelo Zegna ve Santo Versace gibi önemli tasarımcılar tarafından kurulan Altagamma’nın Genel Koordinatörü ve Bocconi Üniversitesi Moda ve Tasarım Yönetimi Profesörü Armando Branchini, tekstilde güçlü bir altyapısı olan İtalya’nın 1970’lerde denediği gelişmeleri Türk sanayisinin şimdilerde yaşadığını söyledi. Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜTSİS) tarafından düzenlenen İstanbul Moda ve Hazır Giyim Konferansı ve Sergisi-Moda Köprüleri konulu uluslararası konferansta konuşan Branchini, "Türk moda sanayisinde eksik olan şey marka. Uluslararası bilinirliğe sahip markanız yok. Uluslararası piyasalarda istikrarlı pazar payına sahip değilsiniz ve bir diğer eksiklik de nihai tüketiciye erişim" dedi.

Kuantum zıplaması yapın

Türkiye’de önemli moda tasarımcıları olduğunu dile getiren ve uluslararası başarılara sahip Hüseyin Çağlayan gibi modacıların önemine işaret eden Branchini, şunları söyledi: "Türk moda sanayisinin geleceğine bakacak olursak, moda tasarımı ve inovatif iş stratejilerinin yürütülmesinin çok önemli bir konu olduğunu görürüz. Fark yaratacak olan şey aslında bir kuantum sıçraması. Türkiye’de çok sayıda şirket var. Bunlar hızlı bir şekilde evrim geçirip, globalleşebilir. İçinizden öncülerin çıkması çok önemlidir. Benetton İtalya’da öncüydü. Sizin de böyle öncülere ihtiyacınız var. Bu da Türk girişimcilerine kalmış bir şey."

Tasarımcı-sanayici birleşmeli

Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Bahar Korçan, tüketilmemiş bir kültürün parçası Türk moda tasarımcılarının, dünyadaki meslektaşlarına kıyasla çok daha farklı bir duruşu olduğunu anlatarak, Türk kültürünün tüm hikayelerini anlatmaya hiçbir tasarımcının ömrünün yetmeyeceğini söyledi. Başarılı Galata Moda ve İstanbul Fashion Lab organizasyonlarından bahseden Korçan, "Son Galata Moda etkinliğinde 4 gün içinde 4500’e yakın ürün satıldı. Satın alınabilir tasarım ürünü sunduk. Sanayi ile tasarımcılar birleşmeli. Bir moda tasarımcısının neden atölyesi olsun ki? Neden ona yatırım yapsın" diye konuştu.

Türkler sahaya çıkmalı

Moda tasarımcısı Ümit Ünal ise Türk tasarımcılarının, Türk markalarının artık sahalara çıkma zamanı geldiğini anlatarak, tek eksiğin özgüven olduğunu söyledi. Ünal, artık mesajı olan giysiler ve projeler üretilmeye başlandığına işaret ederek, "Türk tasarımı ve tasarımcıları yeni oluşumlar yaratıyor. Eskiden giysi tasarlamak ve moda renk kullanmak önemliyken, bugün kim olunduğun ve bakış açın önem kazandı. Dünyada tasarım üretimi yapacak yeni dövüşçülere, savaşçılara ihtiyaç var" dedi.

Türkiye’nin lider olduğu organik giyim 7 milyar dolara koşuyor

"ECOfashion" kavramının yaratıcısı, Amerikalı organik tekstil, marka ve perakende şirketi Under the Canopy’nin kurucusu ve Başkanı Marci Zaroff, organik tekstille ilgili olarak şu bilgileri verdi: "Bugün modayı 75 milyonluk yeni bir jenerasyon yakından izliyor. Her yerden bilgi topluyor. Dünyayı daha iyi bir yere getirmek için organik hareketi geliştirmeliyiz. Tarım ve hazır giyim dahil sektörün büyüklüğü 2000 yılında 240 milyon dolardı. 2010’da bu 6.8 milyar dolara çıkacak. Bunun yüzde 85’i hazır giyim. Sektör her yıl yüzde 50 büyüyor. Organiğe geç kaldığınızı düşünmeyin, daha bunun çok başındayız. Türkiye organik pamuğun en çok üretildiği ülkelerden biri ama daha fazla üretim mümkün. Türkiye bu alanda önemli bir oyuncu olabilir; altyapı çok iyi. Şirket olarak bu süreci çiftlik düzeyinden başlayarak yakından izliyoruz. Organik hareketin arkasında bilim yatıyor. Belgelendirme çok önemli çünkü aldatmacalar olabiliyor. GOTS standartları belirledik; ekim 2007’den beri uyguluyoruz. Bugün bu sertifikayı veren 6 tane ajans var. Dünyada 1500 marka organik ürünler sunuyor. Organik tekstil üretimi yapan ülke sayısı 6’dan 24’e çıktı. C&A, Wal-Mart, Marks & Spencer, Macy’s gibi devler organik üretime ağırlık vermeye başladı. Organik ve sürdürülebilir modada inovasyon önemli. Organik pamuğun yanı sıra yosun, soya gibi ürünleri de inovasyonla bu harekete dahil etmeye çalışıyoruz."

Canopy, yağmur ormanlarının en üst katmanı anlamına geliyor.

Lüks markalar masal satıyor

SON yıllarda önemli bir atılım gerçekleştirerek tüm dünyada beğeni toplayan Koton’un Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Yılmaz, Türkiye pazarını değerlendirerek, pazarın alt segmentinden yükselen markaların yukarıdakileri sıkıştırmaya başladığını söyledi. Yılmaz, "Yukarıdakiler de ihtiyaç ifade eden rasyonel alandan, irrasyonel alana geçmeye başladılar. Artık gerçeklikten kopup, daha fazla masal ve hayal satıyorlar. Bunun sonucunda lüks tüketim markaları, masalsı bir dünya yaratarak kendilerini farklılaştırmaya çalışıyorlar. Bu, batı dünyası için de böyle" dedi. Türkiye’nin suların kesiştiği bir noktada bulunduğunu, hem Avrupa hem Asya ve Uzakdoğu’ya hem de Arap dünyasına yönelik ürünler geliştirebildiğini söyleyen Yılmaz, "Yani, Türkiye hiç kimseye benzemiyor veya hepsine benziyor" diye konuştu.

Küresel tehditlere karşı ’iyi yönetim’ sergiledik

İSTANBUL Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, ucuz işgücü, sınırlı Ar-Ge faaliyetleri, geleneksel pazarlamaya dayalı fiyat ve maliyet odaklı rekabetin yerini kalifiye işgücü, inovasyon, satış sonrası servis ve kalite odaklı rekabete bıraktığını kaydederek, "Küresel perspektiften yola çıkarsak, Türk tekstil ve hazır giyim sektörünün küresel tehditleri, yaklaşımı ve proaktif bakış açısı sayesinde iyi yönettiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Bu süreci iyi yönetebilmemizde, üretim yapımızı geleneksel biçimden, esnek ve hızlı üretim yapısına çevirmemiz, tedarik zincirinin her aşamasında kaliteye odaklanarak ve trendleri yakından izleyerek modanın oluşumuna katkıda bulunan ürünleri tüketicilerin beğenisine sunmamızın rolü büyük. Farklı ürünlerin az miktarda en çabuk biçimde üretilmesine adabte olduk."
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!