Güncelleme Tarihi:
Çünkü Yıldırım Mayruk, 40 yılda Emel Sayın’dan Behiye Aksoy’a, Gönül Yazar’dan Sevda Ferdağ’ya, Belma Simavi’den Berna Yılmaz’a kadar pekçok ünlü kadına kıyafet tasarladı. Herkesten sergi için 120 elbise toplandı. Aralarında Bülent Ersoy’un kadın olduktan sonra ilk giydiği tuvalet de var Mustafa Koç’un düğününde Ferhunde Verdi’nin giydiği elbise de. "40 Yıl 40 Kadın" 4 Mayıs’da Borusan Oto İstinye’de açıyor.
Söze Yonca Ebüzziya başlıyor: "Beş yıldır Borusan Otomotiv’in marka elçisiyim. Bugüne kadar pek çok projeye imza attık. Yıldırım Mayruk sergisi ve defilesiyle hayalimi gerçekleştiriyorum. Geçmişte Yıldırım Mayruk’un mankeni olarak da çalıştım. Her zaman onun farklı olduğunu düşünmüşümdür. Yıldırım Mayruk koleksiyonlarının sergilenmesi en büyük dileğimdi. Yıllarca Armani ve Versace’nin sergilerini kıskanarak izledim. ’Aynısını Türkiye’de Yıldırım Mayruk’la yapabiliriz’ dedim. Çünkü bilirdim ki o koleksiyonlarını saklar. 40 yıl, 40 kadın projesinin adını duyduğum zaman işte dedim, zaman geldi. Hayallerim 4 Mayıs’ta gerçek oluyor."
BİZDE BENLİ BELKIS’IN ŞAPKASI BİLE VAR
Borusan Otomotiv’in tüm yetkilileri bu proje için beş aydır çalışıyor. Yıldırım Mayruk ve ekibi ise beş yıldır didiniyor. Kendisini "Mayruk’un yamağı" olarak tanımlayan Barbaros Şansal kapıyor sözü:
"Gönül isterdi ki bu projede Kültür Bakanlığı’nın desteği olsun. Ama yine özel sektör sahip çıktı. 40 yıl 40 kadın retrospektif enstalasyonun ilk adımları. Bizde rahmetli Mualla Özbek’in elbiseleri de var, Benli Belkıs’ın şapkası da... Bu proje çok daha geniş bir serginin başlangıcı. Ne hoş ki Yıldırım Mayruk’un diktiği elbiseler, arşivlerde, dolaplarda yerlerini almış. Bizlere geri dönmeye başladı. Sergide 40’tan fazla elbise var. Aynı yıl koleksiyondaki bir elbise ufak farklarla üç farklı kadına dikilmiş mesela. Belma Simavi’ye, Ezel Has’a ve Behiye Aksoy’a... Üçünü de sergiliyoruz, koleksiyon elbisesi de elimizde, etti dört. Arka fonlara da elbiselerin detaylarını 100’e 140 siyah beyaz panolara bastırıyoruz."
BENDE ELBİSE VAR DİYEN GETİRDİ, AJDA HARiÇ
Yıldırım Mayruk "Sergi için yaklaşık 120 elbise topladık" diyor. "Aslında daha fazla elbise toplayabilirdik. Ama duyuru yapmadık. Kulaktan kulağa yayıldı. Duyan kendisi "Bende de elbise var" diyerek getirdi. Bazılarından da istedik ama vermediler. Mesela Ajda’yı aradım, bana geri bile dönmedi."
Yıldırım Mayruk, vaktiyle yaptığı kıyafetleri yıllar sonra gördüğünde kendi geçmişiyle de yüz yüze gelmiş. Sonuçtan memnun: "Fevkalade gurur duyduğum bir şey var. Gelen elbiselerin pek azı sadece o zamanlara ait; çoğu bugün giyilebilir elbiseler. Dikişleri sapasağlam ve özenli. İtiraf edeyim yıpranmış olmalarından korkuyordum. Demode olmamak beni çok gururlandırdı. Biraz düzenbaz olsam o elbiseleri yeniden diker, yeni koleksiyon diye çıkarırım."
Not: Serginin açılacağı gün Borusan Oto İstinye’de BMW Z4 serisinin ilk lansmanı da yapılacak. Günün anlamına uygun olması için Z serisinin eski modelleri de sergilenecek.
