Güncelleme Tarihi:
Bilgisayar oyunlarıyla aranız nasıl? ılk oynadığınız bilgisayar oyununu hatırlıyor musunuz?
- İlk başlarda atari vardı. Ve Pacman... Benim ilk oynadığımsa Nintendo’nun oyunuydu galiba. Play Station çıktıktan sonra biraz oynadımsa da fazla merak sarmadım. Fakat bu PES 2010 oyunu çok güzel. Sonuçta ben yürürken sakız çiğnemeyi bile beceremeyen bir adamım, ama bu oyun pinpon oynamaktan farksız neredeyse. Elin alıştıktan sonra kolay kolay unutmazsın.
Siz nasıl bir çocuktunuz?
- Ben küçükken taklitler yapar, milleti güldürürmüşüm. Hiperaktif bir çocuk olduğumdan kafam hep eğlencede, oyundaydı. Ders yapmasını pek sevmez, oyun oynamayı, şakalar yapmayı tercih ederdim. Hani radyo programında telefon şakaları yapıyorum ya, bunu küçükken de yapıyordum zaten!
KÜFÜR SEVEN BİR MİLLETİZ
O zamanlar telefon şakalarında neler yapıyordunuz?
- O zamanlar çok basitti. Telefon açıp küfür ederdik. Bunu komik zannederdik. Özellikle de kızlar çok gülerdi buna... Biz de ufacık veletler olarak, kızlar gülüyor diye kendimizi -afedersiniz ama- bir bok sanırdık. Bu küfür şakaları hâlâ çok tutuyor. Benim “Emlakçı Metin” şakam çok beğenildi mesela. Onu internette dinlemeyen kalmamıştır herhalde. Yolda yürürken çevirip “Abi o adam gerçek mi?” diye soran oluyor. Yazın denizdeyim, yüzüyorum, bir baktım bir adam bana doğru hızla kulaç atıyor. En son yanımda nefes nefese durdu ve “Abi o adam sahici mi?” dedi. Bu derece tutuldu. Biz kendimize edilmediği sürece küfürü seven bir milletiniz. Yeter ki bize edilmesin.
Genelde turistlere de ilk öğretilen kelimeler küfürler oluyor...
- Evet. Benim Amerika’da Ermeni bir arkadaşım vardı. Ermenice, Fransızca, ıngilizce, Türkçe biliyordu ama küfüre gelince sadece Türkçe kullanıyordu. Çünkü Türkçe küfür edince insan deşarj oluyor, böyle ağız dolusu çıkıyor. Bizde yaratıcıdır da küfürler.
İSTESEM DE ALDATAMAM
Çocukken bilgisayar dışında oynadığınız oyunlar nelerdi?
- Futbol, basketbol, voleybol dışarıda oynadığımız oyunlardı. ıçerde daha çok şişe oyunu oynardık. Kızlarla şişe çevirmece üzerine kurulu bir oyundu. Bu yüzden ben içerde oynanan oyunları daha çok severdim.
Kaç kişi oluyordunuz?
- Bir kız, bir de ben oluyorduk (Gülüyor). Gerisi çok da önemli değildi. Onlar fasulyedendi.
Büyüyünce o oyunlar, “doğru mu, cesaret mi”ye döndü mü?
- Yok dönmedi. Bu arada Türkiye’de kimsenin böyle oyunlarda doğruyu söyleyeceğine inanmıyorum. Sadece oyunlarda değil, genelde bu böyle. Türkiye’de yapılan hiçbir röportajda insanların tamamen doğruları söylediğine inanmıyorum. Herkes abartıyor ya da olduğundan farklı görünüyor. Mesela ben şimdi olduğumdan tamamen farklı bir insanım.
Son sözünüzde abartı var değil mi?
- Evet. Ben istesem de farklı olamam çünkü çok samimi bir insanım. Mesela sevgililerimi istesem de aldatamam. Aldatırsam hemen yüzümden okunur. Beni biraz tanıyan, ne haltlar karıştırdığımı anında anlar.
Bugüne kadar hiç aldatmadınız mı?
