Güncelleme Tarihi:
Hollywood hayallerini ve oyunculuktaki yükselişini D-smart Dergisi'ne anlatan Tuba Ünsal, "Boşanma aşaması zor bir dönemdi. Kim boşanmış da kolay geçmiş ki! Dilimde tüy bitti anlatmaktan. Sonra da anlatmayı bıraktım. Onları üzüntümle mutlu etmemeye karar verdim. Ama ben hayatımı kapalı devre yaşayan biri değilim, canım ne yapmak istiyorsa onu yapıyorum. Önceden daha dikkatli davranıyordum ve bu tip haberleri kaldıramıyordum. 10 yıl geçti, artık umursamıyorum" dedi.
Daha çocuk sayılacak yaşta İzmir’den İstanbul’a gelirken hayalinizde neler vardı?
Çok hayal kuran bir kız değildim. O dönem, biraz İstanbul’da vakit geçirmek istiyordum. Para kazanmak,
İstanbul’da yalnız mıydınız?
İlk olarak babamla birlikte geldim, daha sonra da annem geldi. Ailem yanımdaydı ama yaptığım işi istemiyorlardı, destek vermiyorlardı. Bu yüzden kendimi yalnız hissediyordum. Bu, fiziksel yalnızlıktan çok daha zor.
İlk yıllarınız nasıl geçti? Neler yaptınız?
Daha çok küçüktüm, işle ve hayatla ilgili hiçbir şey bilmiyordum. İlk işimde başroldeydim. Herkesin gözü üstümdeydi ve her anlamda kocaman insanlarla birlikteydim. Bir de ben yalnız bir çocukluk geçirdim, öyle gruplar içinde olan, sosyal bir çocuk değildim. Bir anda çok önemli oyuncuların, tiyatrocuların arasında kaldım. İş disiplinini setlerde onlardan öğrendim. İnsanların üniversiteye başladığı yıllarda, ben alaylı olarak hayat okuluna başladım.
AİLEM AMERİKA’YA GİTMEME KARŞI ÇIKIYOR
Çok zorluk yaşadınız mı?
Zor olmaz mı, çok zordu. Neyin nasıl olması gerektiğini bilmiyordum. Hatırlıyorum da 17 yaşındaydım, rol aldığım dizi yaz tatiline girmişti. Yazlıkta saçımı boyamaya çalıştım, beceremedim. Saçım yeşil oldu, panikle
"İşimde sağlam adımlar attım" demişsiniz. Bu adımlardan biri de Hollywood mu?
İnsan hayatta ne yapıyorsa, onu en iyi şekilde yapmalı. Biraz uçuk olacak belki ama örneğin Paris Hilton. Bir "party girl" ama işini en iyi şekilde yapıyor. Ben oyuncuyum, dolayısıyla bu işin de en iyi yapıldığı yer Amerika, Los Angeles. Bu yüzden, gidip o ünlü oyuncu koçlarından dersler almak, ajanslarla çalışıp şansımı denemek istiyorum. Geçen yaz orada bir filmde oynadım. Şu anda kesin bir şey yok ama Los Angeles’tan tanıdığım Fransız bir yönetmenin, Fransa’da çekeceği bir filmle ilgili görüşüyoruz. Ne olur bilmiyorum, yani "Aldım bayrağı, gidiyorum" diye bir şey yok. Orada rol almak kolay değil.
Oradaki ajansların sizde bir ışık gördüklerini söylemişsiniz...
Ajanslara görüşmelere gittiğimde, kimse bana sıradan davranmadı. Diğerleri içeride beş dakika kalırken, benimle yarım saat ilgilendiler. Bu, enerjiyle ilgili bir şey. Ben bunu İstanbul’a gelirken de hissediyordum. Çocukken bile, "Bende bir şey var" diyordum, pek kimse inanmıyordu.
Aileniz hálá müdahale ediyor mu?
Bir dönem ilişkilerinizle ilgili çok konuşuldunuz. Nasıl geçirdiniz o günleri?
Zor bir dönemdi. Kim boşanmış da kolay geçmiş ki! Dilimde tüy bitti anlatmaktan. Sonra da anlatmayı bıraktım. Onları üzüntümle mutlu etmemeye karar verdim. Ama ben hayatımı kapalı devre yaşayan biri değilim, canım ne yapmak istiyorsa onu yapıyorum. Önceden daha dikkatli davranıyordum ve bu tip haberleri kaldıramıyordum. 10 yıl geçti, artık umursamıyorum.