İstesek de istemesek de hayatımıza girdi: Kofi Annan

Güncelleme Tarihi:

İstesek de istemesek de hayatımıza girdi: Kofi Annan
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 18, 2004 00:00

Kofi Annan bazen bol keseden söylendiÄŸi gibi ‘dünyanın patronu’ filan deÄŸil, arkasında egemen bir devletin gücü bile olmayan bir diplomat, hatta sanal ortamda diplomasi oyunu oynayan bir oyuncu. Hiç bir gerçek gücü olmadığı halde, Kıbrıs için hazırladığı plan belki Avrupa tarihinde bir dönüm noktası olacak. Türkiye onu uzun süredir tanıyor. Kıbrıs sorunu sıcaklaşınca daha da yakınlaÅŸtık, akraba kadar olduk. Tabii bazılarımızın sevdiÄŸi bazılarımızın sevmediÄŸi bir akraba... Ä°ÅŸte 66 yaşındaki Ganalı’nın hikayesi.Kofi Atta Annan, 8 Nisan 1938’de, bir cuma günü doÄŸdu. Ona Kofi (cuma anlamına geliyor) adını da bu nedenle verdiler. Ãœlkesi Altın Sahili, 1874’ten beri bir Ä°ngiliz sömürgesiydi. Ancak bağımsızlığına kavuÅŸtuktan sonra Gana adını alacaktı. Babası Henry Annan, uzun yıllar Altın Sahili’nden kakao ithal eden gıda devi Unilever’in Gana ÅŸubesinin müdürüydü, daha sonra Ashanti eyaletinin valisi oldu. Kofi’nin annesi Victoria ise ev kadınıydı. Aile Afrika aristokrasisine mensuptu. Babası Fante kabilesinin ÅŸeflerinden biriydi, annesi Akwamu kabilesinin en prestijli üyelerinden birinin kızıydı.Kofi, yıllar sonra bir gazeteciye 1991’de ölen ikiz kızkardeÅŸi Efua ile ilgili olarak ‘Evet, bir ikizim vardı, birbirimize çok yakındık’ dediÄŸinde, onunla yıllarca çalışmış bir arkadaşı çok ÅŸaşırmış, ‘Kofi’nin hiç kimseyle yakın olduÄŸunu duymamıştım’ demiÅŸti. Gerçekten Kofi Annan, bir Ganalı olduÄŸu halde, sanki annesinin karnından uluslarüstü bir BirleÅŸmiÅŸ Milletler memuru olarak doÄŸmuÅŸ gibi, kendi ülkesine, köklerine, geçmiÅŸine hep belli bir mesafede durmayı baÅŸardı. GeçmiÅŸine dair anılar, bu ayrıcalıklı ve zeki çocuÄŸun aynı zamanda çok uslu olduÄŸunu gösteriyor. O sıralarda bütün sömürgeler, bağımsızlık fikriyle kaynıyordu. Kofi dokuz-on yaÅŸlarındayken Afrika’da bağımsızlık mücadelesi sürüyor, ülkede partiler kuruluyor, yürüyüşler, boykotlar, tartışmalar, tutuklamalar gırla gidiyordu. 1957’de Altın Sahili, Gana adını alıp bağımsızlığını kazandığında, Kofi Annan 19 yaşındaydı. Ama kendi kuÅŸağını derinden etkileyen bu çalkantılar ona pek deÄŸmemiÅŸti. O küçük bir Ä°ngiliz aristokratı gibi bir yatılı okulda okumuÅŸtu. Mfantsipim Koleji’nde çocuklar kriket oynuyor, lacivert üniforma giyiyor, Noel’de kar yaÄŸdığını öğreniyorlardı, oysa Gana’da aralık ayı Ä°ngiltere’nin aksine gayet sıcak geçerdi. Ãœlkeyi saran yürüyüş ve boykotlardan hiç etkilenmemiÅŸ deÄŸildi Kofi. Okuldaki yemeklerin kalitesini protesto etmek için açlık grevi düzenlemiÅŸti....ZENCÄ° DEĞİLÄ°M AFRÄ°KALIYIMKumasi’de Bilim ve Teknoloji Ãœniversitesi’nde okudu, sonra