Güncelleme Tarihi:
Füsun Saka |
* Mobbingi tanımlayan anahtar kelimeler: Yıldırma, duygusal taciz, iş yeri terörü.
* İngilizce “mobbing” kavramı, “mob” kökünden geliyor. “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kalabalık anlamında. Sözcük Latince “mobile vulgus” dan türemiş. “Mobbing” sözcüğü ise çevresini kuşatma, topluca saldırma ya da sıkıntı verme anlamında kullanılıyor.
* “Mobbing” sözcüğü ilk olarak hayvan davranışlarını inceleyen Konrad Lorenz tarafından 1960’larda kullanılmış. Lorenz, bu sözcükle büyük bir hayvanın tehdidine karşı daha küçük hayvan gruplarından gelen karşı saldırıları isimlendirmiş.
* Daha sonra bu terim, İsveçli hekim Peter-Paul Heinemann tarafından çocuklardan oluşan küçük grupların yine tek bir çocuğa karşı giriştiği zarar verici davranışları tanımlamada kullanılmış.
* 1980’lerin başlarında ise Heinz Leymann, bu sözcük ile iş yerlerindeki benzer davranışları isimlendirmiş.
Çok sevdiğiniz bir işi yapıyorsunuz, gerçekten de tüm enerjinizi işinize vermek istiyorsunuz ama bir süredir tuhaf şeyler oluyor. Sanki yöneticileriniz başta olmak üzere çoğu iş arkadaşınız size karşı. Yaptığınız işlere burun kıvırılıyor, siz bakınca bakışlar kaçırılıyor, topluluklara alınmak istenmediğnizi fark ediyorsunuz. Kısacası artık neredeyse özgüveniniz yok olmak üzere. Ve içten içe biliyorsunuz ki, size aslında psikolojik bir baskı uygulanıyor.
Dünyada bu durumun adı Mobbing. Ve kelimenin Türkçe karşılığı ise duygusa taciz ya da terör anlamına geliyor. Memory Center Nöropsikiyatri Merkezi Yöneticisi Prof. Dr. Psikiyatr Nevzat Tarhan, “Mobbing”in, sistematik şekilde ve bilinçli bir baskı yapmak anlamına geldiğini ve karşı tarafı pasifize etmek amacı taşıdığını belirtiyor. Tarhan’a göre işyerinde duygusal terör uygulayan yöneticiler, baskıcı otoriter ve totaliter kişilik yapısına sahip insanlar ve kendi fikirlerini zorla kabul ettirmek istiyorlar. Kesinlikle eleştiriye kapalılar. Ve farklı düşünceye toleransları yok. Mobbing, güvenlik kurumlarında, üst yöneticilerde bir meslek hastalığı olarak sık görülüyor.
Sessizlik oluşturur fakat uzun vadede verimi düşürür
Dünyanın da gündeminde olan bu konu işyerlerindeki verim açısından gerçekten önem taşıyor çünkü bu durumda bırakılan kişinin sosyal ilişkilerine saldırılıyor. Tükenmişlik ve yılgınlık duyguları oluşturulmaya çalışılıyor. Örneğin Mobbing’i uygulayan kişi, selamlaşmaz, konuşmaz, o kişi orada yokmuş gibi davranır. Karşı olduğu kişinin itibarına saldırır. Alay eder, arkasından konuşur, insanı canından bezdirir, istifa ve kavgaya sürükler...
Mesleki konumuna saldırır. Özel görevler vermez. Özgüveni kaybettirmek için verdiği işi geri alır. Psikolojik sağlığı tehdit eder. Ağır işlere yönlendirir. Genellikle işyerinde yöneticiler çalışanlara uygular. Okulda öğrencilere, ailelerde çocuklara ve eşe uygular, bu durum kurbanı intihara kadar götürebilir.
Mobbingin sonuçları
Kendisine mobbing uygulanan kişinin çalışma motivasyonu düşer, iş verimi azalır Duygusal saldırıya karşı her sabah işe gerilimle gelir. Daha çok hata yapar. Kişide sinirlilik, panik ataklar, depresyon ve intihara varan ruh sağlığı bozuklukları doğurur.
İşyerinde kadınlara karşı cinsel yakıştırmalar, müstehcen fıkralar karşı tarafta utanma duygusu uyandıracak yaklaşımlar da birer mobbingdir.
Uygulanan kişi karşı tarafı, düşünen beynini harekete geçirerek yenebilir. Olayı anlamak, algılamak ve yorumlamak için verileri iyice analiz etmek gerekir. Yıldırma hareketi niyetlenmiş mi, niyetlenmemiş mi bunu iyi anlamak gerekir Niyetlenmemiş psikolojik yıldırmalar el sıkmama, selam vermeme gibi davranışları mobbing değil duygusal, ilkel tepki olarak anlamak gerekir. Kişinin yaşadıklarını ve verileri beraber değerlendirmek gerekir. Aslında mobbing uygulayan kişiler olgun değillerdir. Sözel ifadelerden korkarlar ve güvensizdirler. Ayrıca kıskançtırlar. Kişilik bozukluğu da olabilir. Emrinde profesörü çalıştırıp egosunu tatmin eden çok işveren vardır. Genellikle kötü çocukluk dönemi bu kişilerin özgeçmişinde vardır.
