OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 18, 2004 00:00
Brilliant Dadaşova, Azerbaycan’ın süper yıldızı. Brilliant, Batı dillerinde ‘pırlanta’ demek, Azerbaycan’da da aynı anlamda kullanılıyor. Mimar Süleyman Bey ile gamon ustası eşi Kızhanım, 5. ve sonuncu çocuklarının geleceğini okumuşlar sanki... Bakü Üniversitesi Güzel Sanatlar Vokal ve Tiyatro Bölümü mezunu Dadaşova, Türkiye dışındaki ülkelerde çok ünlü. 1985’te Moskova’da yapılan uluslararası pop müzik şarkı yarışmasını kazanarak bir anda yıldız olmuş. Ardından Azerbaycan Radyo ve Televizyonu Korosu’nda solist olmuş. Onu Norveç’te yaptığı ve hálá listelerde olan iki albümü izlemiş. 2001’de Nobel Barış Ödülü’nün 100. Yılı için yapılan ‘Bana Barış Yolunu Aç’ adlı CD için Türk dünyasından davet edilen tek sanatçı Dadaşova. O tarihi CD’de Kris Kristofferson’dan Mandela’ya, Sinead O’Connor’dan Yaser Arafat’a, Rahibe Teresa’dan Enver Sedat’a, Dalai Lama’dan Kofi Annan’a kadar nice ünlüler var. Barış üstüne konuşanlarla, barış şarkıları söyleyenler el ele. Dadaşova, Azerbaycan TV’de ‘Güzellik Dünyayı Kurtaracak’ adlı programında her hafta ‘dahili alemin güzelliğinden’ söz ediyor. Görünen o ki, Brilliant Dadaşova’yı neredeyse tüm dünya tanıyor ama, adını her andığında gözleri dolan Türkiyesi onu pek bilmiyor. Duyduk ki, Brilliant Dadaşova sessizce İstanbul’a gelmiş, hemen arayıp buluştuk. Öğrendik ki oruç tutarmış, ver elini güzelim Çırağan Hotel Kempinski’nin muhteşem iftar sofrası. Bize susmak gerek, çünkü Dadaşova’nın bizlerle paylaşmak istediği o kadar çok şey var ki...Türk dünyasını temsil ettim- Önce şunu iftiharla söyleyeyim ki, ben Nobel Barış Ödülü’nün 100. yılı özel CD’sinde yalnız Azerbaycan’ı değil, bütün Türk dünyasını temsil ettim. CD’de Mari Boyne, Kavita Krişnamurti ve Çivoniso ile yaptığımız düetler var. Ayrıca Bahtiyar Vahabzade’nin ‘İlahi Amin’ adlı bestesini emprovize olarak söyledim. Müslümanların barışa olan çağrısını dile getiren bu şarkı, başta Norveç olmak üzere bütün dünyada büyük alaka çekti. Yener Bey, benim oralara çağırılmam, bir anlamda Türklerin barışçılığının tescil edilmesi oldu. Pop müziğe makam getirdim- Türkiye’de bir GSM şebekesinin sinyal müziği olan ‘Maç Maç, Guc Guc’ adlı şarkımı kendi oğlum için yapmıştım. Tanıtım filminde oynayan gözlüklü kişi, ilk başta firmaya bu müziğin kendisine ait olduğunu söylemiş. Sonra bana
haber geldi, 2 sene önce İstanbul’a gelip mahkemeye verdim ve kazandım. Şimdi aramızda 5 senelik mukavele var. Çok zor parçalar söylerim, Arşın Mal Alan Operası aryalarından, halk türkülerine kadar. Ben pop müziğe makam getirdim, ikisini çok güzel birleştirdim. Ben bir naçiz sanatçıyım; görevim, sanatımla kendi kültürümü temsil etmek. Fatih’in kanından olmak GURUR VERİR - Türkiye’ye ilk kez 10 sene önce TRT’nin davetiyle geldim. Devlet Sanatçısı olarak Avrasya kanalında bir konser verdim, ayrıca yılbaşı özel programına çıktım. O zamana kadar kaçak ya da diplomatik yollarla kasetler bulurduk bizim oralarda. Ben çok küçüktüm; bir gün babama dedim ki ‘Bu insanlar da bizim gibi konuşuyorlar, bunlar kim?..’ Babam da bana ‘Onlar bizim gibi konuşmuyor, biz onlar gibi konuşuyoruz, çünkü biz Türküz’ dedi ve tembih etti: ‘Bunları bileceksin, Türk olduğunu hiç unutma ama, bunları okulda asla söylemeyeceksin.’ Babam bana Stalin’in pasaportlarımızı değiştirdiğini, ‘Türk’ü kaldırıp yerine ‘Azeri’ yazdırdığını anlattı. Ninem anlatırdı, dedemin Bakü’de petrol kuyuları varmış, hepsini elinden alıp bizi fakir etmişler. Çocukluğumdan beri Türkçe konuşmayan insanlara hep nefretle baktım. Benim yapım bu, ‘Türküm, Azeriyim’ demedikten sonra yaşamanın manası yok. Sahneye çıkmamın manası da olmaz, para bir şeydir ama, her şey değil. Paradan oldum ama manevi değerlerimi kaybetmedim, bunlara söylemeden yaşayamam. Fatih Sultan Mehmet 22 yaşında İstanbul’u fethetmiş, onun kanından olmakla gurur duyuyorum.Bence kadın monogamdır- Biz kadınlar monogamız, erkekler ise poligam, maalesef tabiat böyle yaratmış. Erkek kulağına kadar sıkı aşık olsa bile yine başkasına bakabiliyor, gözü dışarıda. Ama, kadın çok sıkı aşıksa böyle olamıyor. Bence her kadının erkeği olmalı, ona sırtını dayamalı, muhabbeti, aşkı olmalı. Sevdiğin bir erkeğin nefesi geldiğinde, göz göze baktığında, elini tuttuğunda gerçek bir heyecan olmalı. Aslında heyecan hislerin en güzelidir. Bence kadına asıl heyecanı bahşeden, kadına gerçek heyecanı yalnız ve yalnız erkek verebilir. Ben nedense eskiden beri Adriano Celentano’yu yakışıklı bulurum. Bir de ünlü sihirbaz David Copperfield’i. Ama bu demek değil ki, benim hoşuma yalnız yakışıklılar gider. Benim erkeğim önce ciddi olacak, kalkıp hemen oynayan erkeklerden nefret ederim. Nazım Hikmet ve Aziz Nesin hayranı- Názım Hikmet ve Aziz Nesin’i çocukluğumdan beri bilirim ve okurum. İlk zamanlar Aziz Nesin’e çok kızıyordum. Bütün eserlerinde hep kendi milletini eleştirirdi, hep eksik taraflarını söylerdi. Eserlerinin tercümesinde Ruslar bizi aptal gibi kabul etmesin diye kızıyordum. Daha sonraları anladım ki, bu aslında Türk milletinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Biz Türkler ne kadar büyüğüz ki, kendimize yetmeyen taraflarımızı görüyoruz.‘Madem hepiniz Türksünüz
Atatürk niye sizi almadı’ diye kızdırırlardı- Rus okullarında okuyanlar iyi kariyer yapardı, Azeri okullarını bitirenler ise iÅŸ bile bulamazdı. Ben Rus okulunda okudum, orada bize ne Atatürk’ü anlattılar, ne de Türkleri. Ben Atatürk’ü üniversite senelerinde anlamaya baÅŸladım. Beni hep kızdırırlardı ‘Madem Türksünüz, kardeÅŸsiniz, Atatürk neden Azerileri almadı’ diyerek. Ben hálá inanıyorum ki eÄŸer bir imkan olsaydı, Atatürk bunu yapardı, eminim. Yener Bey, Türkiye’de bir kötü muamele görmüşsem, hiçbir zaman onu Azerbaycan’da anlatmam. Çünkü Rus yanlısı insanlar, bunu çok kötü kullanabilir; Türkler aleyhinde delil gösterebilirler. Rusları kötülemek istemem ama, onlarla yıldızım hiç barışmadı. 1986’da birinci seçildiÄŸim Moskova’daki uluslararası yarışmada Rusça söylememi istediler, reddettim. Her insan kendi halkının köklerinden gelen kültürü temsil etmelidir.Açık giyinmek hafiflik deÄŸil- Türkiye’de bazı sponsorlar bana ‘Seni burada çıkartalım, tanıtalım’ dediler, ama konan ÅŸartlar bana göre deÄŸil. Yener Bey, kadın, sevmediÄŸi, ilgi duymadığı bir adamla beraber iliÅŸki kuramaz, kurarsa yaptığı terbiyesizliktir. Allah’ın bana emanet ettiÄŸi vücuda ihanet edemem. Açık saçık giyinmeyi çok severim, insanların ilgisi çekmeyi becerdiÄŸimi çok iyi biliyorum. Bunları sahnem için yapıyorum, hafiflik için deÄŸil. Â
button