- Hayır aldatmadım. Aldattığım anda da zaten daha fazla birlikte olmadım, bıraktım. Ben aldatma konularında insanın kendini aldattığını düşünüyorum.
Siz hiç aldatıldınız mı?
- Bilmem, aldatılmadım herhalde. Bak akrep burcu tehlikelidir bu konularda. Bir keresinde şöyle bir şey oldu: Akrep burcu sevgilim vardı. Ben onu bıraktım. Sonra aradan zaman geçti, beni yeniden tavladı. Kadıköy-Karaköy vapurunda buluşma ayarladı. Hiç unutmuyorum, o zamanlar lüks kısmı vardı vapurun. Ben gelecek, yeniden beraber olacağız diye beklerken, yanında yakışıklı bir herifle gelip karşıma oturdu. Bunlar saf masum intikamlar. Millet şimdi birbirini basıyor.
JÜRİ ÜYELİĞİ İÇİN TEKLİF GELSİN
Yeni projeleriniz var mı?
- Televizyon programına hazırlanıyorum. Bir de sırf imza günlerine gitmek için bir kitap yazmak istiyorum. Ayrıca inşallah bir yarışma olur da beni jüri olarak çağırırlar diye bekliyorum. Oturduğun yerden ukalalık yaparak para kazanılan başka bir iş daha yoktur herhalde!
Televizyonla aranız nasıl, izlediğiniz diziler var mı?
- Ben Türk dizilerini izleyemiyorum, çok ağır ilerliyor. Herkes izliyor ama... Bihter’le Behlül’ün öpüşme sahneleri çok izleniyor. Ezel’e de bayılıyorlar mesela. Ezel ile Cansu Dere’nin canlandırdığı karakter öpüşüyor, reytingler fırlıyor. Oysa ben Ezel’in Ramiz Dayı’yı öpmesini bekliyorum, o zaman seyredeceğim dizileri!
FACEBOOK’TAKİ 265 CEM CEMİNAY'DAN HİÇ BİRİ BEN DEĞİLİM
Dev ekranda PES 2010 oynadık, 1-0 yenildiniz. Yine böyle bir turnuvaya katılmak ister misiniz?
- Turnuvaya katılmak için daha çok antrenman yapmam lazım. Turnuvaya katılacak duruma gelmek için 6 ay kadar kendini kapatıp oyuna alışman gerek. Bu bir tutku... Bu oyunu oynadığın zaman bırakamazsın. şimdi anlıyorum Acun Ilıcalı’nın, Emre Belözoğlu’nun neden Playstation’ı ellerinden düşürmediklerini. Sonuçta gerçek futbol gibi ve tüm kontrol sizin elinizde...
Bilgisayarlar ve internetle aranız nasıl?
- Aram iyi. Twitter’ım var “Ceminaycem” diye, ama Facebook’um yok. Facebook’ta 265 tane Cem Ceminay var ama bir tanesi bile ben değilim. Bana ihtiyaç yok bu yüzden. Vatan gazetesinde hafta sonları yazı yazıyorum ve bir konu ya da birisi hakkında bir araştırma yapacaksam hemen “google”lıyorum, bitiyor olay. Her şey kolaylaştı. Biz de biraz tembelleştik. Eskiden kütüphaneye giderdik. Bu devirde bilgisayarla aranın iyi olmaması diye bir şey söz konusu değil. Hayatımız bilgisayar zaten. Bağımlı bir enformasyon çağında yaşıyoruz.
MERAKLISINA NOT
Wings Cinecity Etiler’de lig usulüyle yapılacak turnuvada katılımcılar dev sinema perdesinde gelişmiş sorround ses sistemi farkıyla kozlarını paylaşmanın keyfini yaşıyorlar. Turnuva sonunda birinci olan takım Dünya Kupası 2010’da gerçek futbol keyfi için Güney Afrika’ya uçacak. şubat sonunda finallerin yapılacağı turnuvalara seyirci olarak da katılınabiliyor. Detaylı bilgi için: www.cinecity.com.tr/pes2010turnuvasi/index.htm