Gülden AYDIN
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2010 00:00
Çocuk doktoru Prof. Betül Ulukol, Ankara Üniversitesi Pediatri Bilim Dalı öğretim görevlisi ve TBMM Kayıp ve Mağdur Çocukları Araştırma Komisyonu uzmanı. Geçtiğimiz haftalarda çocuk istismarlarına ilişkin basında yer alan araştırma sonuçları, tespit ettiği gerçekler tüylerimizi diken diken etti. Prof. Ulukol’la çocuk istismarını, önlemleri, bilmemiz ve yapmamız gerekenleri, gözlemlerini ve tabii Siirt’te tecavüze uğrayan ilköğretim öğrencisi kızları konuştuk.
Çocuk istismarına ilişkin haberler içimizi parçalıyor... Peki ya sonrası?- Mutlaka bir yerimize dokunan
haberler. Ama olanlardan ders çıkarmak daha önemli. Neler oluyor Türkiye’de? Bilmediğimiz bir şey değil. Son olay için siz de gittiniz Siirt’e. Tecavüzler bilinmeyen bir şey değildi orada.
Şehir sizce neden suskundu?- Güçlerinin yetmeyeceğini düşünerek korkuyorlardı belki. Hepsi mi vicdansız? Değil. Öyle bir grup var ki yüreklendirilmeye ihtiyacı var. Belki medyanın yaptığı haberler, o insanlarda ben yalnız değilim duygusu yaratacak. Çocuğa yardım eli uzatacak pozizyonda olanlar mutlaka uzatmalı. Bu yüzden başlarına bir şey gelecekse gelsin. O çocuk kurtulacaksa, buna değer.
Sonra o çocuk nasıl bir erişkin olacak?- Bir nesil sonra kendisi istismarcı oluyor. Bugün bir adam bir çocuğu taciz etti. O çocuk da büyüyünce beş çocuğu taciz ediyor. Çocuğa cinsel taciz kim tarafından yapılıyor? Yüzde 85 oranında en yakınındakilerden. Çocuğun en sevdiği kişi, istemediği biçimde dokunuyor kendisine. Çocuk sevgiden mi vazgeçsin? Öyle bir ikilem ki kucağına sığındığınız insan, size zarar veriyor.
Çocuk bu durumu nasıl algılıyor?- 10 yaşlarında bir kız çocuğu, annesinin erkek arkadaşı tarafından cinsel tacize uğramıştı. Annesi de Sosyal Hizmetler yurduna vermiş. Annesini özleyip yurttan kaçmış. Annesinin başka bir erkek arkadaşı taciz etmiş bu kez. Ağladı. “Suç bende, keşke gitmeseydim” dedi. Tacize uğruyor, annesi göz yumuyor ama kendini suçluyor. O çocuğun karşısında eriyip kaldım.
Çocukların anneleri, akrabalarıyla görüştüğünüzde ne çıkıyor ortaya?- Bazen öyle olaylar anlatıyorlar ki ucunu kaçırıyorum: Onun annesine o bunu yapmıştı, onun gelinine şunun damadı da şunu yapmıştı... Yeter artık, anlatmayın diyorum. Bunun sebebi ne? Bu insanlar kötü ruhlu yaratılmış insanlar mı? Hayır. Çocuk gibi erişkinler de öğreniyor. Bakıyor ki adam ceza almıyor, hatta kabul görüyor. Aile içinde sus, konuşma deniliyor...
O zaman da ailenin diğer bireyleri istismar için cesaretleniyor... - Ailenin kendi yapısı içinde kanıksanmış bir işleyişe dönüşüyor. Bir sonraki nesil, daha önceki nesilden devralıyor. Bunun bir adım büyüğünü siz Siirt’te gördünüz.
Kimi Siirtliler de bana mağdur kızların hafif meşrep olduğunu söylemişti. - Küçük kızlara tecavüz edenlerin savunmalarında da benzer ifadeleri görüyoruz: Beni baştan çıkardı... Öyle bir şeydir ki cinsellik, uyarının çok büyük etkisi vardır. Eğer bir kız çocuğunu cinsel objelerle karşı karşıya getirirseniz, onun hormonlarını tetiklersiniz. Cinsellikten konuşur, kadın gibi davranır...
Çocuk istismarı sınıf, statü, köy-kent, doğu-batı ayırımı yapmıyor değil mi?- Fakirliğin ve eğitimsizliğin kolaylaştırıcı etkisi var. Ama farklı sosyo kültürel düzeylerde olmayacak diye bir şey yok. Çocuğunu taciz eden öğretim üyesi babalar biliyoruz.
