Güncelleme Tarihi:
Hülya Avşar ve Kaya Çilingiroğlu çiftinin bebekleri Zehra, Türkiye'nin en ünlü bebeği. Hiçbir bebek, kamuoyu ve basın tarafından bu kadar merak edilmedi... Hürriyet, Türk basınında ilk kez Zehra bebeği okuyucularına bu kadar yakından tanıtıyor. Bir başka deyişle ailesinin bir yıl fotoğraf çektirmeme ambargosunu delerek Zehra bebeği görücüye çıkartıyoruz. Allah ‘‘Tüm bebekleri, tüm Zehra'ları nazardan korusun’’ diyerek...
Türkiye'de nice Zehra'lar var, ama hiçbiri bu Zehra kadar ünlü değil, hele şanslı hiç değil. Bu Zehra ki, doğmadan şöhrete ulaştı, ana rahminde reklamlara çıktı. Bu Zehra ki, ana rahminde Mozart'lar, Beethoven'ler dinledi, hâlâ da dinlemekte. Bu Zehra ki ana rahminde kazandığı reklam paralarıyla villa sahibi oldu. Bu Zehra ki, el bebek, gül bebek...
Bu Zehra, Hülya Avşar ile Kaya Çilingiroğlu'nun biricik kızları. Nazar değmesin diye köşe bucak saklanan, doğumunda hastanelerin arka kapısından kaçırılan ‘‘Zehra Bebek’’...
ANNE ÇOK TİTİZ
Baba Kaya Çilingiroğlu, kızından söz edilince gözleri çakmak çakmak oluyor, yüzü gülüyor. Hatta dili çözülüyor:
‘‘Zehra muazzam bir olay. İnsanın yaşama bakış açısı değişiyor. Bugüne kadar anneme, babama ne kadar haksızlık ettiğimi Zehra'ya sahip olduktan sonra anladım. Baba olmak müthiş bir şey. Kız çocuk daha cana yakın. Devamlı yanımda kalacak, hiç ayrılmayacakmış gibi geliyor.’’
Minik Zehra babasının bu sevgisini gözlerinden okuyor sanki. Gözlerini ondan hiç ayırmıyor, gülücükler gönderiyor. Babası da ona ıslıkla cevap veriyor. Bir muhabbet, bir muhabbet, hiç sormayın...
Anne Hülya Avşar'sa titiz mi titiz. Haftanın altı günü gelen dadıya bütün talimatları tek tek veriyor. Perşembe günleri dadı izin yapınca, yerini kayınvalide Dr. Gülümser Çilingiroğlu alıyor. Sabaha kadar torununun yanında kalıp, sabah erkenden hastanenin yolunu tutup ameliyathaneye giriyor.
MOZART DİNLİYOR
Zehra bebeğin bir özelliği de, ana karnından beri klasik batı müziği dinliyor olması. Nedeni Hülya Avşar anlatıyor:
‘‘Hamileliğimden beri dinletiyorum, Amerikalı uzmanların tavsiyesi. Önceleri Beethoven dinletiyorduk, ama bana onun müziği çok sert geldi. Hemen Vivaldi'ye çevirdim. Şimdi ise Mozart dinletiyoruz. Uyurken, oynarken bu müzik hiç kapanmıyor. Dadının ilk görevi, sabah uyanır uyanmaz müziği açmak.’’
Peki, bu şirin Zehra ne yiyor, ne içiyor. Acaba Beethoven dinleyen dokuz aylık bebeğin menüsünde neler var. Söz annesinde:
ÇİKOLATAYA BAYILDI
‘‘Herkesin bebeği gibi besleniyor. Şimdi yavaş yavaş peynire, yumurtaya başladık. Bir de sebze çorbası var. Ama ben her şeyi veriyorum, bizimle beraber sofraya oturduğunda. Mesela bugün eline ekmekle köfte tutuşturdum. Salatalık, havuç her şey var yani. Şeker vermek yok, ama geçen gün kayınvalidemle beraber minicik bir çikolata verdik, bayıldı. Kaya şimdi bunu duyacak ve kıyamet kopacak.’’
Zehra bir de ayaklanırsa, neler olacak neler. En başta dedesi Prof. Dr. Kaya Çilingiroğlu şimdiden hazırlıklara girişmiş durumda:
DEDENİN DÜŞÜNCELERİ
‘‘Doğru tenis bahçesine götüreceğim. Çocuğun spor yapması şart. Hatta haftaya ona bizim sitedeki kapalı havuzda yüzme dersleri vereceğim. Bu yaşta öğrenmesi çok önemli. İki ayağının üstünde güçlü olarak durmalı, yaşı önemli değil. Bir insanın kafasının kuvveti, cebinin kuvveti ve kolunun kuvveti varsa, ona hiç kimse bir şey yapamaz.’’
Hülya Avşar, Zehra'sına ne kadar zaman ayırıyor dersiniz?
‘‘Zehra'ya işimden çok daha fazla zaman ayırıyorum. Yani artık benimle çalışmak isteyenler şunu bilecekler ki, haftanın iki günü ve sekiz saatten fazla çalışmam. Gece hiç çalışmam. Her şeyi Zehra'ya göre yönlendiriyorum. Sevgiden, şefkatten yoksun bir çocuk büyütmek istemiyorum.’’
Zehra Çilingiroğlu 15 Ocak 1998 İstanbul doğumlu. Şu anda 9 kilo ve 70 cm boyunda. Hülya'ya göre kafa yapısı aynı dedesine benziyor. Kaya'ya göre çok güler yüzlü olan Zehra, babası gibi sabahtan başlıyor gülücükler dağıtmaya.
SUDAN ÇIKMIYOR
Zehra'nın bir tutkusu da su. Annesiyle birlikte banyo yapıyor, ama çıkmak bilmiyor. Bir de arada bir anne babasının yanaklarına birer minik şaplak patlatıyor.
‘‘Kaya eski Türkiye yüzme şampiyonu olduğundan, su tutkusu babasından geçmiş herhalde’’ diyor Hülya Avşar ve ekliyor:
‘‘Lütfedip, bana kulaklarının benzediğini söylüyorlar, bir de çenesini.’’