Ford Vakfı’nın bursuyla 1959’da ABD’de Minnesota eyaletinde Macalester Koleji’ne gitti. O yıllar, ABD için kritik bir dönemdi. Özellikle bir siyah için. Çünkü, vatandaÅŸlık hakları hareketi baÅŸlamış, Amerikalı siyahlar, hakları için mücadele ederken siyahlara yönelik ÅŸiddet de artmıştı. Kofi Annan’ın başına da geldi bazı tatsız olaylar. Ama o olanları hep uzaktan, hafif bir tebessümle izliyor, hiç etkilenmiyordu. Bir gün Minnehaha Creek’te arkadaÅŸlarıyla yürürken, bir grup sarhoÅŸun saldırısına uÄŸradılar. ‘Bu zencinin burada ne iÅŸi var? Ait olduÄŸun yere dön!’ diye bağırdı saldırganlar. Kofi olayı hatırlatırken tipik soÄŸukkanlılığıyla ‘ArkadaÅŸlarım benden daha çok kızdılar, çok ilginçti’ diyor. Gazeteci arkadaşı Susan Linnee’nin anlattığı bir baÅŸka hikaye de şöyle: Bir gün Kofi bir berberden içeri giriyor, berber ‘Burada zencilerin saçını kesmiyoruz’ diyor. Kofi büyük bir ciddiyetle ‘Ben zenci deÄŸilim, Afrikalıyım’ diyor. Berber ‘Haa, tamam o zaman, otur da keselim ÅŸu saçları’ diyor.Kofi’nin gençken olup bitenlere o kadar da ilgisiz olmadığını gösteren tek bir olay var: 1961’de Cenevre’de Institut Universitaire des Hautes Etudes Internationales’de okurken birden sakalını uzatması. Mısırlı sınıf arkadaşı Ebu Saab ‘O zamanlar bu bir semboldü’ diye anlatıyor. ‘Kofi’ninki bir Lumumba sakalıydı. Altmışlarda tüm Afrikalı gençler Lumumba sakalı bırakırlardı.’ 1961’de öldürülen Kongolu Patrice Lumumba, Afrika bağımsızlık hareketinin en önemli kahramanıydı. Kofi, bu sakalı bıraktığına göre, kendi kuÅŸağını etkileyen olayların arasından hiçbir ÅŸeyin deÄŸmediÄŸi soÄŸuk bir diplomat gibi sıyrılıp geçmemiÅŸti demek ki.1962’de Annan Cenevre’de BirleÅŸmiÅŸ Milletler Dünya SaÄŸlık Örgütü’nde küçük bir memur olarak iÅŸe baÅŸladı. Yerini bulmuÅŸtu. Yukarıdan aÅŸağıya tıkır tıkır, hiç olay yaratmadan, sabırla yükselecekti. 1971’de MIT’de master yapmak, 1974’te ülkesinde yeni kurulan Gana turizm bürosunda kısa süre çalışmak dışında, BirleÅŸmiÅŸ Milletler’le özdeÅŸleÅŸmiÅŸ gibiydi. O sıralarda Nijeryalı Titi Alakija ile evlenen Kofi’nin 1969’da bir kızı (Ama) 1974’te bir oÄŸlu (Kojo) doÄŸmuÅŸtu. Aile batıda yaÅŸamaya o kadar alışmıştı ki, Gana’ya döndüklerinde beÅŸ yaşındaki Ama, ‘Baba burada niye bu kadar çok siyah var?’ diye sormuÅŸtu. 1976’da BM’ye dönen Kofi Annan, bir daha da bu iÅŸten ayrılmadı.SARIÅžIN NANE Ä°LE EVLENÄ°YORKofi Annan, Nijeryalı karısı Titi Alakija’dan 1970’lerin sonunda ayrıldı. Kısa süre sonra, 1981’de Cenevre’de görevliyken, BM Mülteciler Yüksek KomiserliÄŸi’nde çalışan Nane Lagergren’le tanıştı. O sırada 37 yaşında olan Ä°sveçli bu sarışın, alımlı kadın, 1.75 boyundaki Kofi Annan’a tepeden bakacak kadar uzundu. Kocası Claes Cronstedt’ten yeni ayrılmıştı ve 11 yaşında küçük bir kızı vardı. Nane babasının mesleÄŸini