Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 02, 2011 00:00
Yaşar Günaçgün (41) yaklaşık üç hafta önce psikolog Merve Oğuz (23) ile evlendi. Bu evlilik sonrası basından uzak durmayı tercih ettiler. Hiç konuşmadı ve fotoğraf çektirmedi. Yaşar’la 5 Temmuz’da Turkcell Kuruçeşme Arena’da vereceği özel konser öncesi buluştuk. Tesadüfen röportaja eşiyle geldi ve ikili ilk kez ilişkilerini anlattı
MERVE OĞUZ
Yerine göre romantik Merve Hanım siz Yaşar’ın şarkılarına ve müziğine hayran mıydınız?- Dinler ve severdim. Ama asıl hayranı ablamdı. Ondan görerek dinlemeye başladım.
Yaşar şarkılardaki gibi romantik bir adam mı?- Yerine göre romantik olmayı biliyor ama sürekli öyle değil tabii.
YAŞAR
Nasıl tanıştınız?- Bundan beş sene önce kitap fuarında ilk kez karşılaştık. Bir buçuk senedir de nişanlıydık.
Merve Hanım kitap fuarına hayranınız olarak mı gelmişti?- Şiir kitabım yeni çıkmıştı, imza günüm vardı. Kızkardeşim de imza gününü kameraya çekiyordu. Merve kitap imzalattı o ânda kameraya alınmış. Sonra hayat bizi yeniden bir araya getirdi. Defalarca karşılaştık ve aşk yıllar içinde ortaya çıktı. Sanırım aşk tesadüfleri gerçekten seviyor.
Nasıl evlenme teklif ettiniz?- Nasıl teklif edeceğime karar vermek uzun zamanımı aldı. İnternette araştırmalar yaptım.
Neyi araştırdınız?
- Teklif tekniklerini... Önce evli arkadaşlarıma sordum ama hiçbirinden romantik cevaplar gelmedi. Sonra
film karelerinden yola çıkarak bu işin doğrusunun erkeğin diz çökerek evlenme teklif etmek olduğuna karar verdim. Yanımızda iki arkadaşımızla yürürken yolda aniden diz çöktüm ve teklif ettim.
Sizi Merve Hanıma evlenecek kadar aşık eden neydi?
- Bir insan aşkı nasıl tarif eder! Sevdik işte!
Melankolik havanız da evlilikle dağılmış gibi...- Bir şeyi ararsın ve içinde onun hüznü vardır. İnsan aradığını bulunca böyle oluyor herhalde. Evlilikten yıllarca kaçmıştım.
Neden?- Sorumluluklar aklıma geliyordu. Ama böyle olmadığını anladım. Biraz yaşla da ilgisi var. 35 sonrası aile sorumluluğu almamış bir adama da çok güvenmemek gerekiyor. Eskiden dağınık ve masaya çalışmak için zor oturan biriydim. Şimdi bunlar değişmeye başladı. Her şey düzenli bir hal aldı. Aslında bunları eşimin yanında cevaplamam çok zor!
PINK FLOYD SÖYLEMEK NE HADDİME!
5 Temmuz’da vereceğiniz konserin teması ‘Yedi İklim Dört Bucak’. Ne demek bu?
- Pazartesi akşamları TRT FM’de radyo programım ‘Her Dem Yaşar’ var. Özel konseptlerimiz oluyor. Konser için de böyle bir şey yapalım dedik. Bağlama ve batı sazlarıyla türküleri çıkardık, 12 türkü söyleyeceğiz. İkinci yarıda da hit şarkılarım olacak. Eşref Vakti grubu da konuk. Eğer becerebilirsek, bu konsept diğer işlerde devam edebilir.
Sesinizi seksi buluyorlar. Bu durum şarkı söylerken mi geçerli?- Sanırım konuşurken değil şarkı söylerken oluşan bir durum. Sesimle ilgili başka benzetmeler de yapıldı.
Neler mesela?
- ‘Yağmur Sesli’, ‘Sisli bir akşamda bulutları parçalayan ses’ gibi...
Şimdi nasıl bir döneminizdesiniz?
- Çalışmalarımın karşılığını alacağımı umduğum bir dönemdeyim. Hayatım pek değişmedi. Hatalarımdan ders aldım ama prensip ve savunduğum değerlerden geri adım atmadım. Aşk ve siyasi görüşlerim hiç değişmedi. Arkadaşlarım bile aynı.
Biraz da değişim şart değil mi?
- Değişim reddetmiyorum ama tuttuğum şeyi bırakmıyorum. Örneğin Pink Floyd seviyorsan hep seveceksin. Bir de bilerek söyleyeceksin bilmeden konuşmayacaksın!
Madem seviyorsunuz siz de sahnede söylemez misiniz?
- Ne haddime! Allah korusun! Adamı Türkiye’de rezil ederler. Pink Floyd’un bir şarkısını yorumlamak için 20 yıl çalışmak lazım. Saygı gösterilmesi gösterilen büyük bir grup, şarkının sözlerini ezberlemeniz lazım. Eğer yanlış söylerseniz de Pink Floyd hayranları da böyle üstünüze gelir işte.