İşte yerli Cosby ailesi

Güncelleme Tarihi:

İşte yerli Cosby ailesi
Oluşturulma Tarihi: Nisan 25, 2012 00:00

1980’li yıllara damgasını vuran ekran klasiklerinden “The Cosby Show”, Türkiye’ye uyarlandı. Perran Kutman ve Levent Öktem’in başrollerini paylaştığı “Canımın ıçi”, bugün Star TV’de başlıyor. ılginç projenin detaylarını dizinin kahramanlarına sorduk.

Haberin Devamı

 PERRAN KUTMAN: SIT-COM’DA RAHAT EDERİM SANIYORDUM, YANILMIŞIM!    

* Bundan önceki projeniz “Deli Saraylı” biraz kısa ömürlü oldu. Planlanandan erken yayından kaldırılması sizi nasıl etkiledi?
- “Deli Saraylı” beni kırdı, üzdü, yıprattı. Uzun süre televizyona iş yapmam diye düşünüyordum. Ama bu proje beni kararımdan döndürdü. Çünkü Tarkan Karlıdağ’a güvendim. Kendisiyle “Hayat Bilgisi”nde senelerce beraber çalıştık.
* Dizinin erken bitmesi miydi sizi bu kadar üzen?
- Koşulları da zorladı yavrum, hepsi bir arada oldu. Adada çekim yapılıyordu. Kötü hava şartlarında adaya gitmek zordu. Çok iyi hatırlıyorum, deniz taksilerin dahi yolcu kabul etmediği oluyordu. Yine öyle bir gün, inanılmaz sis var; çok üzülüyorum diye biri kabul etti. Adaya giderken yanımızda birden devasa bir siyahlık belirdi. “Aaa, bu ne?” dedim. Kaptan “Gemi” dedi. Bu şartlarda gidildi o sete. Lodosta iskeleye çıkabilmek söz konusu değilken bile o sete gittik. O şartlarda, büyük özveriyle çalışıldı. Muhteşem de bir kadroydu. Öyle bir kadroyu bir araya tekrar kimse getiremez. Ama bazı talihsizlikler oldu. Bu da bir tecrübe işte 46 yıllık meslek hayatımda.

ANNE OLMAYI SEVİYORUM        

* Gelelim yeni projenize... “The Cosby Show”u izler miydiniz?
- “The Cosby Show” gençliğimde izlediğim, çok sevilen bir diziydi. Biraz da o yüzden kabul ettim.
Orjiinalindeki baba rolü Türk versiyonunda anne figürüne dönüştürülmüş. Yani Bill Cosby’nin yerini siz aldınız...
- Ben anne olmayı seviyorum galiba. Bu dizide de yine birçok çocuğum var. Hepsini gerçekten çok seviyorum. Saygılı, hoş, cıvıl cıvıl evlatlarım oldu. Hazıra konmak iyi.
* Bu aynı zamanda sizin ilk sit-com’unuz. Nasıl gidiyor çekimler, daha mı rahat çalışma koşulları?
- Sit-com oluşu beni çok mutlu etti. Çünkü hep sit-com’da çok rahat edeceğimi düşünüyordum. Ama hayır, öyle bir şey olmuyor. Her gün yayınlanacak bir dizi olduğu için diğer dizilerle aynı emek harcanıyor. Yoruluyorsun. Her gün 40 sayfa ezber var.
* Biraz da rolünüzden bahsedelim. Beş çocuklu bir jinekolog olduğunuzu biliyoruz, başka?
- Evet, Nazan bir kadın doktoru. Beş çocuğu var. Bunlardan birini evlatlık almışlar ama onu ötekilerden de fazla seviyor. Mutlu, mesut... Biraz hayatı hafife alan, çocuklarıyla, eşiyle ve hastalarıyla problemlerini hiç kırmadan, üzmeden, neşeyle halledebilen bir kadın. Cıvıl cıvıl bir evde yaşıyor.

TİYATRO, ACILARIMA SAYGI GÖSTERMEDİ!