Kişinin alacağı önlem
Tarhan, kişilerin kendilerine mobbing uygulanması halinde yapmaları gerekenleri şöyle sıralıyor: “Önce kurban rolünü kabullenmemek gerekir. Yönetimi, süreçten haberdar etmek önemlidir. Duygularınızı ve yaşadıklarınızı içinize hapsetmemek lazım. Çünkü bastırılmış duygular zarar verir. Önce düşünmek, veri toplamak gerekir. Olayın arka planını, bağlantılarını ve inceliklerini düşünmek gerekir. En büyük hata, karşı tarafın savaş alanına girmektir. O kişi sizin duygusal tepki vermenizi istiyordur. Siz düşünerek tepki verirseniz onu düşündürtmüş olursunuz. Mobbing uygulayanı düşündürtecek şeyler ve yollar bulmak en iyi çözümdür. Bu arada özeleştiri yapıp kendinizi sorgulamanız sorunun sorumluluğunda kendimizi algılayabilmeniz ve bunu hissettirmenizde olumlu etki yapar.
Şirket kültürü oluşmamış, patron odaklı firmalarda bu durum daha çok yaşanır. Açık iletişim çok önemli bir yöntemdir. Duygusal merkezli ilişkiler yerine birikim merkezli ilişkiler savunulmalıdır. Eğer kişi kendisi baş edemiyorsa profesyonel yardım önemlidir. İş psikolojisi ile uğraşanlar empatik iletişim yöntemleri ve stres yönetimi ile size yardımcı olacaklardır.”
Abant İzzet Baysal Üniversitesi İ.İ.B.F. Kamu Yönetimi BölümüYrd.Doç.Dr.E.Elif Yücetürk, Türkiye’de Mobbing üzerine akademik çalışma yapan bir isim. Yücetürk, örgütlerde yıldırma olarak anlamlandırabileceğimiz bu sürecinin başlamasıyla birlikte, rahat ve güvenli bir çalışma ortamı da yok olduğuna dikkat çekiyor.
Yıldırma sürecine hedef olanların özellikleri
Yücetürk’ün incelediği araştırmalar gösteriyor ki; Yıldırmaya hedef olan kişilerle yapılan görüşmeler, bu kişilerin üstün özelliklere sahip olduğunu ortaya koyuyor. Zeki, yetenekli, yaratıcı, başarı yönelimli, dürüst, güvenilir, kendilerini işine adamış bu kişilerin mesleki kariyerleri pek çok olumlu özellik taşıyor. Politik davranamayan bu kişilerin, örgütlerine aidiyet duyguları ileri derecede gelişiyor ve işleriyle özdeşleşiyorlar. Özellikle yaratıcı bireyler, yeni fikirler geliştirdiği için yıldırılmaya daha fazla hedef oluyor. Bu tür kişiler, daha yüksek pozisyonu olan personele tehdit oluşturacağı endişesi ile hedef seçiliyor. Ayrıca kişinin değiştiremeyeceği özellikleri vardır. Örneğin derisinin rengi, cinsiyeti, fiziksel özellikleri, aksanı, iş arkadaşlarından daha az ya da daha çok görgü ve terbiyeye sahip olması gibi.
Yıldıranların özellikleri
Yıldıran kişilerin kendilerini olduğundan üstün göstermek isteyen, iki yüzlü, onursuz ve sahtekar tavırlarla, farklılıklara ve başkalarının yaşamlarına önem vermeyen eylem biçimlerinden anlaşılabilecekleri ileri sürülüyor. Bunların kişilik özellikleri bir kaç grupta toplanabilir:
Kötü kişilikli olmak: Bu kişiler genellikle kendi itibarlarını yükseltmek için kötü niyetli ve hileli eylemlere başvurur. Aşırı denetleyici, korkak ve sinirli bir yapıya sahiptirler. Korku ve güvensizliklerini bir başkasına çamur atarak yenmeye çalışırlar. Kendi hasta kişiliklerini saklamak amacıyla diğerlerinin manevi gelişimini önleyecek şekilde güç kullanma eğilimindedirler. Bu nedenle “günah keçisi” ararlar.
Ayrıcalıklı hak sahibi olduğuna inanmak: İşyeri sahipleri, örgüt hiyerarşisinde çalıştıkları için kendilerinin güç uygulama ayrıcalığına sahip olduğunu düşünüyor. Sözde lider olan bu kişiler, gerçekte lider sayılamazlar.
Narsist kişilikli olma: Narsist kişiler her zaman özel işlem görme beklentisi ile kendilerini hukuk ve ahlak ilkelerinin üzerinde görürler. Hiyerarşik kademelerde hızla yükselmek için her yöntemi kullanabilirler. Bekledikleri hayranlığı ve taktiri kendilerine göstermeyen bireylere karşı acımasız olabilirler. Yıldırma sürecinde başa çıkılması en zor olan kişiler narsistlerdir.