Gündüz 750 öğrenci davetli
Gece 500 davetiye bağış karşılığı satıldı
4 Mayıs sergi açılış günü programını Barbaros Şansal anlatıyor: "Gündüz 14.30’daki gösterimizi medyaya açıyoruz. İstanbul meslek liselerini, olgunlaşma enstitülerini, üniversitelerin moda tasarım bölümlerini davet ettik. Yaklaşık 750 öğrenci gelecek. Bu çocukların görmeye, ilham almaya ihtiyaçları var. Borusan Otomotiv- Yıldırım Mayruk işbirliği araba veya elbise satmaktan bir adım öne çıkıyor, gençlere hizmet ediyor. Gecenin 500 davetiyesi, İbrahim ve Sedef Betil’in Toplum Gönüllüleri Vakfı’na bağış karşılığı satıldı."
ÜNLÜ MODACI KIYAFETLERİNİ ANLATIYOR
Yıldırım Mayruk: Bu tür sergilerin öğrenciler için ilham verici olduğunu düşünüyorum. Benim Paris’te ilk gördüğüm sergi Christian Dior sergisiydi. Sergiden çıkıp iki gün otel odasına kapanmıştım. İki günde 60 model çizdim ve hiçbiri Dior değildi. Bizim gençliğimizin arşiv görmemesi büyük eksiklik.
Kadını kadın yapan kumaşlardan vazgeçmedim
Serginin açıldığı gün bir de Yıldırım Mayruk defilesi yapılacak. "2023’e Hikayeler" serisinin 14. bölümü bu. 12 mankenin sunacağı 2006 yaz koleksiyonunu Yıldırım Mayruk anlatıyor: "Biz her koleksiyona 40 parça diye başlıyoruz. Ama durmayı beceremiyoruz. Şu anda 45 elbise var, defileye kadar 50 olacağını tahmin ediyorum. Kumaş olarak jorjet, tül, organza, çok az krep, dantel, tafta ve emprime kullandım. Kadını kadın yapan kumaşlardan asla vazgeçmedim. Farklı bir koleksiyon oldu. Hatlar değişti. Elbiseler jüponlandı. Büyük etekler yapıldı."
Behiye Aksoy’un bu elbisesini gece gazinoya götürüp teslim etmiştim
Behiye Hanım’ın, Gönül Yazar’ın elbiselerini hatırlıyorum. Gece geç vakitler gazinolara elbise götürürdüm. Her seferinde de kendime "bir daha erkenden bitireceğim, bu kadar geç teslim etmeyeceğim" diye söz verirdim. Ama iş yine sarkardı. Bu elbiseyi (solda) Behiye Aksoy’a 70’lerin sonunda diktim. Taşlık Gazinosu’na yine geç saatte teslim ettim.
Bu sergide her statüden kadına ait elbise bir arada
Fujya ve lacivert emprimeden yapılan bu tuvaleti Emel Sayın, Şan müzikolünde giydi. Sergide her statüden, her kesimden insana ait elbise bir araya geldi. Sosyete de var sahne sanatçıları da. Bugün bu mümkün değil. Çünkü arada uçurum var. bugünün sanatçılarına diktiğimiz elbiseleri sergiye almamayı uygun gördük.
Bu provokatif tasarımı ancak Belma Simavi taşıyabilirdi
Afrika masklı bu kıyafet (solda) 2000 koleksiyonumuza ait. Belma Simavi için elbiseyi biraz farklı dikmiştim. Çok provokatif bir tasarımdır. Belma Simavi gibi bir repütasyona sahip bir kadının taşıdığını hayal bile edemezsiniz. Ama giydi. Ondan başkası da taşıyamazdı. Bu sergiyle o kadınların kimliklerini de anlatmış oluyoruz. Yalnız yakın çevresiyle paylaştığı sırlarını açığa çıkarıyoruz.
Sergideki en çarpıcı elbise: Bizim müşteri çok transparan giymez. Derin Mermerci’nin elbisesini sergiye koymadık. Az kalsın unutuyordum. Sevda Ferdağ’ın bir elbisesi var (sağda). Ben elbiseyi bir göğsü transparan olarak dikmiştim. Ama o transparan göğüs işlenmiş bir halde geldi. Meğer Sevda bütün kostümlerini tiyatrolara bağışlamış. Bir temsil sırasında bu elbisenin deforme edildiğini görünce sinirlenip bir tek bunu geri almış.
En çok bilinen elbise: Türkan Şoray’ın Çılgın Bediş filminde giydiği elbise.
Sergideki en eski elbise: Grundig fabrikalarının sahibinin kızı Tülin Bila’nın gelinliği (1965)
Sergideki en yeni elbise: Sarah Yamani gelinliği (2005)