Çocukluğunda cinsel tacize uğramış ve üstesinden gelememiş bir kadın ne yapıyor?
- O travmayı iki şekilde çözmeye çalışıyor. Bedeninden vazgeçiyor, bir mal gibi pazarlıyor. İşte sizin Siirt’te haberini yaptığınız kızlar da bir paket krakere bedenini satıyor. İleride büyük şehirlerde gelir elde etmeye çalışıyor. Bir grup da cinsellik defterini kapatıyor. Evlendirildiğinde dayak zoruyla koca tecavüzüne uğruyor.
ÇOCUĞU İSTİSMAR EDİLEN EBEVEYN NE YAPMALI
Anne nasıl anlayacak çocuğunun beden dilini?- Çocuk “Anne bana bugün bu oldu” demiyor. Nasıl anlatsam, diye kedi gibi dönüp duruyor. Anneler, çocuğunun başından ne geçtiğini üç aşağı beş yukarı anlıyor. Ama çaresizlik kadınları engelliyor. Kocasının öz kızına tecavüz ettiğini bilen bir anne “Eğer olmamış olduğunu varsayarsam, olmamış olacağını düşündüm” demişti. Bu kadınlar öyle işsiz, ekonomik bağımsızlığı olmayan cahil kadınlar da değil. Çocuğu istismar edilen insanlar çocuğunu dövmesin, aşağılamasın. “Kim bilir sen ne yaptın” diye çocuğu suçlamasın. Canım ne var, çocuktur unutur, olmuyor. Unutmuyor! En yakın sağlık kuruluşundan, karakoldan, Sosyal Hizmetler’den, öğretmenlerden yardım istemeli.
Babaların tepkisi nasıl oluyor? - Bir olayı hiç unutmuyorum. Baba hüngür hüngür mahallede taciz edilen çocuğu için ağlıyordu ama çocuğu utanmıyor diye. “Ben çocuğumu yanlış yetiştirmişim” diyordu.
Bu mesele Batı’da nasıl çözülüyor?
- 911’i arıyorlar, Sosyal Hizmetler çocuğu alıyor. Bizde böyle bir sistem yürütemeyiz. Bizde babası taciz edince, anne ve çocuğa akraba kapısını açmasa da komşusu açıyor. Aile sağlıklıysa, içinden çıkan kötü örnek ayıklanıp çocuk koruma altına alınabiliyor. Avrupa’da ise herkes başının çaresine bakıyor. Hukuk sistemleri güçlü. Sosyal Hizmet yapılanması bizden çok iyi.
TENİNİ KOPARAN KIZ ÇOCUĞU12 yaşlarında kız çocuğu, cinsel istismara uğradıktan sonra yurda bırakılmıştı. Kız konuşmuyordu ve tenini yolarak kendine de zarar veriyordu. Tüm vücudunda açık yaralar vardı. Birkaç ay hastanede yattı, tedavi etmeye çalıştık, daha kötü oldu. Başımızı çevirdiğimiz bir anda, teninden bir parça koparıyordu. Akıllı bir çocuktu ama kapalı bir kutuydu, açamıyorduk.
Yemek de yemiyordu. Sosyal Hizmet uzmanı arkadaşımıza “Canı ne istiyorsa onu verin” dedim. Sormuşlar ne yemek istediğini. “Adana kebap, badem ve fındık isterim” demiş. Hazırlayıp getirmişler. Daha o gün çocuk başına gelenleri anlatmaya başladı. Babasının bir yakın akrabası yapmıştı. Yemekle alakası yok. Onu dinleyen, sevgi veren bir insanla ilk defa karşılaştı o çocuk.
İSTİSMAR EDİLEN ÇOCUKLAR İÇİN MERKEZÇocuk istismarı artık konuşulabilir hale geldi. Bu çok iyi. TBMM Kayıp ve Mağdur Çocukları Araştırma Komisyonu’nun AK Parti, CHP, MHP, DTP’li üyeleri arasında tam bir uyum var. Bir yasa tasarısı hazırlandı. Adalet ve Sağlık bakanlıkları çocuk koruma merkezleri oluşturmak için çalışıyor. Ankara pilot bölge. İlk merkez sonbaharda açılacak. Çocuk, “Babam taciz etti” dediği an o merkeze getirilecek. Çocuktan psikolog aracılığıyla ifade alınacak. Kolluk kuvveti ya da avukat, aynalı odanın arkasından izleyecek.