seçmiÅŸ, Ä°sveç’te 16 yıl yargıç olarak çalışmıştı. Ä°nsan hakları ve mülteci sorunlarıyla ilgilenmek, eÄŸitimli, üst gelir grubundan Ä°sveçliler için neredeyse mecburi bir hobi gibiydi. Nane’nin bir ara Ä°sveç Etnik Önyargı ve Ayrım Komisyonu’nda, sonra Mülteciler Yüksek KomiserliÄŸi’nde çalışması pek ÅŸaşırtıcı deÄŸildi. Nane’nin asıl ilginç yönü, Ä°kinci Dünya Savaşı’nda 20 bin Yahudi’yi kurtararak şöhrete kavuÅŸan üvey dayısı Raoul Wallenberg’di.Kofi ile Nane 1984’te New York’taki BM ÅŸapelinde evlendiler ve New York’a yerleÅŸtiler. Kofi Annan anlatıyor:‘Çok zor uyum saÄŸladık. Mesela birilerini yemeÄŸe çağırdık diyelim. Nane bir Ä°sveçli, Ä°sveç’te insanları saat 8’de çağırırsanız, sekize 5-10 kala gelseler apartmanın etrafında dönüp vakit öldürür, saat tam 8’de kapıyı çalarlar. Ganalı ya da Afrikalı misafirler ise en az yarım saat geç gelirler. Nane bu yüzden öfkeden çıldırırdı. Ben de ona ‘sufle yapmazsın olur biter’ derdim. Ama zamanla ben daha dakik hale geldim, o da daha bir gevÅŸedi.’Kofi Annan’ın BM’deki yükseliÅŸi 1992’de, Barış Gücü Operasyonları bölümünün başına getirmesiyle oldu. Srebrenica katliamı ve Ruanda soykırımı gibi en korkunç olaylar da, Annan bu barış gücünün başındayken oldu. Barış Gücü, artık bütün dünyada acı bir alay konusu olmuÅŸtu; o kadar barışçıydılar ki, bulundukları yerde katliam yapıldığında görmemek için baÅŸlarını çeviriyorlardı. Ancak Kofi Annan hiçbir zaman başında olduÄŸu bu bölümün baÅŸarısızlıklarından sorumlu tutulmadı. OÄžLU YÃœZÃœNDEN SUÇLANIYOR1996’nın sonunda, BirleÅŸmiÅŸ Milletler yeni bir genel sekreter arıyordu. Çünkü görevde olan Boutros-Gali’ye ABD’nin tahammülü kalmamıştı. Devlet kuÅŸu Kofi Annan’ın başına kondu. Yıllardır New York’ta yaÅŸamasının, kurduÄŸu iyi iliÅŸkilerin, Madeleine Allbright’la yakın dostluÄŸunun, yıllarca BM masalarında dirsek çürütmesinin karşılığını almıştı. 1 Ocak 1997’de ilk dönem görevine baÅŸlayan Kofi Annan, önceleri ‘Amerika’nın adamı’ olarak görülmesine raÄŸmen, zamanla kendi otoritesini kurdu. En zor günleri, Irak savaşı nedeniyle yaÅŸadı Kofi Annan. Görevi dolayısıyla yaÅŸadığı zorluklar bir yana, bu yıl başında oÄŸlu Kojo Annan’la ilgili ortaya atılan yolsuzluk iddiaları onu ÅŸahsen hedef alıyordu. Genç Kojo’nun çalıştığı Ä°sviçreli Cotecna ÅŸirketi, BirleÅŸmiÅŸ Milletler’in açtığı ihaleyi kazanmış, ambargo altındaki Irak’la ‘gıda karşılığı petrol’ programını denetleme iÅŸini üstlenmiÅŸti. Dünya basınında Cotecna’nın bu ihaleyi Kojo sayesinde aldığına, Genel Sekreter’in ününün lekelendiÄŸine dair çıkan yazılar, Kofi Annan’ı herhalde pek mutlu etmemiÅŸti. 