İstediğimi elde ederim

Güncelleme Tarihi:

İstediğimi elde ederim
Oluşturulma Tarihi: Aralık 26, 2012 09:00

Gökten başarı yağsa, şansınız sizi bir yere kadar götürebilir. O noktadan sonra tırnaklarınızı çıkarıp şansınıza asılmanız, daha çok çalışmanız, çok çalışmanız ve asla vazgeçmemeniz gerekir. Hadise; magazin gündemini sürekli işgal etmesine rağmen, çok çalışan o kızlardan biri işte. Başarısı tesadüf değil, geleceğiyse umut ettiğinden parlak olacak muhtemelen... Ünlü şarkıcı, Marie Claire dergisinin Ocak sayısına konuştu.

Haberin Devamı

Nasılsın? Nasıl gidiyor hayat bu aralar?     

- Biraz yorgunum ama her şey istediğim gibi gidiyor. Etrafımda gerçekten beni seven, koruyan insanlar var her anlamda. Bu beni çok mutlu ediyor. Fotoğraf çekiminde bile etrafımdaki insanlar çok önemli. Mesela Derya; kız kardeşim... Hep yanımda. Stilistim aynı zamanda. Onun yanımda olması benim için çok önemli. Onun gözü, benim gözüm. Benim göremediklerimi poz verirken o görüyor.

Kendini güvende hissetmeyi, korunmayı seviyorsun o zaman... Bunu ailen mi sağlıyor sana?

- Sadece ailem değil, sevdiğim ve severek çalıştığım insanlar. Tabii Derya’yla Hülya’nın rolü çok büyük hayatımda.

Dışarıdan sanki ailen seni sarmalamış da bırakmıyor gibi görünüyor. Bu senin tercihin mi?

- Allah’tan sarıyorlar... Onlar sarmayacak da kim saracak? İnsanlar sanatçıları yalnız, perişan, kimsesiz, ailesi olmayan insanlar olarak görmek isteyebilir ama benim dağ gibi bir ekibim var. Ekipsiz iyi sanatçı olunamaz. Süper yeteneğin olur ama etrafındakiler seni yanıltabilir. Ben bunu geçmişte yaşadım, etrafımda yanlış insanlar vardı. Zaten bunları yaşadıktan sonra durdum ve “Ben ne yapacağım böyle? İki de bir hayal kırıklığı, para kaybı, davalar, nereye kadar?” dedim. İyi ki Derya stilistim, Hülya da menajerim. Ekibimdeki diğer insanlar da artık ailem gibi zaten.

BAZEN ŞÖHRETİMİN FARKINA VARAMIYORUM

“Derya, Hadise’yi çok kötü giydiriyor, dibe çekiyor” gibi konuşmalar var ama...

- Umurumda değil! Derya hayatıma girdiğinden beri tarz olarak kendimi çok geliştirdim. Benim için çok önemli onun varlığı. İnsanlar her zaman yorum yapacaklar. Her kafadan bir ses çıkacak. Birileri bir şeyleri beğenecek, birileri bir şeyleri beğenmeyecek. Herkesi düşünemem ki!

Çocukken nasıldınız peki? Kavga eder miydiniz mesela?

- Yine böyleydik ama kavga da ederdik. Her kardeş gibi. Hülya ile aramda bir, Derya’yla üç yaş var. Onlar sayesinde hiç arkadaşa ihtiyacım olmadı. Dört kardeşiz, birbirimize çok bağlıyız. En küçüğümüz de erkek. 24 yaşına girecek yakında...

27 yaşındasın... Çok tuhaf değil mi bu kadar genç yaşta böyle büyük bir şöhrete sahip olmak?

- Bazen farkına varmıyorum, biliyor musun? Kendimi başaramamış hissediyorum bazen... O zaman etrafımdaki insanlar uyarıyorlar beni “Bir kendine gel, neler yaptın, neler başardın, farkında mısın?” diye... “Bu kadar kendine yüklenme” diyorlar. O zaman ben de diyorum ki,: “Evet iyi şeyler yaptım ama benim için daha
yolun başı sayılır bu”...

Nereye çıksın istiyorsun bu yol?

