Güncelleme Tarihi:
EN MERAK EDİLEN BÖLÜM
Türkiye’de ve dünyada ilk defa depolarımızdaki ilgili belgeleri ve eşyaları bir araya getirerek bir Harem sergisi hazırlamaya karar verdiğimizde 2006 yılındaydık. O günden bugüne de özverili çalışmalarla hazırlıkları tamamladık. Türkiye’de bir ilk olacağı için çok özen gösterdik. Yüzyıllarca valide sultan, padişah kadınları, çocukları, kız ve erkek kardeşleriyle cariyelere ev sahipliği yapan, dışarıdan hiçbir yabancının giremediği Topkapı Sarayı haremi her zaman Osmanlı yaşamının en bilinmeyen ve merak edilen bölümü olmuştur. Sergi, Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonlarında yer alan ve bizzat saraydan intikal eden eserler aracılığıyla Topkapı Sarayı hareminin gerçekçi bir biçimde anlatılması amacıyla düzenlendi.
Harem mimarisi, haremin koruyucuları ve hizmetlileri olan harem ağaları ve cariyeler teşkilatı, padişah kadınları, kız ve erkek çocuklarıyla kız kardeşlerinden oluşan hanedan üyelerinin haremdeki yaşamları, eğitimleri, hiyerarşideki yerleri ve haremde günlük yaşam, gezenlerin akıllarında kalacak.
HÜRREM’İN MEKTUPLARI
Üçüncü bölümde has odalıktan hasekiliğe ve nihayetinde valide sultanlığa yükselen padişah kadınları, kız ve erkek çocuklarıyla kız kardeşlerinden oluşan hanedan üyelerinin haremdeki yaşamları, eğitimleri, hiyerarşideki yerleri vurgulanacak. Osmanlı sanatının en güzel örneklerinin sergileneceği bu bölümde Hürrem Sultan’ın Kanuniye yazdığı bir mektup, yine Hürrem Sultan’a ait bir mendil ve kaşbastı, Hatice Turhan Sultan, Cemile Sultan, Adile Sultan ve başkadın efendilere ait mühürler ilgi çekici. Padişahların ve valide sultanların birbirlerine yazdığı mektuplar, entari, kemer, başlık gibi kıyafet örnekleri, takılar, murassa kutular ve günlük kullanım eşyaları da gösterime sunulacaklar arasında.
HAREMDEN TAHTA ÇIKIŞ
Serginin kadınlara ait bölümünden sonra doğumlarından tahta çıkışlarına kadar şehzadelerin haremdeki yaşamlarının anlatıldığı bölüme geçilecek. Burada sergilenecek eserler arasında şehzadelere ait kıyafetler, eğitim araçları, sünnet şenliklerinin, sancağa çıkmalarının betimlendiği minyatürlü eserler sergilenecek. Üçüncü bölüm padişahların haremden tahta çıkışıyla son buluyor. Bu bölümün en önemli eserleri sorguç, yazı kutusu, askı, matara gibi saltanat sembolleri, tören kaftanı ve padişahların tahta çıkışlarında harem halkına altın saçtıkları rivayet edilen Altın Yol çinileri. Sergi haremde günlük yaşamın, eğlencelerin ve geleneklerin yine başyapıtlarla ve görsellerle anlatılacağı dördüncü bölümle sona erecek.
Kahve ve Çubuk İçen Genç Hanım
18. yüzyıla ait olan ve Jean Baptiste Le Prince’in, haremde günlük yaşam konulu resimlerinden biri. Eserde çubuk içen genç hanıma, bir cariye kahve sunuyor. Genç hanımın ve kahve sunan cariyenin kıyafeti, genç hanımın incilerle ve bir gülle süslü saç tuvaleti, çubuk, kahve ibriği gerçekçi bir biçimde betimlenmiş. İç mekan, aynı sanatçının ‘Gergefte Nakış İşleyen Cariyeler’ resmindeki betimlemeleriyle benzerlikler taşıyor.
Murassa Koku Mahfazası
Osmanlı’nın 19. yüzyılına ait eser, altından imal edilmiş olup, yumurta biçiminde. Leylak renkli mine, zeminde gümüş yuvalı elmaslardan oluşan kavisli hatlar sıralanıyor. Krem, parfüm veya esans muhafazası olarak kullanılmış olmalı.
Tören Kaftanı
Osmanlı sanatının karakteristik motiflerinden ‘benek’ ve ‘pelenk’ motifiyle bezeli olan kaftandaki motifler, pars postunda yer alan benekle kaplan postunun çizgilerine benzetilerek, saltanat ve güç sembolü olarak yorumlanmış. 17. yüzyıla ait kaftan, ipekli ve pamuklu dokumadan yapılmış.
Murassa Satranç Takımı
Satranç takımı, ajur ve firuzekârî tekniÄŸiyle yapılmış çeÅŸitli motiflerle bezenmiÅŸ. Tepelerinde altın yuvalı kabaÅŸon yakut veya firuze taÅŸlar var. TaÅŸlardan dokuzunun tepesi yakutlu, altısı firuzeli. Satranç takımlarının 16. yüzyıldan günümüze ulaÅŸabilmiÅŸ küçük, zarif parçalarının birbirine benzeyenleriyle bir yarım set oluÅŸturulmuÅŸ. Satranç, pek çok DoÄŸu ve Batı kültüründe olduÄŸu gibi, Osmanlı Sarayı’nda da sevilerek oynanan bir oyundu. Ancak, Ä°slâm’ın üç boyutlu figür yapmayı yasak etmiÅŸ olmasından dolayı, satranç taÅŸları genellikle figürsüzdür.Â
Kafesli Landon
Osmanlı’da 18. yy. sonu ve 19 yy. başına ait olan arabanın üst kısmı oyma ve kabartmalı dikdörtgen ahşap bir oda şeklinde düzenlenmiş. Yeşil renk ve yaldız boyalı olup pencereleri ahşap kafesli. Ön yay sistemi üzerinde yer alan yaldız boyalı ahşap oyma hurma ağacı figürü dikkat çekicidir. Çünkü hurma ağacı İslâm inancına göre cennete özgü ağaçlardandır ve sonsuz yaşamı vurgular. İç kısım bordo renkli kadife kumaşla kaplı olup, üzerine stilize dal, yaprak, fiyonklu buketler ve altı kollu yıldız motifleri kordon tutturma tekniği ile uygulanmıştır. Türk-İslâm sanatında Mühr-ü Süleyman motifinin kullanılışı iktidar, saltanat ve devamlılığı, manevi güç ve nazara karşı koruyuculuk, yol göstericilik olarak açıklanmakta, çok daha erken kültürlerde de görülmüştür.
Dört bölümde sergilenecek eserlerin çoğu ilk defa gün yüzüne çıkıyor. Bu nedenle hepsi izleyiciyi şaşırtacak nitelikte.