Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2008 00:00
Bir magazin programı. En büyük problemimizin Tarkan’ın ayrılıp ayrılmadığı henüz netleşmeyen sevgilisi Bilge Öztürk’ün kiminle ve nerede olduğu dan dan diye anonslanıyor. Öyle sarmaş dolaş bir durum da söz konusu değil. Belli ki, bir davette aynı ortamda bulunan bir erkekle sohbet ediyor.
Ekranda grafik harikaları yaratılıyor. Erkek çember içine alınıyor, okla işaret ediliyor ve davudi ses gümbür gümbür bağırıyor: Tarkan’la ayrıldığı söylenen Bilge Öztürk kiminle görüldü? Kim bu adam?
Belli, Bilge Öztürk’ün ıncığını cıncığını biliyorlar ama yanında daire içine alıp okla işaret ettikleri ve "Kim bu adam" diye sordukları kişi hakkında hiçbir fikirleri yok. Zaten sonunda da yuvarlak içinde koca bir soru işaretiyle kalıyor yeni sevgilinin adı.
Ben yorumsuz olarak Bilge Öztürk’ün ve o erkeğin kısa biyografilerini yazayım, tanınma kriterinin neye göre işlediğine varın siz karar verin.
Bilge Öztürk: Avukat, şarkıcı Tarkan’ın sevgilisi.
İşte o adam: Adı İlhan Erşahin. 20 yıldır ABD’de yaşayan caz müzisyeni, plak şirketi ve kulüp sahibi.
KİM TANISIN
İlhan Erşahin, 20’li yaşlarında New York’ta müzik kariyerini sürdürmeye karar verdi ve ünlü müzik okulu Berklee’den aldığı bir bursla ABD öyküsü başladı.
Berklee Müzik Okulu’ndaki eğitiminden sonra İtalyan usta Joe Lavano ile çalışmalarına başlayan sanatçı, ardından Wallace Rooney, Jeff Williams, Cameron Brown, Victor Lewis, Eddie Henderson ve Valery Ponomarev gibi ünlü isimlerle sahneyi paylaşarak kariyerine devam etti.
New York’ta müzisyen dostlarıyla "kendilerine ait" bir sahne yaratmak üzere 2002’de Nublu’yu açtı. Wax Poetic, Love Trio, Brazilian Girls, Forro in the Dark, Kudu, I Led 3 lives, Nublu Orchestra (Butch Morris) bu kulüpte doğdu.
Time Out New York dergisi tarafından New York Underground müzik sahnesini ayakta tutan 5 girişimciden biri olarak sayılıyor. Erşahin, New York’ta nam salmış en önemli prodüktörlerden biri... Ahmet Ertegün’ün oğlum diyecek kadar yakınında olan Erşahin’in Tarkan ile tanışıklıkları da yine Ertegün’e dayanıyor.
Bu kadar vasfını görünce Erşahin’in, Bilge Öztürk’ten daha az tanınmasına bir kez daha şaşırmadım değil.
Genel yayın yönetmeninden
eksik kupon desteği isteyen müze yetkilisi
Kültür ve Turizm Bakanlığı alkışlanacak bir uygulama başlattı geçen hafta: Müzekart. 20 YTL verip aldığınız bu kartla bir yıl boyunca bütün müzeleri bedelsiz gezebiliyorsunuz. Salı akşamı da bunun tanıtımı yapıldı İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde.
Davetin sahibi Bakan Ertuğrul Günay’dı. Medya ve sanat dünyasının önde gelen isimleri katılmıştı, hatta davetlilere birer yıllık müzekart da takdim edildi.
O gece şahit olduğum bir olayı anlatmak istiyorum şimdi: Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Sedat Ergin ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı Genel Müdürü Görgün Taner koyu bir muhabbete dalmışlar.
Yanlarına İstanbul’un en ünlü müzelerinden birinin üst düzey yetkilisi yaklaştı. Önce Sedat Ergin’e gazeteyi ne kadar beğendiğini, zevkle okuduğunu falan söyleyip iltifatlar ederek girizgáh yaptıktan sonra bir ricası olduğunu belirtti.
SEDAT ERGİN’İN ŞAŞKINLIĞI
100 puanlık bir sınav sorusu kabul edin bunu ve alt satıra geçmeden ricasının ne olabileceğini tahmin etmeye çalışın.
Ricada bulunan kişi kültürel mirasımızın en önemlilerinin korunup sergilendiği kurumun yöneticilerinden biri. İnsanın ilk aklına gelen
haber desteği olabilir değil mi? Yanıldınız değil!
Milliyet’in verdiği konuşan çeviri bilgisayarının kuponlarında eksiği varmış, acaba onları nasıl temin edebilirmiş!
Sedat Bey bütün kibarlığıyla arkadaşları arayın ilgilenirler falan dedi ama böyle bir talep karşısında şaşkınlığı her halinden belli oluyordu.
Merak edip baktım gazeteye ertesi gün neymiş o ortamda kupon soracak kadar önemli bu promosyon diye. 11 dilde çapraz çeviri yapabilen bir cep bilgisayarı.
Ne yapsın adam, gelen turistlere daha iyi tanıtım yapabilmek içinmiş demek bütün çabası...
Rejans’ı kurtarmak için imza kampanyası
İstanbul’un tarihi Rus lokantası Rejans için bir imza kampanyası başlatıldı.
Atatürk’ün İstanbul’da bulunduğu yıllarda
yemek yediği, müşterileri arasında Muhsin Ertuğrul, İbrahim Çallı, Enis Batur, Murat Belge gibi ünlü sanatçı ve edebiyatçıların bulunduğu Rejans hem Beyoğlu’nun hem de İstanbul’un önemli simgelerinden biri.
Enis Batur bu simge halinin altını şu tespitiyle çiziyor: "Rejans’ın yok olması ya da yer değiştirmesi, Galata Kulesi’nin yok olması ya da yer değiştirmesi kadar önemlidir, İstanbul için..."
Anıtlar Kurulu tarafından tarihi eser kapsamına alınan binanın sahibi, işletmeciyi çıkartıp başka bir amaçla kullanmak istiyormuş. Bu duruma karşı başlatılan imza kampanyasına ilk imzayı Şakir Eczacıbaşı atmış ve kültür sanat dünyasından pek çok isim de destek vermiş.
Bakalım bu kampanya Rejans’ı kurtarmaya yetecek mi?