Oluşturulma Tarihi: Ekim 31, 2007 00:00
Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen seramik sanayicilerinden İbrahim Bodur, bu alanda sadece Türkiye’de değil dünyada da duayen olduğunu sektörün en prestijli ödülü olan Aldo Villa’yı alarak kanıtladı.
Bodur, "Ülkeye en yararlı sanayi, maksimum düzeyde yerli kaynaklara dayalı olan sanayidir. Seramiğe bu yüzden girdim" dedi.
SERAMİK sanayisinde dünya lideri olan İtalyanlar, bu sektöre en büyük katkıları sağlayanlara verdikleri Aldo Villa Ödülü’nü ilk kez Orta Avrupa dışından bir sanayiciye, Kale Grubu’nun kurucusu ve yönetim kurulları başkanı İbrahim Bodur’a verdi. İtalya’da seramik sanayisinin kurucusu olan Aldo Villa adına 1989’dan itibaren iki yılda bir verilmeye başlanan ve ’sanayici adaylar için çok ağır kriterleri olan’ ödülün İbrahim Bodur’a verilmesi bu alanda Türkiye’nin global ligde oynadığını da tescil etti. Ödül jürisi ’ödül gerekçesinde’ Bodur için "Ulusal ve uluslararası düzeyde fayans seramik üretiminin en önemli mimarlarından biri olmasını sağlayan, seramik sektöründeki yatırımcılığıyla olağanüstü bir kariyer yapmış bir iş adamı" tanımlaması yaptı.
SEKTÖRÜN KURUCUSU: İbrahim Bodur’un seramik sanayisinde kendi ülkesinde sektörün kurucusu olduğunu, yeni tekloji ve yeni ürün geliştirmede liderlik ettiğini, kendi şirketlerini ve sektörünü global rekabete hazırladığını, sanayideki örgütlerde etkin bir şahsiyet olduğunu, doğduğu bölgenin ve ülkesinin ekonomik ve sosyal gelişmesine katkı sağladığını dikkate alan jüri, sektör kuruluşlarının temsilcilerinden oluşuyor.
ÜÇ DEVLETTEN MADALYALI: Daha önce 1985’te Çekoslavakya Devlet Nişanı, 1987’de Cavaliari di Lavora İtalyan Devlet Nişanı ve 1997’de de Türkiye Cumhuriyeti Devlet Üstün Hizmet Nişanı ile onurlandırılan İbrahim Bodur, "Aldo Villa ödülü bir bakıma İtalyanlar için ’bükemedikleri eli’ ödüllendirmek oldu. Çünkü Türk sanayicisi olarak bu işte çok iyi olduğumuzu herkese kanıtladık. Bu hem dünyaya hem de Avrupa Birliği’nin etkin isimlerine güzel bir mesaj oldu" dedi.
SANAYİ MİLLİ KAYNAKLA OLUR: İbrahim Bodur, Türkiye’de özel sektörün sanayi yatırımlarına 1950’den itibaren çok partili parlamenter sisteme geçişle başladığını söyledi ve "Tabii ki devlet ile özel sektör işbirliği devam etti ve bugünkü sanayileşme öyle ortaya çıktı" dedi. İstanbul Sanayi Odası’nın kuruluşunun da sanayide özel sektörün öne çıkışının tabii sonucu olduğunu hatırlatan Bodur şunları söyledi: "İSO’nun kuruluşunda görev alan, o dönemde 24 yaşında genç bir sanayiciyim. Sanayide 55 yıldır, seramik sanayisinde ise 50 yıldır varım. Bana seramik için ilham veren şey ’sanayinin milli kaynaklara dayanması gerektiğine’ çok inanmamdır. Seramiği araştırınca gerekli tüm girdilerin; hammadde, enerji (kömür), istihdam açısından çok büyük oranda yerli kaynağa dayandığını gördüm. Kendi doğduğum yerin uygun olduğunu da keşfettim. Ben her zaman ’sanayi’ deyince montaj sanayisini değil gerçek sanayiyi anladım ve anlattım."
