Oluşturulma Tarihi: Mart 22, 2005 00:00
Teoman’ın yazıp, yönettiği ve başrolünde oynadığı Balans ve Manevra’yı beğenmiş ya da hiç hoşlanmamış olabilirsiniz.Ama bir gerçeği, Teoman’ın alışılmışın dışında bir
film yaptığını da kabul etmek gerek. Kendisi bu farklılığını, filmi vizyona girdikten sonra izlediği yöntemlerle de kanıtlıyor zaten.Takip edenler olmuştur. Basında, Balans ve Manevra hakkında çok farklı eleştiriler çıktı. Filmi dürüst ve başarılı bir çalışma olarak nitelendirenlerin yanında, yerden yere vuranlar da oldu. Teoman ise bu noktada hiç beklenmedik bir şey yaptı. Çoğu yönetmen gibi olumsuz yazıları görmezden gelmeyi seçmedi. Hatta cebinden para harcayıp, filmi hakkında çıkan tüm olumsuz eleştirileri herkese duyurdu. Nasıl mı?Gelin, Balans ve Manevra’nın gazete ilanlarına, Teoman’ın filmindeki dürüst, farklı tadın ilanlara nasıl yansıdığına hep birlikte bakalım. ‘PESPAYE’Atilla Dorsay’ın, Sabah’taki yazısından yapılan alıntı ‘Belki az kişi anlayacak, ama anlayanlar gerçekten sevecek’ diyor. İkinci sırada Radikal’den Yeşim Tabak’ın yorumu var: ‘Pespaye’. Kısaltarak yazıyorum, Posta’dan Burak Göral, eksiksiz olmasa da dürüst ve içten, demiş Balans ve Manevra için. Zaman Gazetesi’nin yorumu ‘Öykü kötü, orijinal bir yanı yok, senaryo ise daha da kötü’ şeklinde. Referans’dan Müge Akgün filmi bu yıl gösterime girenlerin başarılı olanlarından olarak nitelendirmiş. Yeniçağ’dan Sadık Özcan, ‘Müstehcen ve kopuk sahneleriyle film demeye bin şahit lazım’ yorumunu yapmış. Benim, Hürriyet Keyif ekinde çıkan yazımdan yapılan alıntıda, Teoman’ın, şarkı sözlerinde olduğu gibi filminde de etkileyici bir farklılık yarattığı yazıyor. En sonda da Sinan Çetin ‘Türkiye’de yapılmış ilk gerçek sanat filmi budur’ demiş. Çetin’in isminin yanına parantez içinde ilginç bir not düşülmüş: Teoman’ın yakın arkadaşı.Söyler misiniz bana, daha önce hiç buna benzer bir film ilanı gördünüz mü? Başka hangi filmin gazete ilanlarında olumsuz yorumlara yer verildi? İster akıllıca bir pazarlama stratejisi deyin (Teoman’ın üniversitede sosyoloji okuduğunu unutmayalım), isterseniz dürüstlük olarak algılayın. Ben buna Teoman farkı diyorum. Ve kendisini, eleştirilere değer veren, dürüst ve bir o kadar da akıllı yaklaşımı için kutluyorum. Gece seanslarımızı geri verinGünlerdir devlet büyüklerimiz medyanın İstanbul’daki kapkaç olaylarını abarttığı, durumun vahim boyutlarda olmadığını vurguluyor. Yakın çevremizden bile sık sık çarpılma haberleri dinleyince, ne kadar büyük de olsalar, onlara inanmak gelmiyor içimizden tabii. Zaten onlar da sürekli kendilerini yalanlayan kararlar alıyorlar. İstanbul’un çoğu yerinde sinemalarda gece seanslarının kaldırılması da bunlardan biri. Açıkça söylenmese de, belli ki, her sinema salonunun çıkışında gecenin bir saatinde asayişi sağlayamayız, korkusu yatıyor bunun arkasında. Peki ama artan kapkaç olaylarının cezasını neden sadece sinema seyircisi çekiyor? Sinemalara yasak gelirken, gece kulüpleri ve diskotekler nasıl oluyor da sabaha kadar açık kalabiliyor? Cuma ve Cumartesi akşamları gece seanslarında film izlemekten hoşlanan sinemaseverler üzgün. Gece kulüpleri çıkışında asayişi sağlayan mekanizmanın sinema çıkışlarında da işbaşında olmasını ve bir an önce gece seanslarımıza yeniden kavuşmayı diliyoruz.Mehmet Ali Alabora’yla yenidenTelevizyon dizisi Yılan Hikayesi’nin Memoli’si olarak ünlenen Mehmet Ali Alabora’yı Kayıkçı filmiyle beyazperdeyle tanıştıran isim Biket İlhan’dır. Biket İlhan son filmi Ayın Karanlık Yüzü’nde yine Alabora’yla çalışmış. Diğer başrollerinde Ali Poyrazoğlu ve Sanem Çelik’in olduğu film, kaybedenlerin trajik öykülerini perdeye yansıtıyor. Cezaevinden kaçan dört adam; tarihi eser kaçakçısı, banka hortumcusu, töre cinayetinden hükümlü ve tetikçi bir adaya sığınıyorlar. İç hesaplaşmaları sürerken bir de araya adalı bir kadınla yaşanan tutkulu bir aşk ilişkisi giriyor. İstanbul Film Festivali Ulusal bölümünde yarışacak olan Ayın Karanlık Yüzü, 15 Nisan’da sinemalarda olacak. Hobbit’ler şarkı söylüyorJ.R. Tolkien’in kitabından beyazperdeye uyarlanan Yüzüklerin Efendisi filminin müzikalini hayal edebiliyor musunuz?Dev bir tiyatro sahnesinde küçük Hobbit’ler dans edecek, şarkı söyleyecek, Orta Dünya’daki o muazzam savaş gözlerimizin önünde canlanacak. Yüzüklerin Efendisi müzikalinin bu yıl sonunda İngiltere’de sahneleneceği söyleniyordu. Hatta Türkiye’deki Tolkien hayranları 11,5 milyon pound’la, dünyanın en pahalı müzikali olan Yüzüklerin Efendisi’ni izlemek için Londra’ya gitme planları yapmaya başlamıştı bile. Ne var ki, Londra’da, yıl sonunda Orta Dünya’yı içine alabilecek boyutlarda bir tiyatro bulunamadı. Müzikalleriyle ünlü şehirde bu büyük prodüksiyona ev sahipliği yapabilecek tiyatrolar The Dominion, The Theatre Royal Drury Lane ve The Lyceum istenen tarihlerde dolu olduğundan Yüzüklerin Efendisi’ne Toronto yolu gözüktü.Kaderin cilvesine bakın. İngiliz yazar Tolkien’in eserinin müzikalini ilk önce İngilizler değil, Kanadalılar izleyecek. Yüzüklerin Efendisi’nin İngiltere’de kendine uygun bir tiyatro bulmasının 2006’yı bulacağı söyleniyor. Beyaz perdeden inciler...‘Hayatımızın değeri aldığımız nefeslerle değil, nefesimizi kesen anlarla ölçülür.’ (Aşk Doktoru-Hitch, Yön: Andy Tennant, 2005) Bunu biliyor muydunuz?Hababam Sınıfı Askerde filminin yurtiçi ve yurtdışı toplam izleyici sayısı üç milyona ulaştı.
button