- Sınırları aşsın istiyorum kesinlikle. Dünya çapında işler yapmak istiyorum. Bu da benim rüyam...

YAŞADIĞIM MUTSUZLUĞU BEDEL OLARAK GÖRÜYORUM

Ama tuttun, Amerika’ya gidebilecekken Belçika’dan Türkiye’ye geldin. Neden Türkiye?

- Bilmiyorum ki... Bazen öyle şeyler oluyor ki farkında olmadan o yola giriveriyorsun. İlk İngilizce albümümde “Stir Me Up” diye bir şarkım vardı. Bu şarkıya klip çektik. Evde haberleri izliyorum, “Belçika’dan bir Türk kızı bu şarkıyla listeleri sallıyor” diyorlar. Sürprizdi, hiç haberim yoktu. O andan itibaren şarkı Türkiye’de de popüler oldu. İlk Beyaz’ın programına çıktım, 2006 yılıydı.

Peki, hayal edebiliyor muydun böylesine yıldızlaşacağını?

- Hep dua ettim “Allah’ım ne olur beni sahnelerde bırak. Hep orada olayım... Bana bunu yaşat” diye. Hiçbir zaman ünlü olayım, para kazanayım, şunu alayım bunu alayım diye dua etmedim. Şu an rüyalarımı yaşıyorum. Yorgunlukları, zaman zaman yaşadığım küçük mutsuzlukları da bedel olarak görüyorum ve takmıyorum kafama. Sakin karşılıyorum. Mecburum. Şükrediyorum.

Hiç bırakıp gitmek gelmiyor mu içinden üzerine çok geldiklerinde?

- Asla! Yoruluyorum tabii bazen ama vazgeçmiyorum. Zaten eleştiriye çok açığım. Etrafımda sürekli “Çok iyisin” diyen insanlar istemiyorum. Tabii ki elimden geldiği kadar iyi şeyler yapmaya çalışıyorum ama dört dörtlük de değilim! Bir sanatçı olarak eleştiriye açık olmak zorundasınız. Başka şansınız yok.

BEN POPOLU, GÖĞÜSLÜ, KIVRIMLI KADIN SEVERİM

Kendini hafif kiloluyken de iyi hissediyor muydun? Neden kilo verme gereği duydun?

- Kendimi her kiloda çok iyi hissediyorum. Ben popolu, göğüslü, kıvrımlı kadın severim. Kendi kıvrımlarımı da seviyordum. Kilo verince epey azaldı onlar tabii... Bunun farkına vardım ama şimdi de böyle atletik görünmeyi seviyorum. Çok spor yapıyorum. Sürekli kas çalışıyorum. Bunu da birkaç ay önce isteyip yaptım.

Gelen eleştiriler üzerine yapmadın yani?

- Gelen eleştiriler için olsaydı, bunu geçen yıl yapardım. O kadar çok fitness eğitmeni, beslenme uzmanı var ki. İnsan ne zaman istese rahatlıkla kilo verebilir artık. Beni kimse etkileyemez, kimsenin baskısıyla kilo vermem. Canım istedi verdim. Yoksa bu karalama kampanyası çok önce başladı.

Eurovision stresinden sonra başladın galiba kilo almaya?

- Hayır. 2009’daydı Eurovision. İnsanlar neler yaşadığımı tam olarak bilemez tabii çünkü özelimi gerçekten de özel yaşıyorum. Her insan, her genç kız gibi ben de bir şeyler yaşıyorum. Bu, görüntümü de etkiliyor. Dünya star’larına bakın; Christina Aguilera’nın kiloları almış başını gidiyor. Bu kadınlar göz önünde olan güçlü kadınlar. Kadınlar kilo alıyor çünkü bir şeyler yaşıyorlar. Biz bilemeyiz ki dört duvar arasında neler olmuş? Belki bir hastalığı var. Belki kortizon almak zorunda kaldı. Belki de o aldığı 20 kilonun 10 kilosu kortizondan. Ünlü kadınları robot mu zannediyorlar? İnsanız biz de!

Ne zamana kadar gideceksin bu kiloda?