İplikle başladım, sonra seramikte karar kıldım
İBRAHİM Bodur, sanayiliğe ilk kez 1952’de adım attığını belirterek şöyle konuştu: "Önce tekstile girdim. Pamuk da milli hammadde ve ben pamuğu işleyip Türkiye’de ilk kez penye ipliği ürettim. 3.200 iğlik bir fabrikaydı. 1952 yılının başında makinelerini İtalya’ya sipariş ettim ve Edirnekapı’da fabrikayı kurdum. 1955’e kadar bu fabrikayı yönettim. Bir süre sonra bu fabrikayı bir profesyonele teslim ettim ve seramiğe odaklandım. Çünkü seramik; konutu, inşaatı, madenciliği, enerjiyi her şeyi harekete geçiren bir sanayidir. Türkiye’de ise o zamanlar seramik üretimi hiç yoktu. Hammaddesi kaolin, kil, quartz v.s. memlekette (Çanakkale’de) vardı. Enerjisi kömürdü o da vardı. İhsan Sabri Çağlayangil Çanakkale Valisi’yken ilin maden potansiyelini araştırmıştı ve doğduğum yerin uygun olduğunu biliyordum."
Bodur, Çanakkale Seramik’i nasıl kurdu
1955’te, Çanakkale’de seramik hammadesi araştırması yaptı. Enerji için kömür yataklarının da olduğu tespit edildi.
Yatırım için kendi sermayesinin yanında köylüleri de ikna etmek için köy köy dolaştı ve köylüleri ortak etti.
750 bin lira sermayeli limited şirket kurdu ve 1956 mayısında makineleri Kliring kapsamında Çekoslavakya’dan sipariş etti, 1957’de ilk fabrikanın bacası tüttü.
Bodur, böyle büyük bir fabrikalar grubu oluşturacağına halkı ikna etmekte zorlandı ancak sonra, bazı subaylar, valiler, milletveiklleri bile ortak oldu.
1959’da Anonim Şirket’e dönüştürdü ve ortak sayısını 272’ye, sermayeyi 1.5 milyon liraya yükseltti. Ürünü pazara çıkınca ithal ürünler pazarı çöktü.
Aralıklarla sermayeyi 3, 6 ve 9 milyon liraya yükseltti. 9 milyona çıkışta 1959’da 3 milyon Lira ile Etibank’ı ortak aldı.
Etibank’ın yüzde 33’lük payı en son bu kurumun özelleştirilmesi sırasında Bodur tarafından alındı.
1960 ihtilalinde İş ve Ziraat Bankası’ndan aldığı kredileri 1 ay içinde kapattı ve bayilik teşkilatını geliştirerek yoluna devam etti.
1964’ten itibaren ülkede pazar oluştu ve işler büyümeye başladı. TSKB’den alınan kredilerle yeni yatırımlar yapıldı.
1980’li yıllara kadar Seniter’de Eczacıbaşı, Porselen’de Yıldız, izolatör kaplamada ise Çanakkale Seramik vardı. Sonra sektöre çok sayıda yatırımcı girdi.
Seramiğin hem Nobel’i hem Oscar’ı
SERAMİK sektörünün en onurlu ödülü olan Aldo Villa, hem Nobel gibi bilimsel çalışmalara hem de Oscar gibi sektörün oyuncalarına veriliyor. İtalyan makine mühendisi Aldo Villa, seramik sanayisinde devrim yaratan üretim tekniklerini geliştirmeyi başardı ve Adriano Bosetti ile birlikte çalışarak sektörün tarihine geçti. Bu nedenle adına ödül kuruldu. İtalya Seramik Birliği Başkanı Paolo Zannini başkanlığındaki jüri üyeleri, Uluslararası Seramik Federasyonu Başkanı Gian Nicola Babini, Imola Makineciler Kooperatifi Başkanı Domenico Olivieri, İtalyan Seramik Makineleri Üreticileri Birliği Başkanı Pierluigi Ponzoni ve Seramik Kaplama Malzemeleri Üreticileri Derneği Başkanı Alfonso Panzani’den oluşuyor.