1 Ocak 2002’de baÅŸlayan ikinci görev süresini 2007’ye kadar sürdürecek Kofi Annan. Onun döneminde BM farklı bir dünyaya alışmaya çalışıyor, bir varlık savaşı veriyor. Bütün gücü çokyanlılıkta yatan, aslında iki kutuplu bir dünyada çok daha anlamlı bir rolü olan bu teÅŸkilat, tek kutuplu (ABD) bir dünyada kendine yeni bir yer bulmakta çok zorlanıyor. Annan’ın bir baÅŸarısı varsa, o da BirleÅŸmiÅŸ Milletler’i iddialı hedeflerinden uzaklaÅŸtırarak çıtayı indirmesinde, gerçekçi bir çizgiye çekmesinde yatıyor.Kofi ve Nane Annan çifti, New York’ta dünya sosyetesinin en önde gelenleri arasında. Nane resim ve heykel yapıyor, çocuk kitabı yazıyor ve bugüne kadar hiçbir Genel Sekreter’in eÅŸinin ulaÅŸamadığı uluslararası bir şöhrete sahip. Onlara ‘BM Kral ve Kraliçesi’ dendiÄŸi bile oluyor.BM’nin 6. Genel Sekreteri Mısırlı Boutros Boutros-Gali, ukala, öfkeli bir adam olarak şöhret salmıştı. ABD ile arası hiç iyi deÄŸildi. New York’ta çok az bulunuyordu. 1996’da ilk görev süresi biterken, diÄŸer genel sekreterler gibi ikinci kez seçilmek istedi, ABD reddetti. Yerine yine bir Afrikalı bulmak gerekti, çünkü BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e her iki dönemde bir farklı bir kıtadan genel sekreter seçme geleneÄŸi yerleÅŸmiÅŸti ve Afrika’nın süresi bitmemiÅŸti. Kofi Annan’ın önünü açan faktörlerden biri buydu.2001’de Nobel Barış Ödülü’nün yarısı BirleÅŸmiÅŸ Milletler’e yarısı da Kofi Annan’a verildi. Oysa ne BM ne de Kofi Annan barış çabalarında baÅŸarılı olabilmiÅŸti. Zaten ödülün verilme gerekçesi de ‘BM örgütünü canlandırmak’ olarak tanımlandı. Annan, ABD’nin teÅŸkilata olan borcunu ödemesini saÄŸladı, ÅŸiÅŸkin kadrolarda indirim yaptı. Kofi Annan, ödülünü Nobel Komitesi BaÅŸkanı Gunnar Berge’den aldı. Nane Annan’ın üvey dayısı Raoul Wallenberg. Ä°kinci Dünya Savaşı’nda BudapeÅŸte’de diplomat olarak görevliyken 20 bin Yahudi’nin ülke dışına çıkmasını saÄŸladı. 1944’te BudapeÅŸte’ye giren Sovyet ordusu onu bilinmeyen bir nedenle tutukladı, bir daha Wallenberg’den haber alınamadı. Aile, yıllarca Wallenberg’in başına neler geldiÄŸini öğrenmeye çalıştı, adına vakıf kurdu, pullar bastırıldı.Nane Annan’ın annesi Nina Viveka Lagergren (83), üvey kardeÅŸi Raoul Wallenberg’in izini sürmeye devam ediyor. Wallenberg, II. Dünya Savaşı’nda Yahudileri kurtardığı için, Nane Annan’ın da Yahudi olduÄŸu söylentisi son yıllarda internet sitelerinde dolaşıyor. Ä°ddiaya göre, Nina Lagergren ile Raoul Wallenberg’in büyükbüyükbüyükbabası, sonradan Hıristiyan olan bir Yahudi’ydi. Kimi fanatiklere göre bu nedenle, Kofi Annan Ä°srail’i destekliyor. Ä°ÅŸin ilginç yanı, Ä°srailli fanatikler de Kofi Annan’ı Filistin’i desteklemekle suçluyor.Kofi Annan’ın oÄŸlu Kojo (solda), BM’nin Irak’la ‘gıda karşılığı petrol’ ticaretini denetlemekle görevlendirdiÄŸi Ä°sviçreli Contecta ÅŸirketinde çalıştığı için babası zan altında kaldı.Kojo (30) ablası Ama gibi annesinin ülkesi Nijerya’da yaşıyor.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!