- Belki iki yıl sonra beş-on kilo daha fazla olacağım. Belki kendimi daha kalçalı görmek isteyip kilo alacağım. Belki daha da zayıflarım, kim bilir? Bende irade var. Savaşçı bir kızım, güçlü bir insanım. O yoğun ajandama rağmen nasıl başardım bunu? İrademle, gücümle. Beni başarı mutlu ediyor, kaybettiğim kilolar değil! Bir şeyi istiyorsam yüzde 90 alırım. İstediğim şey için savaşırım. Aşk konusunda da geçerli bu. Birinin beni istemesi çok önemli değil, ben onu istemeliyim. İstediğimi almayı tercih eder ve günün sonunda da alırım!

Sen de mutsuzluğa yemekle tampon yapanlardan mısın?

- Bence pek çok kadında var bu. Evet, ben de mutsuz olunca yemek yiyenlerdenim. Saçımla oynarım. Kestiririm, rengini, boyunu değiştiririm. Regl olunca iki gün önce inanılmaz şeker istiyorum ben. Vücudunuz gerçekten şeker istiyor. Kadınların hayatı çok zor. Hormonlarımız var ya, mahvediyor bizi!

Haberin Devamı

GENÇ BİR İNSANIM FLÖRTLERİM OLUYOR

Hiç flört etmiyor musun? Çıkan haberlerin hepsi mi yalan?

- Yazılan isimlerden hiçbiri doğru değildi. Ben de genç bir insanım. Tabii ki benim de tanıştığım, flört ettiğim insanlar oluyor. Hoşlandığım, iki üç kez yemeğe çıktığım, sonra sürmeyen ilişkilerim oluyor tabii. Hepimizin başına gelmiyor mu? Tanışırsın birisiyle yemeğe çıkarsın, bir şey hissedemezsin, bir daha görüşmezsin. Her flört ettiğim adamı kameraların önüne mi çıkaracağım? Annem, babam, amcalarım, dayılarım herkes beni izliyor! Annemin yanında bacak bacak üstüne atmayan bir insanım ben. Böyle bir evlat, durmadan özel hayatıyla manşetlerde olur mu? Zaten çok fazla çıkmam ben. Gece yarısı üçte bir kulüpten çıkarken çekilmiş bir tane fotoğrafım yoktur. Başkaları özellikle kameraları çağırır, aşklarıyla ön planda olmak ister; şarkıma reklam olsun da konuşulayım diye... Bunlardan uzak durmaya çalışırken olanlara bak!

Murat Boz’la çıkan aşk haberlerine ne diyorsun peki?

- Murat’la geçen yıl da çıktı aşk haberleri. Arkadaşım o benim. Çok da komik bir haber bu. Ben de herkes gibi güzel bir ilişki istiyorum tabii. Egosuz, komplekssiz, ne istediğini çok iyi bilen biri olsun hayatımda.

  1. HOŞLANMAK BAŞKA AŞIK OLMAK BAŞKA

    Hayalindeki ilişkiyi anlatsana biraz...

    - İki kişi hayatlarını yaşarken birlikte mutlu olsunlar yeter. Şu an yedi, sekizde kalkıyorsam, biri hayatıma giriyor diye o saatlerimi değiştiremem. O arkadaşlarıyla her pazar buluşuyorsa, iki pazara indirsin ama hayatından çıkarmasın. Rutinini bozmasın benim için yani... Saygı, sevgi, güven görmek isterim. Bunları hissedemezsem, o zaman bitmiştir benim için. Bırak gitsin! Tanıştığım kişiye bakıp “Bu o kişi mi?” diyorum mesela, emin değilsem bir daha yemek yiyorum, o hissettiğim kişi değilse hemen bırakıyorum. Sadece yemek yemek, arada buluşmak, eğlenmek için birini istemem. Bu beni ilişki olarak tatmin etmiyor. Evet... Ben başka bir şey arıyorum. Beni seven, bana ilgi gösteren, benimle beraber olduğunda güzel zaman geçirmek isteyen biri lazım bana. O kişiyleyken makyajsız bile olsam kendimi dünyanın en güzel kızı hissedebilmeliyim. Bence aşk budur.

    Bunu sana hissettirebilen biri olmadı mı?

    - Yok. Uzun zamandır âşık olmadım açıkçası. Hoşlanmak başka, âşık olmak başka!
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!