* Perran Hanım, tiyatrodan neden uzaklaştınız? Bir daha sizi canlı canlı sahnede izleyemeyecek miyiz?
- Olmayacak galiba. Aradan çok uzun yıllar geçti, televizyon dizileri daha çok daha sevdiğim bir iş haline geldi. Tiyatroya tabii ki çok saygı duyuyorum. Mesleğe saygıyı orada öğrendik. Ama tiyatro zor geliyor bana. Belki de çok uzun yıllarımı aldığı içindir. Hiçbir acıma da saygı göstermedi. Babaannemi, hayatta en sevdiğim insanı gömdüm, hemen arkasından sahneye çıktım. Babamı gömdüm, sahneye çıktım. Böbrek taşı düşürürken bile, damardan iğnem yapıldı ve sahneye çıktım.
LEVENT ÖKTEM: ÇOCUKLARIN CIVILTISI SETE AYRI RENK KATIYOR

* Levent Bey, sizin için bu projenin cazip yanı neydi? Hangi sebeple teklife “evet” dediniz?
- Tiyatronun dışında oyunculuğun yan dalları olan sinema ve sit-com gibi işler ilgimi çekiyordu, bu alanlarda da güzel, kaliteli bir şeyler yapmak istiyordum. Böyle bir teklif gelince seve seve kabul ettim. Çünkü çok sevdiğim oyuncu Perran Kutman da kadrodaydı. Formatı zaten biliyordum, çok beğendiğim bir diziydi. Türkçe adaptasyonu da iyi olur diye düşündüm. Normalde zor gülerim, ama Cosby’ler beni hep güldürürdü. ınşallah bizimki de aynı sıcaklıkta olur.
* Siz dizide Perran Hanım’ın eşi rolündesiniz. Hasan, nasıl bir baba ve eş?
- Hasan, karısına ve ailesine çok düşkün bir avukat. Özünde sevgi dolu ve gırgır bir adam. Ama biraz pimpririkli de, bazı takıntıları var.

EKİBE MAŞALLAH DEMEK GEREK

* Çok çocuklu bir ailenin evinde gürültü eksik olmaz. Sette durumlar nasıl?
- Çok güzel. Çocukların heyecanı ve cıvıltısı ayrı bir renk katıyor sete... Herkes çok saygılı ve sevgi dolu. “Maşallah” diyor, tahtalara vuruyorum. Bunu her zaman yakalamak mümkün olmaz.
* Oyunculuklarını nasıl buldunuz çocukların?
- Hepsi de yetenekli çocuklar. Çok da sevimliler.
* Perran Hanım, artık tiyatro yapmak istemediğini söylüyor. Ama siz hâlâ tiyatrodasınız. Sözünü ettiği zorlukları siz nasıl aşıyorsunuz peki?
- Tiyatro, Türkiye’de çok meşakkatli bir iş. Ödenekli olanlar dışındaki tiyatroların çalışanları hem maddi hem de manevi açıdan çok zorlanıyorlar. Tiyatroya gereken önemin verildiği söylense de verilmiyor, her şey lafta kalıyor. “Devletin tiyatrosu olur mu?” diye tartışılıyor. Bence olmalı çünkü tiyatro halkın okulu. Muhsin Ertuğrul yıllar önce söylemiş, “Bu insanlar oturmayı, kalkmayı, sevmeyi tiyatroda öğreniyor” diye. Ama ne yazık ki tiyatroya müzik ve sinema kadar yatırım yapılmıyor, o zaman da biraz öksüz çocuk gibi kalıyor. Öksüz çocuğun çalışanları da yaptıkları işten manevi zevk alsalar da maddi açıdan eksik kalıyorlar. Bu yüzden kırgın oluyorlar, küsüyorlar tiyatroya.

Haberin Devamı

PERRAN KUTMAN: BU SEVGİ TANRI VERGiSi    

* Perran Hanım, siz nasıl bir karakter oynarsanız oynayın, seyirci seviyor. Bu işin sırrı ne?
- Evet, öyle bir durum var. Mesela “Gırgıriye” serisinde canlandırdığım, gerçek olamayacak kadar alçak bir karakterdi. Sadece kızı para kazansın, onunla beraber sefa içinde yaşasın derdinde olan bir kadındı. O kadını bile seyirci sevdi, kabullendi. Bu çok hoş tabii. Sırrını bilmem, tanrının bir vergisi sanırım.

Haberin Devamı

LEVENT ÖKTEM’ıN TıYATRO MARATONU
 
* Levent Bey, sizin dizi çekimlerinden tiyatro sahnesine koştuğunuzu biliyoruz. Hangi oyunlarınız devam ediyor?
- Evet, şu an Tiyatro Pera’da iki oyunum devam ediyor. “Vanya Dayı” ve “Brecht Kabare”... Şehir Tiyatrosu’nda da konuk olarak “Ateşli Sabır” oyunundayım. Ayrıca Tiyatro Festivali için Müge Gürman’ın yönettiği “Çehov Makinesi”nde bir rolüm var. 13-14-15 Mayıs’ta ıstanbul Tiyatro Festivali’nde sahnelenecek.
                                                                                                                                                                     

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!